📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz
Şuraya size bu hikayeyi çağrıştıran emojileri alabilir miyiim...
Benimkiler bunlar👉🏻 🥀🗝️⚔️
Keyifli okumalar ❤️❤️
*******
13.Bölüm
*******
"Ben de şahitler huzurunda bu Nikah akdini bildim. Allah daim etsin.."İmamın söylediği sözlerden sonra gözlerini sımsıkı kapattı Dilrûba, bir süre de açamadı. Az önce hayatının dönüm noktası olan anı yaşamış, yanında duran adamı eşi olarak kabul etmişti. Kendi rızasıyla..
Artık evliydi.
Bir adamın nikahı altındaydı ve bu adam da öylesine biri değildi.
Koskoca bir orduyu yönetiyor, yeri geldiğinde savaşlara gidiyor, buradayken de koskoca valiliğin yüksek adalet işlerini sağlıyordu. Üstelik tam da adalet denmezdi buna.
Bir nevi cezalandırma.
Derin bir nefes alıp annesinden yadigâr kalan başörtüsünü tutan parmaklarını serbest bıraktı, kendini tutmasa düşüp kalacaktı olduğu yere. Gerginlikten içi titriyor, kendisine güven vermeye çalışan Giray'ı bile göremiyordu.
Şimdi gidip yüksek bir mevkide olan Giray'ın yine yüksek bir mevkide olan babası Beyhan Bey'in elini öpmesi gerekiyordu.
Huzuruna kabul edilmediği Beyhan Bey'in elini mevkiye kurban giden Dilrûba olarak öpecekti.
Onun bu meselde pek de bir suçu olmadığını biliyordu ama içinden gelmiyordu saygı duymak, belki kendisi gibi kaç insan kapıdan çevrilmişti böyle. Kimlerin ahını üzerine almıştı da farkında değildi asıl farkında olması gereken adam.
Üstelik yaşadığı şeyler yenilir yutulur cinsten değildi Dilrûba'nın, yok sayılmak ve dikkate alınmamak bu adama karşı duyduğu, duyacağı tüm saygıyı toz gibi uçurmuş götürmüştü.
Uçan giden saygının altında biraz minnet kalmıştı sadece. O da Giray Bey gibi iyi yürekli bir evlat yetiştirdiği içindi.
Bu yüzden de nasıl davranması gerektiğini bilmiyor, kendisine onlarca yardımda bulunan Giray Bey'e saygısızlıkta bulunmak istemiyordu. Sonuçta artık evli oldukları için 'Neden babama karşı saygısızlık yapıyorsun!' diyebilirdi Giray.
Esasında onu pek de tanımıyordu. Sadece iyi, merhametli yüzünü görmüştü şu zaman kadar.
Bu adamın bir de boğaz kesen, infaz eden tarafı da vardı..
El mecbur ayaklandı Giray'ın ardından. İmam son sözünü söyledikten sonra hepsini birden selamlamış ve ayrılmıştı yanlarından.
Bahriyeli denen oğlan da en az kendisi kadar gergin, ama sanki kendi nikahıymış gibi mutlu bir şekilde etrafındaki yüzlere bakıyordu.
Dilrûba hiçbir şey yapamadan Beyhan Bey yaklaştı gelininin yanına doğru, yıllardır heybetinden gram eksilmeyen bedenini Dilrûba'nın karşısına dikti. Genç kız başını kaldırıp bakamadı ama adamın babacan tavrını ve sıcaklığını hissetmişti çoktan.
Yine de kendine yediremiyordu elini öpmeyi. Eğer öperse kişiliğine dokunacak olduğundan öpmedi de.. Kusuruna bakılması gereken kişi kendisi değildi.
Hem gerginlikten hem de içindeki çatışmadan olsa gerek çenesi titremeye başladı ve ne kadar engellemeye uğraşsa da dolan gözlerinden bir yaş düştü. Niye böyle hissettiğini bilmiyordu ama her hissini saklayan ve yüzünü kapatan örtüye dua ediyordu sadece.
![](https://img.wattpad.com/cover/233081333-288-k589860.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRAY
General Fiction***** "Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken...