📍 Hoş geldiniiz..
⭐ Yıldıza basmayı unutmayııınnn.
Satır arası yorumlarınız beni çook mutlu eder...
İnstagram: Servestizm
Wattpad: servestizm
Keyifli okumalaaarrrr...
*******
Giray adımlarını hızlı tutarak baygın yatan kızın yanına döndü. Başını vurup da zarar görmüş olmasından çekinerek yaklaştı, elini uzattı omzuna doğru. Tam dokunup kendine çevirecekti ama kararsız kalıp indirdi geri.
Dokunmaya korkuyordu biraz, adamın ona zarar verdiğini biliyordu ve kendisi de pek bilmezdi öyle yavaştan dokunmayı. Askerdi ya, ya öldürmek için dokundurdu birine ya yaralamak için. İyi etmeye çalışarak dokunmamıştı hiç.
Bir cesaret elini kaldırıp omzuna dokundu kızın, uyansın diye bir kez sarstı yavaşça. Sonra bekledi uyanmasını. Kız uyanmayınca da son çare kendine doğru çevirdi yüzünü.
Kendine çevirdi ama hemen başını eğmiş bakmamıştı, açılan örtüsünü tutup kapattı yine yüzünü. Bugünkü ilk vukuatından sonra başını kaldırıp bakamazdı artık kimseye. Hala vicdanı sızlıyordu.
Kızın yüzünü tamamen örttüğünden emin olunca baktı, sadece kahverengi kirpikleri görünüyordu. Yine indirdi gözlerini, elini belinin altından geçirerek kucağına aldı. Kuş gibi hafifi, bir de.. Düşünmek istemese de hoş kokuyordu kız.
Başını biraz dikleştirip uzaklaşmak istedi onun kokusundan. Kendi kendine tövbe çekti.
Atının yanına gitti öncelikle, kızı yere bıraktı heybede ne var ne yok karıştırdı, yere sermeye bir şey aradı. Bulamayınca da heybenin ceplerini boşaltıp atın sırtından aldı, yere serdi, kızı da yatırdı üzerine.
Ne olur ne olmaz diye üzerine aldığı kaftana benzer uzun kıyafetini çıkardı kollarından, kızın üzerine örttü, belindeki bıçağı da deri kemerinden kılıfıyla birlikte çıkartıp hemen başı yanına iliştirdi kızın.
Uyanırsa ilk bıçağı görsün de kendini güvensiz hissetmesin diyeydi bu. Bir silahı olursa daha rahat olurdu karşısında. Hiç yoktan konuşurdu.
Biraz ayakta durup düşündükten sonra oturdu bekledi Giray, ne düşüneceğini ne diyeceğini şaşıp kalmıştı.
O adamı öldürmüştü, kendisine ceza veremezdi kimse ama daha geldiği ilk günden vaka çıkarması hoş olmazdı. Öte yandan bu kızın uğradığı zulüm içini acıtıyordu.
Çok narin bir kızdı, naif ve zarif. Gördüğü kadarıyla da şu büyük şairlerin uğruna şiirler yazdığı ok kirpikli yay kaşlı olanlar gibi.
Tam onun yaşlarında bir kız kardeşi vardı Giray'ın. En güzel çağları, en müsmir yaşlarıydı bunlar. O haysiyetsiz nasıl rızasız dokunmuş, el kaldırmıştı böyle gencecik kıza? Hiç mi vicdanı yoktu, o olmasa arı, hayası.. Yahut insanlığı.
Belki de herkes Giray gibi düşünmüyordu. Herkes aynı derece insan değildi belki de. Yahut bu meseleler bazı kesim için oldukça hakirdi.
Merak ediyordu da, gittiğinden beri bu tür hadiseler yayılmış mıydı, yoksa geldiği ilk andan karşısına çıkması büyük bir rastlandı eseri miydi?
Eğer bu olaylara caydırmak maksatlı cezalar verilmiyorsa, mesuliyet o Kadıdaysa kan dökmeyeyim diye girdiği uğraşı keser, tek hamlede alırdı onun boynunu Giray. İpe kadar kalmazdı o zebunun hakir canı. Diğerininki kalmamıştı nasıl olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRAY
Tiểu Thuyết Chung***** "Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken...