yine zaman atlamasi yapmisim sebebini okuyunca anladim✌🏻
bu arada minsung icin isim bulamiyorum.. paylasicam ama hic bir kitap ismi uymuyo kafamda yardim etmek isteyen olursa diye yazabilirsiniz..
medya: superm/no manners
•
"Sonuç olarak, üçünüzde aynı üniversitedesiniz. Fakat Minho hyung farklı bir bölümde, değil mi?" Jeongin sorduğunda üçü de başıyla onayladı.
"Hepiniz aynı şeyi hedefliyorsunuz ve ben sizden ayrı kalmak istemiyorum. Ama sizin gibi bir özelliğim yok ve müziğe yatkın değilim." Jeongin dudaklarını büzüp kafasını eğdiğinde Hyunjin tuttuğu Jeongin'in elini öptü. Minho hyung gülümseyerek Jeongin'in saçlarını karıştırdı.
"Kim demiş olmadığını? Ses tonun çok güzel ve bunu çok iyi bir şekilde değerlendirebilirsin." Jisung konuşup gülümsediğinde Jeongin de teşekkür etmişti. "Jisung haklı. Denemeye değer ve inan geldiğinde başardığını sende kendi gözünle göreceksin."
İki taraftan destek konuşmalarını aldığında gülümsemişti. Hyunjin, Jeongin'i kendine çekip saçlarını öptü. "Benim güzelim isterse her şeyi başarır. Sevgilin her daim sana yardım etmek için burada."
Onlar gülüşürken ben çalan telefonuma bakmıştım. Annem arıyordu. "Efendim?"
"Nasılsınız? Sizi özledim biraz, aramak istedim." Masadan kalktım ve teras tarafına doğru yöneldim. "İyiyiz anne. Bizde seni özledik. Sen nasılsın, babam nasıl?"
"İyiyiz bizde, bildiğin gibi." Sesi çok ağlamaklı geliyordu. Bir şey olduğunu düşünüp endişelenmiştim. "Anne, bir şey mi oldu? Sorun ne?"
Panikle sorduğumda dudaklarından bir hıçkırık kaçmıştı. "Bilmiyorum Seungmin. Şu an- Şu an elimde küçüklük fotoğrafların var. Buraya gelene kadar çalışmıyordum, biliyorsun. Sen büyüyene kadar her günüm seninle geçti. Buraya sensiz geldiğimizde, afalladım Seungmin. Evde seni aradım ve geri dönmek istedim. Eskisi gibi, sıcacık yuvamızda birlikte olalım istedim."
Ağlamaya devam ederken burnunu çekmişti. Annem çok duygusal bir kadındı ve bunun için oturup saatlerce ağlayabilirdi. Ama ben onun göz yaşlarına kıyamıyordum ve benim yüzümden ağlamasını istemiyordum. "Sen geliyoruz dediğinde, babanı aradım. Senin bizim yanımıza gelip gelemeyeceğini sordum. Sen geldiğinde, burada kalmanı isteyecektim. Kısa bir süre de olsa bizimle eskisi gibi olmanı. Ama Chan ile sevgiliyiz deyince, söyleyemedim. Bu biraz değil, çok bencilce olacak ama buraya gelemez misin Seungmin? Biraz da olsa, seni bir gün görmek yerine daha fazla görsem olmaz mı? Tüm senelik iznimi kullanırım ve birlikte vakit geçiririz."
Bu isteğinin bencilce olduğunu nasıl düşünmüştü? Bende onu çok özlüyordum ve bencilce değildi. Ben onun oğluydum. Bunu istemesi normaldi. Fakat benimde gözlerim dolmuştu. "Neden bencilce olsun anne? Ben senin oğlun değil miyim? Bir isteğini bile yerine getiremeyecek miyim?"
"Gerçekten-gerçekten gelecek misin Seungmin?" Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Sesinde olan tatlı heyecanı rahatlıkla hissedebiliyordum. "Evet. Christopher ile de konuşayım, akşam tekrar ararım seni, olur mu? Hem sende sakinleş artık, benim yüzümden daha fazla ağlama."
"Tamam, ağlamıyorum ben. Konu sen olunca çok duygusallaşıyorum." Gülümsedim ve veda edip kapattım. Dolan gözlerimi kırpıştırıp yanaklarımı sildim ve içeri geçtim. Christopher meraklı bakışlarını bana çevirmişti.
"Annem, eve gittiğimizde konuşuruz." Başını salladı. Ardından sırtını göğsüme yasladı. Bende çenemi saçlarına koyup ona sıkıca sarıldım. Bizimkilerle biraz daha sohbet ettik ve sonra evlere ayrıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends?
Fanfictionchanmin "Hyung, ben senin bebeğin değilim." "Sen benim bebeğimsin, Min-ah." • friends, but actually lovers. yayinlanmaya basladigi tarih: 11.05.2021 bitis: 29.09.2021 yazmayi unutmusum mpreg icerir hanimlar