Shu'nun cani görüntüsü o gün orada olan herkesin aklına kazınmıştı.
Shu elinde tuttuğu bedenden ayrılan başı kenarına fırlattıktan sonra diğerlerine doğru koşmaya başladı. Kalan 6 çocuğun olanlardan sonra cesaretleri kırılmıştı. Shu koşarken 6 kişiye seslendi.
"O özgüveniniz paramparça oldu heralde!"
Shu Hwa Klanını delirtip ona saldıracak kadar öfkelenmeleri için elinden geleni yapıyordu. Shu arkasında büyük bir ateş büyüsü hazırlayan çocuğu doğru koşarken sol tarafından gelen su evrim büyülerini görünce olduğu yerden 5 adım geriye sıçradı.
Shu bu sefer sol tarafında duran su büyücüsüne atıldı. Shu koşarken sağ işaret parmağında bir ateş mermisi oluşturdu. Çocuğun üstüne atlayıp yere yatırdı geri kalktılarında çocuk Hwa Klanı insanlarına sırtını dönük bir vaziyetteydi tam Shu'nun istediği pozisyonda duruyordu.
Shu parmağının ucunda duran mermiyi çocuğun alnının tam ortasına yolladı. Mermi çocuğun başını delip geçtikten sonra hızla ilerlemeye devam etti. Kanzi Hwa'nın alnına doğru gidiyordu ama bariyerlere çarpıp yok oldu.
Shu Kanzi Hwa'ya dönük bir şekilde kovboy gibi parmağının ucuna üfledi. Kanzi Hwa sinirden delirmek üzereydi kendini zor tutuyordu, tam olarak Shu'nun istediği kıvama gelmişlerdi sadece küçük bir kıvılcıma ihtiyaçları vardı.
Shu üstüne doğru gelen ateş büyülerine baktı. Derin bir nefes alıp yumruğunu görünmeyecek bir hızla büyülere savurdu. Shu'nun yumruğunu hava elementi ile destekledi.
Shu'nun yumruğundan çıkan hava bütün büyüleri yok etmeye yetmişti. Büyüyü yollayanların tek çaresi ölmeyi beklemekti ki bu da fazla sürecek gibi değildi çünkü Shu 2 ateş büyücüsüne doğru hızla koşuyordu.
Yanlarına yaklaştığında ikisinin de başını tutup birbirine vurdu. Yaklaşık 3 dakika bu işlem devam etti en sonunda elinde hiçbir şey kalmamıştı. Shu toprak büyüsünü toprak yer çekimi büyüsü ile gizlice destekleyerek iki tane mızrak oluşturup cesetleri mızrağa dikti.
Shu Hwa Klanın konuşmasına fırsat vermeden diğerlerine doğru yöneldi. Bu sırada Yuno en yakın ve tek dostunun böyle bir psikopat olduğunu bilmiyordu ki bu durum Shu için de geçerliydi. Shu da içinde böyle bir canavarın yattığını bilmiyordu.
Luo Neu ise pek farklı değildi nedenini bilmediği şekilde Shu'yu izlerken ona bir şey olacak diye endişeleniyor veya rakiplerini alt edip korkusuz bir şekilde dik başlı durduğunda gururlanıyordu.
Nyna için durum farklıydı daha önce Shu'nun şu anki haline göre güçsüzken yaptığı katliama şahit olmuştu. Nyna zaten zihninde böyle bir şey bekliyordu o yüzden pek şaşırmış sayılmazdı.
Shu kalan 3 rakibine atıldı önce hava büyüsünü yapan çocuğa saldırdı. Shu çocuğun yanına geldiğinde çocuk henüz onu fark edememişti. Shu parmaklarını çocuğun göz kürelerine sokup patlattı. Çocuk acıyla bağırırken Shu çocuğu yakasından yakalayıp Hwa Klanının oturduğu tarafa doğru fırlattı.
Gözle takip edilmesi zor bir hızla enerji bariyerine çarptı ve son nefesini verdi. Çocuğun bedeni yere düştüğünde çıkan tok ses bütün arenayı sarmıştı. Başta yuhalayanlar Shu'nun gözüne görünmemeye çalışıyordu.
Darvin Jinno ise keyifli bir şekilde olanları izliyordu. Gökyüzünde duranlar ise memnuniyet dolu bir ifade ile aşağıda Shu'nun yaptığı katliama bakıyorlardı. Bir cevher bulmuş gibi hissediyorlardı.
Gökyüzünde iki adam aşağıyı izlerken yanlarında siyah cübbesi ile sonsuz evreni andıran bir adam çıktı.
"Ase Klanı köpekleri! Genç efendiyi izleyecek kadar cesursunuz demek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasy"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...