15.Bölüm

42.9K 3K 1.8K
                                    

 📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

Nasılsınız bakalııım... ❤️

Oy vermeyi ve bool bol yorum yapmayı unutmayınııız...

Özellikle yorumlarınız beni çok mutlu eder.. Görüşlerinizi ve fikirlerinizi merak ediyorum

Buraya size hikayeyi çağrıştıran bir emoji alalım..

Keyifli okumalaaar ❤️

 

*******

15.Bölüm

*******

“Ben takayım mı saçına?”

 

Sordu sahiden de bunu. Ama soru gibi değildi sesi, derin bir istek vardı daha çok tonunda. Ki hemen de pişman oldu, reddedileceği ihtimalini bir anlık unutmuşttu.

 

Dilrûba da buna istekli gibi hepten unutturdu o ihtimali. Aynı mutlulukla başını sallayıp tutuşturdu tokayı Giray’ın eline, arkasını dönüp saçlarını bıraktı onun insafına.

 

Giray biraz kaldı öyle, sonra Dilrûba’nın aynadan kendisini gördüğünü fark edince boğazını temizledi hafiften..

 

Nasıl takılacağını bilmiyordu, hiç de görmemişti. Ama tek bir an tereddüt ederse kaybederdi bu hakkını.

 

O yüzden hiç tereddüt etmedi Giray. Bundan sonra da etmeyecekti. Örgülerin en güzel göründüğü yere iliştirdi tokayı, genç kız omuzlarını kapattığından devamını göremiyordu saçlarının.

 

Buna da şükür diyerek parmaklarının tersiyle güzel saçlarını şöyle bir okşadı. Genç kız da saçında duran tokaya dokundu dolu gözleriyle.

 

Ve tam o anda odanın kapısı ikinci kez açıldı kırılırcasına.. Hem de nefes nefese kalan Bahriyeli tarafından..

Bir haber daha gelmişti yine..

Hayrı şerri başta belli olmazdı havadisin, ama oğlanın girişine bakılırsa şerrinin arşa çıkmış olması gerekti. Yok eğer çıkmamışsa da vay halineydi Bahriyelinin.

Hem öyle olsa bile, bir haberin nasıl bir ehemmiyeti olsa bile böylesi usulsüzlükle verilemezdi kesinlikle.. Hususi olarak Dilrûba’nın huzuruna böyle çıkmak hele..

Katiyen..

Genç kızın narin omuzlarına dökülmüş olan örtüyü hızlı bir şekilde saçlarına çekip kapattı Giray, hemen arkasına çekip koca bedeniyle perdeledi onun mahrem halini, hareketi öyle hızlıydı ki daha ne olduğunu bile pek anlayabilmiş değildi Dilrûba.

Daha yeni bulmuştu kaybettiği bir hazinesini, yüreği şevk ve mutlulukla çarpmaya başlamış, Giray'a minnetini nasıl göstereceğinin derdine düşmüştü.

İçi küçük bir kız çocuğunun sevinciyle dopdoluyken gözünün önümü bile görememişti o an, kapının sesini duyduysa da bunu idrak edecek mantığı yerine gelememişti henüz.. Gülümsemek ve mutlu olmakla meşguldü uzun bir vakit sonra.

Unuttuğu hisleri yaşamak bocalattırıyordu ya insanı, o da binevi neyi nasıl yaşayacağını şaşmıştı işte.

Ama kavraması da zor olmamıştı meseleyi, Giray’ın hiddetle kendisi arkasına çekmesiyle anlamıştı odaya girenin namahrem olduğunu. O savrulmayla genç adamın geniş sırtına sarılır gibi durmuş, ve nedense hiç yabancılamadan sığınmış, saklanmıştı onun sinesine.

GİRAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin