Medya Cihangir 💙 Yorumlarınızı bekliyorum iyi veya kötü yazın lütfen 💙 Kontrol etmedin atıyorum umarım hata yoktur.
Aradan geçen bir haftanın sonunda sevdiğiyle aynı evde yaşayan iki yabancıya dönmüştü Firuze. Her zaman gülen yüzlü olan kız artık sahte gülüşlerini bile gösteremiyordu çevresindekilere. Cihangir ondan o kadar çok uzaklaşmıştı ki sesini bile duyamaz hale gelmişti. Oysa, Firuze ondan güzel şeyler söylemesini bile istemiyordu, sesini duymak istiyordu sadece. O güzel mavileriyle ona baksın...
Bir de "Bitanem." Dese eskisi gibi, başka hiçbir bir şey istemezdi ki ondan.
Kahvaltıdan sonra her zaman yaptığı gibi ahıra girip teker teker ineklerin iplerini çözdü. Hepsi sırayla kapıdan çıktığında Firuze de ahırın yanında bulunun sopasını eline alıp ineklerin peşinden ilerledi yavaşça, evlerinin önünde baktıkları köpeği Zeytin de Firuzeyi görür görmez peşine takılmıştı. Sanki inekleri o koruyormuş gibi önden önden ilerlediğinde Firuze Zeytine gülmüştü. İnekler yalağa geldiklerinde Firuze de en baştan akan güzel, soğuk suda elini yüzünü yıkadı.
Doğrulup ineklere baktığında suyunu içenin meraya geçtiğini gördüğünde peşlerinden gidip her zamanki yerine oturmak için ilerlerken adının seslenilmesiyle arkasını döndü. Muhtarın oğlu Mahmut'u gördüğünde gözlerini devirerek hiç duymamış gibi önüne döndü. "Firuze duymuyor musun beni?" Muhtarın oğlu bu sefer yakınına geldiğinde oflayarak ona döndü Firuze. "Maalesef duyuyorum Mustafa abi." Dedi son derece sıkıldığını belli ettiği sesiyle. "Nasılsın diyecektim ben?" Neredeyse her gün karşısına çıkıp kendisiyle konuşmaya çalışan bu oğlandan artık çok sıkılmıştı, niyetini anlıyordu ve ona umut vermemek için hep görmezden gelip kısa kısa cevaplar vererek gidiyordu buradan ama şimdi daha erken gelmişti Mahmut. "Gördüğün gibi nasıl olayım Mahmut abi? Neyse işim var benim hadi sağlıcakla." Arkasını döndüğü gibi hızlı hızlı ineklerin peşinden gitti.
Eve geri dönüş yolunda arkası Leyla'yı gördüğünde genç kıza el sallayarak adını seslendi. Leyla başına bağladığı çemberini düzeltip Firuze'nin yanına gelince iki arkadaş sarıldılar. "Firuze kız ne zamandır görüşemiyoruz. Hayvanları bağla da dere kenarına gidelim." Dedi içindeki heyecanıyla Leyla. Arkadaşının şen sesine mutlu olmuştu Firuze, başını sallayıp onu onayladı. Evin önüne geldiklerinde ahırın önünde sigara içen Tahir abiyle karşılaştıklarında Firuze dirseğiyle Leylayı dürttü.
Başını önüne eğmiş dümdüz yürüyen Leyla dürtülmesiyle başını yerden kaldırdığında karşısında ki elanın en güzel tonu olan gözleri gördü. Eli ayağı birbirine karışmış, kalbi teklemişti. Yutkunurken bakışlarını ondan çekmek istese de yapamıyordu bir türlü. Heyecandan midesi yoğun bir şekilde bulanmaya başladığında artık Tahir'e yaklaşmıştı.
Firuze genç kızı orada bırakarak dalgın dalgın sigara içen Tahir abisinin koluna çarparak yapalanmasına sebep olmuştu. "Tahir abi Karadeniz'de gemilerin mi battı ne bu halin?" Dedi takılarak. Tahir sigaralı elini önemsiz dercesine sallayarak bakışlarını Firuzeden çekip Leyla'ya çevirdi. "Hoşgeldin bacım." Dedi dümdüz sesiyle Leylaya.
Leyla artık alışmıştı sevdiği adamın onu kardeşi gibi görmesine. Kızmıyor, üzülmüyordu da çünkü buna yüzü olduğunu düşünmüyordu. Eğer elinde olsa şu an şu dakika vazgeçerdi ondan. Bazen sabahlara kadar ağlıyor, çoğunlukla aklına getirmemeye çalışıyordu fakat aklına getirmemeye çalışırken bile aklındaydı her saniye. Leyla sadece başını sallamakla yetinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General Fiction"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!