12.Bölüm

37.3K 2.8K 588
                                    

📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

⭐🌟 Yıldıza basmayı unutmayınız...

Keyifli okumalar...

 *******

12.Bölüm

*******


"Ee kocan olarak sahip çıkmak hakkım olacak tabii."

Bu sözü söyledikten sonra Dilrûba'nın gözlerinin irileşmesini izlemişti Giray, onun ne kadar utandığını yüzünü kaçırışından, hareketlerinde gördüğü telaşlı bir kalkıp gitme isteğinden fark etmişti.

Başta Dilrûba'yı rahatsız ettiğini de sanmıştı hatta, belki de o kılıksız gibi konuşup huzursuz ettiğini düşünmüştü.

Ama bir anda kızın solgun yüzü pespembe oluverince kızmaktan çok utandığını fark etmişti.

Ve nedense garip bir mutluluk vermişti bu Giray'a. Yanında rahatsız olmaması için her şeyi yaparken tek bir sözüyle o yaptığı her şeyin bir bir yıkılmasından korkmuştu. Sözlerinin maksadı sadece Dilrûba'yı üzen geçmişin izlerini silip atmak, yüzüne çöken hüznün yerine küçük bir gülüş getirmekti.

Sadece bunu istiyordu..

Hatta utanmasa 'Bir kez gülsene..' diye peşinde dolanacaktı.

Ve bu kendisi gibi bir adama hiç de uymuyordu. Böyle davranışlar, böyle hisler ve bu istekler hiç kendisine göre değildi. Daha çocukluktan almaya başladığı eğitim ve o zamandan bu yana getirdiği katı kurallarıyla disiplini hızla eriyip gidiyordu Dilrûba'nın karşısında.

Dilrûba'ya evine kadar eşlik ettikten sonra kısa bir konuşmaları olmuştu girdikten sonra bir süre ayrılamamıştı kapının önünden. Hem yalnız bırakıp gitmek zor gelmişti hem de yalnız kalıp gitmek. İç dünyası epey karmaşıktı.

Bir sessizlik vardı genellikle aralarında, Dilrûba'nın hislerini bilmiyordu ama onun yanında genellikle sakinliyordu Giray. Sanki dünya telaşesinden sıyrılıyor, aklında savaş veren binbir düşünce sessizleşip köşelerine çekiliyordu.

Garipti. Yaşadığı tüm gürültüden uzaklaşıp huzurlu sessizliği bulmuş gibiydi.

Ölüm emri verilen bir kağıt dolusu ismi infaz etmesi gerekirken Dilrûba'yı nasıl huzura kavuştururum diye düşünüyordu sadece. Ondan başka düşünmeye değecek hiçbir şey yok gibiydi. Ölüm dediğin bir anlık bir şeydi, elinde bir yağlı urganla bir canı kolayca alabiliyordu Giray.

Ama şimdilerde hiç yapmadığı bir şeyi yapacak, öldürmeyi değil, yaşatmayı deneyecekti. Başarılı olmaktan başka da şansı yoktu. Dilrûba'yı da babasını da hayata geri döndürmesi gerekliydi.

Bunlar Giray'ın da içinde bulunduğu kısım için düşündükleriydi. Bir de aile meselesi vardı ki onu da pek beceremezdi Giray.

O evin önünden ayrıldıktan sonra köşke gelene kadar bir yol aramıştı annesiyle Dilrûba'nın arasını çatışma olmadan yumuşatmak için. Daha doğrusu annesinden kaynaklanacak ve Dilrûba'yı hedef alacak bir çatışma için.

Bu kadar hızlı ve ani karara varılmış bir evlilik her anne babayı şüpheye düşürürdü, ama bu şüphelerin sonucunda Dilrûba'ya dil uzatılacaksa ona giden her yolu keserdi Giray. Genç kızın adına tek bir toz dahi konmasına katlanamazdı.

Yarın kıyılacak olan nikahları aile arasında Dilrûba'yı ne kadar zora sokacak olsa da bazı bahanelere sığınarak bunu toparlayabilirdi. Ama o hamam meselesini ne yapsa da engelleyemezdi. Onca kadının olduğu yerde böyle çirkin bir muhabbet dönüyorsa Dilrûba'nın yüzünü dahi görmelerine izin vermezdi.

GİRAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin