Cihangir'in dudakları genç kızın yanağında durmuş koklayarak öptüğü sırada kapının açılmasıyla sebep olan gıcırdama sesi ikisinin de kulaklarına gelmiş ve korkuyla birbirinden uzaklaşmalarına sebep olmuştu. Firuze'nin kalbi hızlı hızlı atarken yeşil gözlerini kısarak korku ile karşısındaki kapıya döndü.
Karşısında hiç kimseyi göremediğinde yatakta ayaklarını yere uzatarak oturdu. "Tövbe estağfurullah..." kısmış olduğu gözlerini şaşkınlık kaplamıştı. Kaşlarını çatarak bakışlarını Cihangir'e çevirdiğinde Cihangir'in de ona baktığını gördü. İnce bir kedi miyavlaması odanın içini doldurunca ikisinin de gözlerinde büyük şaşkınlık oluşmuştu. Küçük bir kedi usul usul odanın içine girmiş, karşısında ona şaşkınlıkla bakanlara miyavlamaya başlamıştı. "Yaa!" Dedi Firuze yüzündeki şaşkınlık yerini mutluluğa bırakarak.
Kediyi korkutmamaya çalışarak ayağa kalktı ve minik bedenini elleri arasına aldı. "Sen nereden çıktın bakayım?" Avucunun içindeki kedi bir kez daha miyavladığında Cihangir'e döndü. "Yemin ediyorum ömrümden bi' üç yıl gitti Firuze." Dedi mavi gözlü adam elini kalbinin üzerine koymuş bedenini divana bırakırken.
Firuze Cihangir'e gülümseyerek yanına yaklaştı ve minik kediyi ona doğru uzattı. "Eşek sıpası utanmıyor musun bizi korkutmaya?" Cihangir'in minik kediye bakarak kurduğu cümleye küçük bir kahkaha atmıştı Firuze. "Cihangir şuna baksana ne kadar güzel. Nereden gelmiş acaba?" Dedi alt dudağını öne doğru uzatıp kediye bakarken.
Beyaz tüyleri ve mavi gözleri olan minicik bir kediydi. Bahçelerinde bir sürü kedi köpek dolaşırdı fakat hiç biri eve girmezdi. Şimdi kendi odasına kadar gelen bu kedinin merdivenleri nasıl çıktığını merak etmişti. "Gel aşağıya bakalım." Firuze Cihangir'e yüzündeki büyük gülümseme ile bakarak başını salladı. Kapıya ilerlediği sırada üzerinde olan kıyafetlerinin gecelik olduğunu fark ederek durdu.
"Sen in ben üzerimi değiştireyim." Kedinin başına minik bir buse kondurarak Cihangir'e uzattı. Cihangir kendisine uzatılan kediyi sanki kırılacak bir eşyaymış gibi eline aldığında Firuze kıkırdayarak Cihangir'i yanağından öpmüştü. Gözüne birden çok tatlı gelmiş, karşısındaki koskocaman adamı küçücük bir çocuk gibi sevmek istemişti. "Hadi gidin." Dedi. Yoksa daha fazla burada kalırlarsa ikisini de severken öldürebilirdi.
Cihangir odadan çıktıktan sonra Firuze üzerini giyinip hızlıca aşağıya indi. Kapının girişinde ki yüksek tahtadan yapılma divana kucağında kediyle oturmuş olan Cihangir'i görünce yüzünde kocaman bir gülümseme peyda oldu. Etrafına baktığında Gülizar teyzesi ve Hasan amcasının uyanmış ve bahçeye çıkmış olduklarını fark etti.
Cihangir'in yanına ilerleyip oturduğunda elini kedinin başına götürerek usul usul sevmeye başladı. "Annesini bulabildin mi?" Dedi. Cihangir başını olumsuz anlamda iki yana salladığında, Firuze alt dudağını aşağıya doğru büzmüştü. "Dışarıda her zaman gezen bir kedi vardı onun yanına gittim ama saldırmaya çalıştı hayvana." Diye devam etti Cihangir.
Firuze yeşil gözlerini ilk önce kapıya çevirdi kimsenin olmadığını fark ettiğinde de dayanamayarak dudaklarını sevdiğinin boynuna götürüp sıkı bir öpücük kondurdu. Yüzündeki gülümseme asla bitmiyor, kalbi her an yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı atıyordu. Yanında, kucağında minik bir kedi ile oturan sevdiği gözüne öyle mükemmel geliyordu ki içinde tutamıyordu artık bu sevdasını. Dolup taşıyor ve haykırmak istiyordu.
Cihangir küçük kediyi tek eline aldıktan sonra Firuze'yi kendisine çekip dizinin üzerine oturttu. Kızın ince parmakları Cihangir'in ensesine ulaşmış, küçük saç tutamlarını kavramıştı. Adam mavi gözlerini kapatmış bulundukları konumdan uzaklaşmak istercesine bir elini güzel kumral saçlara götürmüş, diğer elindeki kediyi de usulca yanına bırakarak kızın belini sarmıştı sıkıca. Yüzleri arasında olan mesafeyi sanki yangından mal kaçırırcasına hızla kapattığında yoğun bir istekle kızın üst dudağını dudaklarının arasına aldı. Firuze'nin eli Cihangir'in ensesinden yol alarak saçlarına ulaştı ve mümkünmüşçesine daha çok yaklaştırdı bedenlerini. Cihangir kızın üst dudağını emmeye başladığında yaşadığı yoğun duygu seliyle kalbi hızla atıyordu. Daha önce hissetmediği kadar mutlu hissediyor ve her geçen saniye kalbinde daha farklı yerlere ulaştığını hissediyordu kızın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
Fiksi Umum"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!