2. Bölüm

46K 2.4K 491
                                    

📍 Hoş geldiniiiizzz...

Keyifli okumalar..

Medya nasıl nskxkslxlzlx




İnstagram:servestizm
Wattpad: servestizm

***

Padişah tüm savaş alanını yüksekten görebileceği bir yerde durmuştu yanındaki asker birliğiyle. Savaşın durumuna bakıyor, destek gerekli mi onu kontrol ediyordu.

Derken, önce Ferhan'ın düştüğünü gördü, atının dizginlerini sıktı sinirle. Giray hemen yetişmiş, Ferhan'ın düşüren adamı öldürmüştü.

Sonra Giray'ın arkasından gelen adamı fark etti ve onu kurtarmak ister gibi telaşla bir iki adım ilerletti atını..

Ama yetişemezdi hiçbir şekilde. Giray kafasına aldığı darbeyle attan düştü ölü gibi. Askerler iki komutanın da yere serildiğini görünce bir anlık duraksadı.

Padişah askerin korktuğunu görünce elini yanında duran adama uzattı ve avuçlarının arasına yay ve ok bırakıldı.

Önce şöyle bir baktı savaş alanına keskin gözleriyle, sonra ilk Giray'ı düşüreni nişan aldı ve ilk ondan başladı vurmaya.

Savaş meydanında padişahın okları uçuşmaya başlayınca askerler de kaybettikleri şevki geri kazanmaya başladı.

Ama yine de durum iyi değildi.

Sol tarafında duran Deli'ye baktı, sonra adamın omzunda duran şahine. İşaret anlaşılmıştı.

Savaş alanından büyük bir borazan sesi yükseldi, Giray yattığı yerde gözlerini açtı.

Bu işaretti. Kalkması ve savaşması gerekiyordu yoksa onca asker canından olacaktı.

Kırılan demirleri yüzünden başını kesmeye başlayan miğferi çıkartıp attı, ölen bir askerin kafasından çıkartıp yeni miğferini taktı.

Başı dönüyordu, başı öyle bir dönüyordu ki insanlar mı atların üzerinde atlar mı insanların üzerinde onu bile zar zor ayırt ediyordu.

Çok kalabalıktı, ayakta durabilen bedenler çok azdı, herkes hızlı bir şekilde ölüyor, kanlar havada uçuşuyordu.

O hengamenin arasından zar zor sıyrılmaya çalıştı, doğru yöne gidip gitmediğini bilmiyordu ama elinden geldiğince hızlı gitmeye ve bulmaya çalışıyordu.

Atların arasından geçti, dövüşenlerin ve ölülerin.

Sonunda orta noktaya geldiğini anladığında sesinin çıktığı kadar haykırdı ve düşman askerlerinin çoğunluk olduğu yere doğru koşturdu.

Kendi askerleri zamanın geldiğini anlayarak küçük bir kalkan oluşturdu Giray'ın etrafında.

Beline astığı kara baruttan yapılma küçük bombayı çıkardı ve fitilini ateşledi hemen.

Düşman askeri karşısında bir iki adım geriledi ama askerlerin üzerine atması gereken bombayı olabildiğince aşağıdan attı.

Küçük bomba askerlerin ayaklarının dibinde durdu ve kendisi gibi küçük bir patlama oldu. Birkaç asker öldü, sağ kalanlar bir anlık durgunluktan sonra geri geri giden Giray'a kahkaha attılar.

Ama Giray sadece elçiydi, onun amacı küçük bir mesajdı.

Ve mesajı da yerine ulaşmıştı. Geri geri giderken o da güldü. Keyifli bir gülümsemeydi ama yüzünün ve gözlerinin yarısı kanla kaplı olunca keyifliden çok korkutucu görünüyordu.

GİRAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin