chapter 29

971 95 71
                                    

oluyorum hastaliktan sozde asi oldum ama covid belirtileri gosteriyorum tam cb zamani ben daha thunderous cover cekicektim ama ayaga kalkicak halim yok..

bu arada red lights mv gelmezse cok fena aglarim bunu buraya yaziyorum yani sadece teaser ile kalamaz paylasilmasi lazim

medya: skz/sorry, i love you

Bir an için elimin ayağımın boşaldığını hissetmiştim. Christopher'a bir şey olduğu düşüncesi tamamen sarsılmamı sağlamıştı. Anında ayağa kalkıp Changbin hyunga baktım. "Hangi hastane?"

Duyduğum isimle hızla kapıya ilerlemiş ve kimseyi duymadan evden ve binadan çıkmıştım. Hızlı adımlarla bir taksi bulmuştum. Peşimden koşan Jisung yetişti. Birlikte hastaneye ulaştık ve taksiden inince hızla içeri girdik.

Danışmadan bilgiyi aldığımız gibi yukarı çıkmıştık. Jisung, Minho hyungun odasına giderken ben Christopher'ın odasının önüne gitmiştim. İçeriden bir doktor çıkıp bana baktı. "Hastanın nesi oluyorsunuz?"

"Sevgilisiyim ben. Durumu nasıl? Uyandı mı?" Endişeyle konuşurken gülümsemişti. "Evet, uyandı. Çok büyük bir etki almamış. Sadece başında biraz yara var ve vücudunda ufak tefek yaralar. Birkaç gün burada tutacağız."

Derin bir nefes verdim. "Görebilir miyim?"

Başıyla onayladı. İçeri girdim ve öylece uzandığını görünce gözlerimdeki yaşlar daha hızlı akmaya başladı. Gözlerini aralayıp bana baktı. Yanına ulaşıp ona sarıldım. Bir kolunu bana sardı. "Tanrı'ya şükürler olsun. Şükürler olsun bir şeyin yok. Nasıl hissediyorsun?"

Kafamı kaldırıp ona bakarken kaşlarını çatarak bana bakmıştı. Kapı açıldı ve Changbin hyung ile Felix içeri girdi. "İyiyim Seungmin. Bir şeyim yok."

"Seni kaybedemem ben. Özür dilerim Chris. Bundan sonra kimseyle konuşmayacağım, söz veriyorum. Birlikte devam edelim." Yanağına bir öpücük kondurdum. Kaşları daha çok çatıldı. Özür dilememi mi beklemiyor olmalıydı? Neden böyle tepkiler veriyordu?

"Chris mi? Ne zamandan beri bana hyung demek yerine ismimle sesleniyorsun Seungmin?" Şokla kalırken hafifçe geri çekildim. Ne demekti bu? Dalga mı geçiyordu benimle?

"Ne? Ne diyorsun Chris?" Şokla ona bakarken hafifçe doğruldu. "Duymadın mı? Bana neden hyung demek yerine Chris diyorsun? Bu nereden çıktı?"

"Bir dakika Chan hyung, sen Seungmin'i hatırlamıyor musun?" Felix şaşkınlıkla konuştuğunda dilimin dolandığını hissetmiştim. Beni unutmuş muydu?

"Hatırlıyorum. Hatırlamamam için bir sebep yok. Ama bana her zaman hyung derdi."

"Hayır o anlamda değil. Hyung dur, ben ve Changbin çıkıyoruz. Bunu hatırlıyor musun?"

"Ne? Ne zamandan beri çıkıyorsunuz siz?" Şokla gözlerimden yaşlar akarken ona bakıyordum. Hatırlamıyordu. Beni hatırlamıyordu. Hiç bir şeyi hatırlamıyordu.

"Tanrım, sen hiç bir şeyi hatırlamıyorsun Chris. Beni, birlikte geçirdiğimiz zamanları.." Bu sefer bakışları bana döndü. Hala ağlamaya devam ediyordum.

"Neyi hatırlamam gerek ve bana hala Chris diyorsun." Sinir bedenimi kuşatırken ayağa kalktım.

"Cidden, cidden sevgilime hyung diye mi sesleneyim!?" Sinirle bağırarak ayağa kalktım ve odadan çıkıp kenardaki koltuklara oturup ağlamaya başladım. Jisung, Minho hyung ile beraber yanımıza geldi. Hyunjin ve Jeongin de koşarak gelmişti. Changbin hyung içeriden çıktı. "Ne oldu hyung?"

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin