Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💛
Huzuru sorsalar tam şu anı tarif ederdi genç kız. Uzun zamandır, çok uzun zamandır böylesine mutlu olduğu bir an hatırlamıyordu. Babası öldükten sonra açta, açıkta kalmamıştı çok şükür fakat ailesizliği hep hissetmişti. Çoğu zaman içine atmış, kendi kendine bile bahsetmemişti.
Her ne kadar onu yanına alan aile kendi evlatlarından ayırmamış olsa bile, kendi ailesi gibi olmuyordu. "Annem." Diyerek sarılamıyordu mesela kimseye. Şımarıklık yapamıyordu babasına. Bir şey gördüğünde isteyemiyordu rahatlıkla.
Hep düşünürdü, anne babası yaşasa hayatı nasıl olurdu acaba diye. Nasıl bir Firuze olurdu bunu çok merak ediyordu.
Ama tamda şu an aile gibi hissetmişti. Sevdiğinin kolları arasında, dudakları boynuna değerken.
Tamamlanmış ve özgür hissetmişti.
Sevmek, çok sevmek. Birini delicesine sevmek. Bunun mümkün olabileceğini düşünmemişti hiçbir zaman. Sevdiği tarafından sevilmenin hayallerini kurmuş, fakat gerçekleşeceğine inanmamıştı.
Parmakları sevdiğinin saçları arasında dolaşırken küçük bir buse kondurdu siyah saçlara.
"Yanındayken bile özler mi insan Firuze? Ben seni öyle çok özledim ki dilim yetmez anlatmaya."
Sevdiğinin sesi bir ilahi gibi kulaklarına geldiğinde gururu okşanmış, hislerinin karşılıklı olması kalbini yerinden çıkaracak kadar atmasına sebep olmuştu.
Sevdiğin tarafından sevilmek. Aşık olduğun, gözlerinin içine bakarken içinin titrediği adamın da sana aşık olması. Bu hayattaki çok büyük bir şanstı Firuze'ye göre. Herkes sevdiği tarafından sevilmiyordu bu devirde.
Uzun zamandır hasret kaldığı dudakları birleştiğinde, mavi gözler gözlerinin içine bakmış ve utanmasına sebep olmuştu. Sevdiğinin dudakları büyük bir hasretle alt dudağı emerek derin bir nefes aldı.
Cihangir'in elleri belinden kalçalarına doğru yavaşça bir yol alırken, Firuze kasıklarında hissettiği sızlamayla bilinçsiz olarak kendisini Cihangir'e biraz daha yaklaştırmış, parmaklarını omuzlarında dolaştırmıştı. Karşısındaki mavi gözlerler temasanı kesmemiş arzu dolu bakışlar atıyorken öyle bir öpmüştü ki, Firuze'nin içi gitmişti. Dudaklarını hapseden dudaklara aynı şekilde karşılık verirken bir yandan tutku, bir yandan korku sarıyordu her bir yanını.
"Yakıyorsun beni Firuze. Öyle güzelsin ki seni ne kadar öpsem, ne kadar sevsem yetmiyor."
Cihangir, Firuze'nin elbisesinin askılarını tutarak aşağıya çektiğinde gözlerinin önüne gelen görüntü yutkunmasına sebep oldu. Dupduru bir güzelliği vardı Firuze'nin. Gözlerini bir an olsun kırpmadan dudaklarını yaklaştırarak, boynunu ve iç çamaşırından taşan yerlerini öpmeye başladı. Firuze kucağında kıpırdadıkça derin bir nefes çekip, kulağına sevda sözcüklerini sıralıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General Fiction"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!