Kapak fotoğrafını değiştirdim nasıl olmuş?😅
Yorummmm yapmayı unutmayın hiç yorum olmayınca yazma isteğim hiç gelmiyor, beğenilmediğini düşünüyorum. 🥺Cihangir koyu mavi gözlerini güzel kızın yüzünde gezdirdi. Büyüdükçe ayrı bir güzel olan kızı yeni fark etmiş gibi baktı uzun uzun. Her bir yeri özenle çizilmiş gibiydi. Kaşları, gözleri, burnu, dudakları...
Elini kızın kızarmış yanaklarına götürüp okşadı. "İstiyorum Firuzem." Genç kızın alnına küçük bir buse kondurduktan sonra çaktırmadan cebinden Firuze için aldığı, Firuze taşı kolyesini çıkarttı. Bugün doğum günüydü bu güzeller güzeli kızın, ama kendisinin bile bunu unuttuğuna emindi.
Firuzeden ayrılıp arkasına geçerek uzun kumral saçlarını tek omuzunda toplayıp gözleri ile aynı olan kolyeyi boynuna taktı. Firuze şaşkınlıkla parmaklarını boynunda ki kolyeye götürdü. Yüzünde ki büyük şaşkınlıkla sevdiğine döndü. "Bu ne için?" Cihangir dayanamayarak Firuze'nin pembe yanaklarından öptü usulca. "İyi ki doğdun bitanem." Genç kız birden öpülmenin verdiği şaşkınlıkla dudaklarını aralamış musam musam bakıyordu Cihangir'e.
Anlayamıyordu şu an neler olduğunu. Bugün doğum günü olduğu bile aklından çıkmıştı. Aslında kutlamazdı doğum günlerini... aklına hep annesi gelir kendisine kızar, ağlardı bütün gün. Ağladığını ve üzüldüğünü de kimse anlamasın diye kaçardı evden. Ya mezarlığa gider anne babasıyla konuş ya da dere kenarına giderdi. Ama bugün ilk defa mutlu olmuştu, yüreğinde ki güzel sevdası ona bir adım atmıştı.
"Ben, beni hiç sevmeyeceğini düşünmüştüm." Cihangir şefkatle baktı Firuzeye, güzel gülümsemesini ona sunarak daha önce bakmadığı, bakamadığı gibi bakıyordu. "Sen sevilmeyecek biri değilsin ki Firuze. İnsanı kendine hayran bırakan bir güzelliğin var. Fakat benim bu korkum, üzülecek olman. Üzecekler bitanem." Elini kızın saçlarına götürüp uzun uzun okşadı, saçlarını koklayarak öpücük kondurdu. "Olsun, üzülmekte sevdanın bir parçası değil midir?" Gözlerini karşısında ki mavi gözlere dikti. "Hem ben seninle üzülmeye de varım ki." Utanarak başını eğdi tekrardan.
Cihangir, Firuze'nin ellerini avuçlarının arasına aldı. Hayran olunası yeşil gözleri esir almıştı mavileri.
"Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin."Güzel ses tonuyla fısıldayarak söylediği şiir Firuze'nin midesine sancı girmesine sebep olmuş, daha önce hissetmediği bir duyguyu peyda etmişti.
Bu kaba saba duran adamın kalbi öyle nahifti ki daha ne kadar aşık olabilirdi ona bilmiyordu. "Aşkın taşıyor kalbimden sığdıramıyorum." Kollarını Cihangir'in boynuna dolayarak daha önce sarılmadığı gibi sarıldı sevdiğine. Cihangir de kollarını güzel kızın beline sararak vücutlarını birleştirdi. İlk defa birbirlerine kalplerini tamamen açmış, yoğun duygularıyla birleştirmişlerdi bedenlerini. Cihangir şu an daha iyi anlamıştı, neden onun yanında birini gördüğü zaman kalbinin sıkıştığını. Kendine bile itiraf edemediği en derinlerinde yer alan bu gizli duygunun adı aşkmış meğer.
Genç kızdan ayrılıp yüzünü ellerinin arasına almış güzel öpülesi dudaklara bakıyordu. Daha önce hiç kimseyi öpmemiş olan dudakları, şimdi kolları arasında küçücük kalan güzel kızı öpmek için deliriyordu adeta. Bu düşüncesiyle kendisine kızmıştı. Bakışlarını kızın yeşil gözlerine çevirdiğinde onun da kendi dudaklarına baktığını görmüş heyecanlanmıştı. Gülümsedi.
Firuze hissettiği yoğun duygularıyla düşünmeden yüzünü yaklaştırdı aşık olduğu adama. Karşısında ki adamsa ne istediğini anlamış bir şekilde birleştirdi öpülmemiş dudaklarını. İkisi de ilk defa yaşadıkları bu hisle heyecandan ne yapacaklarını bilememiş kısa bir öpüşmenin ardından nefes nefese ayrılmış ve alınlarını birleştirmişlerdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/251977025-288-k554624.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General Fiction"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!