*****
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın.
Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken...
Biraz aksiyonlu bir bölüm. Oy vermeyi ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayııın
Bir de bu bölüm Valinin Oğlu kitabındaki bir sahneyle aynı anı ama farklı açıları anlatıyor. Diyaloglarda farklılıklar görülebilir 🌸
Keyifli okumalaaaaarrrrr
❤️🥀
******* 39.Bölüm
*******
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mevcut olan tüm sorunlara rağmen Giray için hoş bir sabahtı.
Önceki gece elinde olmayan sebeplerle yine geceye kalmış, Dilrûba tarafından oldukça beklenmişti. Fakat bu başarılı bir bekleyiş değildi, elinde kalın bir kitapla yataklarına ters bir şekilde uzanmış, üzeri başı açık uyuyakalmıştı Dilrûba.
Onun bu sere serpe uzanmış hali gözüne fazlaca güzel ve tatlı geldiğinden üzerini bile çıkarmadan gidip yanına uzanmıştı Giray. Başta niyeti uzun uzun izlemek olsa da tıpkı karısı gibi kendisi de uyuyakalmıştı.
Gününü en hoş eden ayrıntı sabah uyanışıydı esasında. Dilrûba'nın sevgiyle bakan, yüzünü en ince ayrıntısına değin inceleyen güzel bakışlarına uyanmıştı.
Biraz sonra üzerinin değiştiğini de fark etmişti. Yatağa girerken üzerinde olan kıyafetler şimdi yoktu.
Başka zaman olsa yaprak kımıldasa uyanan Giray Dilrûba üzerini değiştirince uyanmamıştı. Hayret verici bir olaydı.
Gömleği paltosu çıkmış, yerine gecelikleri giydirilmişti. Kemeri ve üç beş bıçağı yerinde değil masanın üzerinde bekliyordu. Başının altına bir yastık koyulmuş, biraz utandırsa da çorapları da çıkmıştı.
Kendisi bu denli derin uyurken Dilrûba bunları nasıl yapmıştı bilmiyordu, gömleği çıkarırken oldukça zorlanmış olmalıydı. Zaten sormaya vakit kalmadan genç kız yakın olan yüzlerini daha da yaklaştırıp dudağına bir günaydın öpücüğü koymuş, sonra da utanıp yüzünü saklamak istereyek sarılmıştı.
Giray'ın tüm gününü keyifli geçirtecek hadiseler işte bunlardı.
Fakat yemek masasına oturduğundan beri ortada olan gerginlikten nasibini almış, ara ara Beyhan Bey'e baksa da yaşlı adam konuşmamıştı.
Gördüğü kadarıyla Nazlı ve Ali Merdan da karamsar bir gündeydi. Selime ara ara Nazlı'yı bakışlarıyla yokluyor, göz göze gelemeyince bir şey demiyordu.
Giray'ın kulağına çalındığı kadarıyla evlat sahibi olmak istiyorlar, fakat bir türlü nasip olmuyordu.
Yemek odasının kapısı açıldı yavaşça, diğerlerinin dikkatini pek çekmese de kenardan Serim süzülüp diğer iki kızın yanına geçip bekledi. Demek gelmişti.
