Yorum yapıp yıldıza basarsanız çok mutlu olurum :') sınırı aşmayacak şekilde eleştiri yapabilirsiniz dikkate alırım ❤️
*
Firuze tabi ki Mahmud ile görüşmeyi hiç istemiyordu. Cihangir'i sevmeseydi bile o çocukla görüşmeyi kabul etmezdi. İçi hiç ısınmıyordu çünkü ona karşı. "Hasan amca ben şu an birisiyle görüşmek istemiyorum." Dedi gözlerini Hasan amcasından kaçırarak. Göz ucuyla Cihangir'e baktığında yerdeki mindere ayaklarını uzatarak rahat bir şekilde oturduğunu gördü. "Tamam kızım sen nasıl istersen öyle olsun." Hasan bey Firuzeye babacan bir şekilde gülümsedikten sonra ayağa kalktı.
"Ben kahveye gidiyorum o halde, gelecek misiniz çocuklar?" Cihangir ve Tahir'e döndüğünde Tahir başını sallayıp ayaklandı. "Baba Firuze Gülcan'a gitmek istiyordu ben onu oraya bırakacağım otururuz biraz." Firuzeye imalı imalı baktıktan sonra babasına döndü.
Genç kız mavi gözlü oğlanın söylediğiyle şoka girerek yeşil gözlerini sonuna kadar açmış ona bakıyordu. Cihangir'in bakışlarını gördükten sonra kendisini toparlayarak ona bakan Hasan amcasına başını sallamıştı. "Kızım ne yapacaksın bu saatte Gülcanlarda? Te köyün başında oturuyorlar, yarın gündüz vakti gidersin." Dedi Hasan bey.
"Baba ben götüreceğim işte, hem Sabriyle de görüşemiyorduk ne zamandır otururuz." Dedi anında yalan uydurarak Cihangir. Şu an kendisi bile neden böyle söylediğini bilmiyordu, Firuze ile oturup baş başa konuşmak istemişti hiç düşünmeden. Hem yalanda sayılmazdı Sabri geçen gün oturmaya gelin demişti.
Firuze ile bir haftadır hiç olmadıkları kadar birbirlerinden uzak durmuşlardı. Bu durum Cihangir'i de çok üzüyordu. Hasan bey başını salladığında Tahir ile beraber kapıdan çıkmışlardı.
Şimdi odanın içinde ikisi baş başa kalmış, yoğun ateşle yanan sobanın yanında hiç olmadığı kadar terliyordu Cihangir. Elinin tersiyle alnını sildikten sonra yavaşça elini pantolonuna sildi. Firuze, yeşil gözlerini usulca Cihangir'e çevirmiş, sevdiği adamı izliyordu. Hafifçe boğazını temizledikten sonra konuştu. "Şey, ben Gülcan'a gitmeyecektim ama?" Dedi.
Cihangir kıza istemsiz gülümsemişti. Ona ilk defa farklı bir gözle baktığını hissediyordu. Daha önceleri hiç bakmadığı bir şekilde.
"Sabri çağırdı oturmak için." Firuze usulca başını sallayıp en tatlı tebessümünü yolladı mavi gözlü sevdiğine. Gülcan Leyladan sonra en yakın arkadaşıydı ve geçen yaz sevdiği Sabri ile evlenmişti.
Karşısında ki kızın gülümsemesiyle Cihangir de gamzesini göstererek gülümsemişti. "Çıkalım." İkili kapıya çıktığında Göktürk'ün söylene söylene bulaşıkları duruladığını görüp çaktırmadan gülmüşlerdi. "Anne biz gidiyoruz." Dedi Cihangir çok açıklama yapmadan babasının bahsettiğini düşünerek. Abisinin sesini duyan Göktürk direkt başını kaldırıp abisine bakmıştı. "Abi! Gülcanlara gidiyormuşsun bende geliyorum arkadaşıma uğrarım." Hemen ayağa kalkıp buz tutmuş ellerini üzerine silmiş sonrasında da abisinin yanına gelmişti.
Cihangir hevesli hevesli konuşan çocuğu kırmak istemeyerek başını salladı. "Yürü baş belası, sırf zararsın." Göktürk abisinin söylenmelerini takmayarak Firuzeye hınzır bir şekilde gülmüştü. Üçü birlikte traktöre binip köyün başında kalan eve doğru traktörün yoğun sesi eşliğinde ilerlediler. Göktürk gideceği yere geldiğinde abisinin omzuna sertçe vurdu. "Burada iniyorum ben." Cihangir motoru durdurup kardeşine döndü. "Geç olmaden Sabri abinlere gel." Dedi. "Yok beni arkadaşım bırakır siz baş başa gidin." Sırıtarak bir abisine bir Firuzeye bakmıştı. Cihangir içinden tövbe estağfurullah çekerek başını çevirmişti. "Kimmiş senin bu arkadaşın Göktürk bey?" Göktürk bakışlarını kaçırıp dudaklarını büzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General Fiction"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!