chapter 20

1.3K 125 87
                                    

medya:skz/0325 ot8

Annemin bize olan sinirinin geçmesini beklerken yaramaz çocukların suç işleyip de annesinden kaçmaları gibi mutfakta bekliyorduk. Bir suçumuzun olmadığını o da biliyordu. Sadece kabullenme aşamasındaydı ve bizde bunu bekliyorduk.

Masanın yanındaki sandalyelere oturduk ve dirseklerimi masaya yerleştirip ellerimin arasına yüzümü koydum. Derin bir nefes verirken Christopher gülmüştü. Yan bir şekilde ona baktım. "Niye gülüyorsun?"

"Çünkü çok tatlı duruyorsun. Bebek gibi olduğunu söylediğimde yine kızacaksın ama bebek gibisin." Göz devirip geriye yaslandım. Sürekli bunu söylüyordu ama ben bebek değildim.

"Ben bebek değilim çünkü. Tatlı olmak da istemiyorum." Ona baktığımda, bana olan bakışları 'ciddi misin' der gibiydi. "Peki bunu söylerken bile tatlı olman?"

"Ya! Sürekli şunu söyleyip durma." Acıtmayacak bir şekilde kollarına vurduğumda ellerimi tutmuştu. Beni kendine doğru çektiğinde gözlerine bakmıştım. "Bebek olmasanda, sadece benim bebeğim olsan?"

Fısıldayarak konuşması oldukça etkileyiciydi ve bunu normalde kabul edebilirdim. Ama etmeyip onu uğraştırmayı seviyordum. "Hayır."

Geriye çekildim ve kollarımı da kurtardım. Derin bir nefes verdi. "Bir kere beni uğraştırmasan ve yormasan olmuyor, değil mi?"

Omuz silktim ve bir tane pirinç kekini gözüme kestirdim. Onu elime alıp bir ısırık aldıktan sonra konuştum. "Uğraşmanı isteyen olmadı ki."

Yanaklarım doluyken konuştuğumda, bu Christopher'ın yanaklarımı tutup ısırmasına sebep oldu. Ondan kaçmaya çalışırken belime sarılmış ve kaçmamı engellemişti. Isırdığı yeri öpmüştü. Ona dönüp baktığımda kıkırdamış ve dudaklarımı da öpmüştü. "Sen böyle tatlı oldukça, kabul edene kadar uğraşmaya devam edeceğim."

Pirinç kekinin kalan yarısını ona yedirerek benden uzaklaşmasını sağlamıştım. Gülerek benden uzaklaşıp sandalyesine yaslandı. "Daha çok yolun var."

Annem içeri girdi ve kurabiye tabağını bırakıp bardakları koydu. Biz şaşırarak birbirimize baktık. "Anlamadım anne?"

Derin bir nefes verip Christopher'a baktı. "Seungmin'e tatlı olduğunu ve bebek olduğunu kabul ettirmek için çok yolun var. Çocukluğundan beri ona bunu her söyleyişimde kabul etmeyip tavır almıştı."

Christopher gülüp bana bakarken omuzlarımı düşürmüş ve bir tane daha pirinç keki almıştım. Annemin bana baktığını fark ettiğimde ağzımdaki pirinç kekini yutup konuştum. "Ben tatlı değilim, olmak da istemiyorum."

Elimde kalan parçayı da yemiştim ve ikisine bakmıştım. Yanaklarım şişik durduğu için ikisi de bana bakıyordu.

"Kabul etmesen bile öylesin. İstediğin kadar inkâr et." Derin bir nefes verip ellerimi havaya kaldırdım.

"Öyle olmadığımı söylemekten yoruldum. Daha fazla bir şey demeyeceğim." Yine annemin yapmış olduğu ve çok sevdiğim kıtır krakerden almıştım.

"O zaman bebek olduğunu kabulleniyorsun?" Bakışlarım onu bulduğunda elimdeki krakeri ona yöneltip sallamıştım. "Hayır."

Gülerek ona uzattığım krakeri ısırmıştı. Geri çekip önüme döndüm ve krakerimi yemeye devam ettim. Bitince bir tane daha aldım. O sırada annemin bizi izlediğini fark etmiştim. "İyi anlaşıyorsunuz."

Annemin sesini duyduğumuzda ikimizde ona bakmıştık. Siniri geçmişti ve gelip bizimle sohbet etmeye başladığına göre, affedilmeye yaklaşmıştık.

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin