32.Bölüm

24.5K 1.9K 228
                                        

📍 Hoş Geldiniiiizzzz

Oy vermeyi ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayınızzz..

Güzel okumalar!

🦋

*******

32.Bölüm

*******

Karadır, upuzun yattığın gece,
Felek, âh ettirir, boyun kıl- ince...

*******

"Cenazemiz var."

Ali Merdan'ın sesi odada yankılandı gür bir şekilde, Dilrûba'yı ayrı Giray'ı ayrı çarptı. Akıllarına gelen isim pek tabii evin ölüme en yakın ferdi olan Dilrûba'nın babasıydı.

Kapısı penceresi kapalı odada sanki fırtına eser gibi, ayaza tutulmuş gibi tüm tüyleri dikeldi Dilrûba'nın. Solukları sıklaştı, birden kanlanan gözlerini medet umar gibi Ali Merdan'ın gözlerine dikti.

Sonraki sözlerini bekliyordu. Herhangi birinin ismi de olabilirdi söyleyeceği, ama sabahın köründe bu odaya bu denli telaşlı bir şekilde girişini tek bir kişi sağlayabilirdi. O kişinin yokluğu da ellerini titretiyordu Dilrûba'nın, yüreğini göğsünü delecek gibi attırıyordu.

Henüz hazır değildi. Ve Ali Merdan Bey konuşmuyordu.

Titrek bir nefes aldı Dilrûba, sağ eli sol bileğini tutmuş, kısa tırnaklarıyla acımadan soyuyordu derisini. Ali Merdan'ın bakışlarını takip ederek Giray'a döndü yüzünü, ikisi de sanki konuşmadan anlaşmış gibi Giray gitti yanına hemen, iki kelime söyledi Ali Merdan Bey.

Dilrûba duyamadı. Soramadı da.

Ama eğer babasına bir şey olduysa duyması gereken kişi kendisiydi. O halde neden tek bir ses çıkamıyordu ağzından? Ne olduğunu soramıyordu, sesli konuşun diyemiyordu.

'Giray.' Demek istiyordu. Tüm korkusunu sesine dökerek adını söylemek istiyordu. Gelsin 'bir şey yok' desin istiyordu.

'Ben birkaç hekim daha getirtir hallederim' desin istiyordu, söz versin de güven salsın içine istiyordu.

Ama demiyordu Giray hiçbirini.

"Sen çık ağabey."

Böyle konuştuğunu duydu Giray'ın, sesinden bir şey anlaşılmıyordu, donuktu. Ali Merdan'ın başını sallayıp yutkunduğunu gördü, tekrar Giray'a bir şeyi söylemek ister gibi baktığını, sonra başını az çevirip kendisini izlediğini. Sonra da çıkıp gidişini.

Öylece kaldı Dilrûba. Sanki diline, eline kilit vurulmuş, sanki şimdi konuşsa tüm kâbusları gerçek olurmuş gibiydi. Soramıyordu.

Ne soracaktı?

Bunca yıl ölümün döşeğinde yatmıştı babası, şimdi böyle en ümitli olduğu anda olacak iş miydi..

Değildi. Hiç olacak iş değildi.

"Dilrûba." dedi Giray. Duydu ama çenesi titredi korkudan, bileğinin derisini biraz daha soydu tırnaklarıyla. Yaklaşıp başını okşadı sonra Giray, örtüsünü omzuna düştü. Hala soramıyordu Dilrûba ama böyle dokunsun da istemiyordu.

Eğer bu şefkatli el başına teselli için değiyorsa hiç değmesin isterdi. Titrek bir nefes aldı, sanki ayakta durmasını i ister gibi beline sarıldı Giray'ın kolu, başka tutunacak dalı yoktu, Dilrûba da ona tutundu.

GİRAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin