Firuze evde her yeri toplamış, baştan sona silip süpürmüştü. Düşünmek istemediği görüntüler aklına geliyor iyice tepesi atıyordu. Bu yüzden kendisini işe vermiş hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordu.
Ama pek başarılı değildi, sonunda yapacak bir şey kalmadığında çardağa gidip oturmuştu. Gülizar teyzesi ineklere, Hasan amcası da koyunlara baktığı için için evde tek başına kalmıştı. Aslında çok severdi yalnız kalıp hayaller kurmayı, kitap okumayı. Ama şimdi aklını kemiren düşüncelerle başa çıkamadığı için hiç memnun değildi bu durumdan.
Yüzünü asmış, yeşil gözlerini doldurmuştu. Neden böyle olduğunu bir türlü çözemiyordu. Yıllardır aynı evde büyüdüğü ona çok yardımı dokunan Cihangir abisine bugün ilk defa farklı bir gözle bakmıştı. Aslında ilk defa bugünde değildi...
Cihangir gerçekten görenin dönüp bir daha baktığı, genç kızların yüreğini hoplatan bir adamdı. Çoğu sırf Cihangir için onunla arkadaşlık ediyordu.
"Firuze."
Arkadaşı Leyla'nın ona seslenmesiyle hemen gözlerini silmiş gelen arkadaşına dönmüştü.
"Leyla hoş geldin."
Leyla Firuzenin yanına oturup yanında getirdiği çantasından el işini çıkartıp örmeye başlamıştı.
"Kaç gündür görüşemedik Firuze hiç gelmiyorsun da, hayırdır küstün mü bana?"
Leyla da Firuze gibi çok hassas ve alıngan bir kızdı. Bu yüzden çoğu zaman en küçük şeyde birbirlerine alınıp mesafe koyuyorlardı. Ama küçüklükten beri yan yana oldukları için artık ikisi de alışmıştı bu duruma. Her dertlerini paylaşır, sır saklamazlardı hiç birbirilerinden. Tabi bugün açığa çıkacak olan şeyler hariç.
İkisi de bir süre bir şey söylememiş sus pus oturmuşlardı. Sonunda konuşmak için cesaretini toplayan Leyla oldu. Elinde ki örgüsünü bırakıp gözleri yaşlı bir şekilde döndü en yakın arkadaşına.
Kendisine dönen arkadaşına anlamaz gözlerle baktı, Leyla gözlerini doldurmuş konuşmak isteyip konuşamıyordu. "Leylam neyin var?" dedi en samimi ses tonuyla.
"Firuze çok kötü bir şey oldu..."
Firuze karşısında birden boncuk boncuk yaşlar döken arkadaşına şaşkınlıkla bakakalmıştı.
"Niye ağlıyorsun canım arkadaşım? Söyle bana hemen."
Leyla ne diyeceğini bilemez bir şekilde bir süre etrafına bakındıktan sonra tekrardan kendisinde dönüp konuşmaya başladı sonunda. "Ben sizin şeye aşığım, Firuze elimde değil çocukluğumdan beri çok seviyorum onu. Biliyorum çok yanlış, çok kötü birisiyim ben ama atamadım onu aklımdan da kalbimden de..."
Leyla Firuzenin de gözlerinin dolduğunu gördüğünde daha çok ağlamaya başladı. "Firuze elimde olsa unuturdum onu inan bana."
Firuze arkadaşının Cihangir'e aşık olduğunu anladığında içinde bir yerlerinin koparıldığını zannetti. En yakın arkadaşı onun Cihangirine sevdalanmıştı. Hem de onun için ağlayacak kadar.
Ama şimdi iyi bir arkadaş olup, karşısında aşkından ağlayan arkadaşına yardım etmesi gerekiyordu. Zaten olmazdı Firuzenin aklındaki, en azından arkadaşı mutlu olsundu.
"Ben konuşurum Cihangirle..." diyebildi sadece. Dinlerde Cihangir onu...
Leyla panikledi birden. "Hayır saçmalama ne düşünür hakkımda olmaz lütfen kimseye söyleme. Sana söyleme sebebim de onu nasıl unutacağım? Artık yaşayamıyorum bu durumla. Aklımdan çıkmıyor, bu yüzden kendime de çok kızıyorum. Sonuçta adam nişanlı nasıl onu seversin diyorum. Ama ben aptalım cesaret edip nişanlanmadan söyleseydim belki şansım olurdu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRUZE
General Fiction"Çünkü kalple istenilen, mantıkla yapılandan daha mutlu ederdi." 1985 yılında köyde geçmektedir. *yetişkin içerikler barındırır.* Not: üstü kapalı bir şekilde yan rolde eşcinsel bir çift vardır!