46.Bölüm

6.6K 889 224
                                    

📍Hoş Geldiniiiiiiiizzzzz

Merhabalaaar tekrar buluştuukk..

Oy vermeyi ve bool bol yorum yapmayı unutmayınız.

Bölümde yetişkin içerik var uyarıyla belli edildi kendisii...

Keyifli okumalaaarrrr ❤️

*****
46.Bölüm

******


Elindeki mektuba ve bir tutam saça yüzünde derin bir tebessümle baktı Giray. Dilruba'nın yazdıklarını okumuştu, tıpkı diğer mektuplarında olduğu gibi derin bir aşkı, sonsuz bir özlemi anlatıyordu.

Her bir harfi ayrı ayrı takip eden gözlerinde heves vardı, hoş her mektubuna aynı sözleri yazsa dahi Giray ilk günkü hevesle okurdu kendisi için yazılan bu mektupları. Dilruba'nın eli değmişti, Dilruba'nın hisleri değmişti.

Giray, Dilruba'yı çok özlemişti.

Genç kız bir de saçını kesip göndermişti mektubun içinde, yüreği ondan bir parçanın yanında olmasıyla hızlansa da kıyamıyordu. Dilruba'dan bir tutam saç eksilmişti, Giray onun kokusundan mahrum kalacak olsa dahi Dilruba'dan zerre eksilsin istemezdi.

Gözlerin kapattı biraz, o mavi mendili de bir tutam saçı da burnuna yaslayıp derin bir nefes çekti. Yoğun değil, uçuş uçuş bir koku kalmıştı Dilruba'dan. Sanki gözlerini açtığında karşısında olacak, al yanaklarıyla, güzel gözleriyle hevesle kendisine bakacaktı.

"Dilruba Hanım'ı eşkıyalar kaçırmış Giray Bey'im."

Kulakları bunu duydu sonra.

Az önce rehavetle kapattığı gözleri bir süre kaldı öyle, kaşları çatıldı, kirpikleri titredi düşünceyle, sonra bir şahin gibi açıldı gözleri. Karşısında başı eğik bir halde askerleri ve gelen ulak duruyordu.

Doğru duyup duymadığını sorguladı, burnuna yasladığı mendili sevdiği kadından gelme bir tutam saçla avucunda sıktı, bir adım attı ulağa doğru, "Ne dedin sen?"

Dilruba.

Kaçırılmış...

Ulak gergince kıpırdandı, "Ben size mektubu ulaştırmak için Payitahta geldim Bey'im, fakat siz çoktan yola çıkıp Eskişehir civarına gelmişsiniz. Hemen yola koyulacaktım ki ardımdan bir ulak daha göndermiş Doğan Bey. Ondan haber aldım." Kemerine uzanıp bir mektup daha çıkaracak olunca Giray'ın askerleri kılıcını çekip ulağın boynuna dayadı hızla, genç oğlanın elleri öylece kaldı tedirginlikle, yutkundu, "Doğan Bey'in gönderdiği yazıyı verecektim Bey'im." dedi zar zor.

Giray baktı oğlanın yüzüne ama gördüğü o değildi. Başıyla işaret etti askerine, asker ulağın kuşağından bir mektup daha çıkarıp Giray'a uzattı. Küçük mektubu eline aldığı gibi arkasını döndü Giray, yüreğindeki sıkışmışlığı çözmeye çalışsa da imkânı yoktu. Açtı mektubu, Doğan'ın her zamanki yazısıydı karşısında duran.

"Milhanlı soysuzu, Dilruba Hanım rahmetli babasını mezar üzerinde ziyarete gitmişken yol üstüne pusu kurmuş, Dilruba Hanım ve kalfası Serim Hanım'ı alıkoymuştur. Onun yaptığı bizzat tarafımca tespit edildi, o sırada karşıma çıkıp meselenin nedeninin Serim Hanım olduğunu açıkladı. Bana sorsanız, iradenizi ve nüfuzunuzu kırmak, sizi hünkârımızın gözünden düşürmek niyetinde. Dilruba Hanım'ı bulacağımdan emin olun, gözünüz arkada kalmadan Hünkârımızın yanına dönün Giray Bey'im. Şayet Milhanlı'nın asıl niyeti size verilen emre karşı geldiğinizi Sultan Murad'a ispatlamaktır. Bu sayede boşalan koltuğunuz Milhanlı'ya altın tepside sunulur. Mesele tamamıyla Serim Hanım meselesi değildir. Dilruba Hanım'ı bulacağımdan yana şüpheniz olmasın."

GİRAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin