32

6.1K 302 34
                                    

  ♾️❣️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  ♾️❣️

              
Cihangir, insanların neden hayatı daha da güzelleştirmek yerine zorlaştırmaya çalıştıklarını anlamıyordu.

Dışarıdan bakıldığı zaman evet kendisi de sert ve geleneksel biri gibi görünse de her şeye açıktı.

Hiç kimseyi yargılamaz, insanları değiştirmeye çalışmaz ve olduğu gibi kabul ederdi herkesi.

Fakat diğerleri böyle yapmıyordu. Kendileri nasıl büyüdüyse diğerleri de o şekilde hayatlarına devam etsin istiyorlardı.

Babası istediği kadın ile evlenememişti, çünkü korkaktı. Babası gerçek bir korkaktı, bu yüzden sızlanmaya hakkı da yoktu.

Dedesi mesela sevdiği için her şeyi yapmış cesur bir adamdı. Sevmemin ve sevilmenin o mükemmel yönünü görmüş, incitmemişti.

Yıllar ilerliyor ve 90'lı yıllara geliyorlardı. Hiçbir şey olduğu gibi kalmıyordu. Fakat insanlar baktıkları o dar pencerelerinden kafalarını çıkartmıyorlar sadece önlerine bakıyorlardı.

Dümdüz gelmişler ve dümdüz ilerliyorlardı. Başka yolların varlığından haberleri yoktu.

Burada insanlar küçük yaşlarında evlendiriliyor ve benzer hayatların içine giriyorlardı.

On beş yaşındaki bir çocuğun hakkı oyun oynamaktı, evlendirilmek ve bir yıl sonra kucağına çocuk almak değildi.

Cihangir bazen bu çağın insanı olmadığını düşünüyordu. Çünkü ona bütün bunlar gerçekten çok saçma geliyordu.

Dere kenarına geldiklerinde bir ağacın kenarına oturdu ve sevdiğine de kollarının arasına sardı.

"Huzur işte tam şu an Firuze." Dedi sevdiği kadının kulağına.

"Kollarının arasında olduğum an huzur Cihangir'im."

Firuze dolgun kırmızı dudaklarını mavi gözlü sevdiğinin yanağına bastırdı. Kokusunu içine çeke çeke.

"Dedem arkamızda..." dedi Cihangir gururla ve devam etti. "O yanımızda olduğu sürece babam hiçbir şey yapamaz."

Firuze yeşil gözlerini büyüterek Cihangir'e baktı. "Nasıl, konuştun mu?" Cihangir başını salladı.

"Anlattım dedeme o annemler gibi değil biliyorsun, anlar sevdadan."

Bir süre sarmaş dolaş oturmuş, börtü böcek seslerini dinlemişlerdi. Sonrasında Firuze'nin aklına gelen şeyle, yüzünde kocaman gülümseme ile Cihangir'e döndü.

"Göktürk diyordu ki bi' gün beraber oturalım piknik yapalım bugün yapsak olur mu?"

Cihangir, sevdiğinin tatlı tatlı konuşmasını dinlerken içi huzurla doluyordu. Öylesine şirindi ki alıp kalbinin içine sokmak istiyordu kızı.

FİRUZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin