*****
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın.
Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken...
Bölümde yetişkin içerikli unsurlar mevcuttur, +16 diyelim hoşlaşmayanlarımız atlayabilirleğğrr
Keyifli okumalaaarrr 💞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
******* 37.Bölüm
*******
"Dilrûba..."
Giray'ın dudaklarını kısacık öperek geri çekildi, "Ben artık seninle olmak istiyorum Giray."
"Her şeyimle..."
..
Sezmek ve bilmek arasındaki farkı en keskin çizgileriyle gördüğü andı.
Odalarına girdiği andan tut da Dilrûba'nın hamama gelmek istediğini söylediği ana kadar içten içe seziyordu onun bir adım atmaya istekli olduğunu. Bu da müthiş bir heyecana neden oluyor, Giray'ın ellerini titretiyordu.
Sorsan koskoca adamdı, ama bu an, Dilrûba'nın hem utanç hem hevesle yüzüne baktığı an bir devri bitirir bir devri başlatırdı Giray'da.
Ondan beklemediği bir açık yüreklilikle söylemişti içindekileri. Sevgisini, ilgisini, beklentisini.
En son da kendisinden isteğini.
Sahici bir şekilde karı koca olmuşlardı, bunun için bedensel bir şart görmemişti Giray. Gördüğü kadarıyla Dilrûba da böyle düşünüyordu.
Demek ki bir zaruri histen değil, içten gelen bir arzuyla istiyordu birlikte olmayı.
Nefes almaya çabaladı Giray. Eli kendinden habersiz Dilrûba'nın dizini okşamaya devam etti, ne yanıt vereceğini bilemedi bu sözlere. Zaten yakınlıklarıyla heyecanlı olan vücudu az kalsın hepten titreyecek, kendisini göğsüne sere serpe yaslanmış Dilruba'ya rezil edecekti.
Yeni bitmişti genç kızın sözleri, başını biraz geriye atmış beklenti dolu gözlerle kendisine bakıyordu. Aklında düşünceler birbirine çarpa çarpa ortalıkta fink atarken daha fazla düşünceye mahal vermeden genç kızın beline sıkıca sarılarak kendine çekti iyice. Aralık, nefes nefese olan dudakları yaklaştı birbirine. Dilrûba utangaç bakışlarını kendisinden çekmiş, ellerini omzuna doğru sıkıca sararak yaklaşmıştı, her türlü temasa olan niyeti buradan da belli oluyordu.
Derin bir samimiyet içindelerdi o an, dudakları arasında milim mesafe varken, nefesleri birbirine karışırken, kolları birbirine dolanmış bırakmak istemezce sarılmışken ve akılları pek de başlarında değilken.
"Dilruba?" dedi sessizce, dudakları birbirine değdi usulca.
Bolca gayret gerekiyordu şöyle bir anda kendini kaybetmemek için. Gözünü açsa da kapatsa da Dilruba vardı her herde. Ya gözünün içine bakıyordu hevesle, ya da altında sıcacık yuvasına kabul ediyor, bembeyaz çarşafların arasında kıvranıyordu Giray diye diye.