Görevli ile bütün akademiye gezen Shu kafasındaki soruların hepsinin cevabını almıştı. Tüm bu olaylardan sonra karnı acıkmış yemekhanede yemek yiyordu. Bazı kişiler Shu'ya küçümseyen bir gözle bakıyordu.
Ormanda hayvanların içinde büyüdüğü için yemek adetlerini bilmediği için ortaya komik bir görüntü çıkıyordu.
Yemekte karnını iyice doyurduktan sonra odasına geçti her ne kadar sabah olsa da giriş sınavında olan olaylar hayli yormuştu.
Odasına geçip yatağına uzandı ve düşünmeye başladı neler yaşadığını, neler yaşayacağını ve bir de açmaması gereken kitap vardı. Bu düşünceler ile boğuşurken gözleri kapanmaya başlamıştı.Zihninin içi bir anda karardı. Shu etrafında dönüyor ama hiçbir şey göremiyordu. Uzakta bir yerde beyaz bir ışık fark etti ve ona doğru hızlı adımlarla koşmaya başladı.
Koştukça beyaz ışık daha da büyüyordu iyice yaklaştı elini ışığa uzattı. Karanlık yavaşça dağılmaya başladı bu sefer her yer beyaza dönüyordu. Shu etrafını incelemeye başladı. Bir kürsü vardı kürsünün altı ayna gibi üstünde ise açmaması gereken kitap vardı.Shu korkak adımlarla kürsüye yaklaştı. Önce aynadaki görüntüsüne baktı. Saçları sonsuz bir boşluğu andırıcak kadar siyah, gözleri buz mavisiydi. Vücudunu inceledi, kasları şimdiden belirginleşmiş ve düzgün bir şekilde parçalanmıştı. Shu kendi görüntüsünü oldukça beğenmişti.
Kafasını aynadan kaldırıp kitaba çevirdi. Açmaması gerektiğini biliyordu ama içindeki dürtüye karşı koyamıyordu. Kitabı ilk defa bu kadar detaylı inceliyordu.
Kitabın kapağına göz attığında alt tarafta yazılan yazıyı gördü böyle bir yazı olduğunu yeni fark etmişti.
"Hak edersen kitabın kapağını açabilirsin. Hak etmediğin halde açmaya çalışırsan kitap seni öldürücektir hak etmediğini düşünüyorsan, uzaklaş!"
Shu yazıyı okuyunca içinde dehşet bi heycan belirdi açmak için, içi içini yiyordu.
Elini kapağa uzattı ve ürkek bir şekilde açmaya başladı. Kapağı açtıkça ilk sayfada bir yazı belirdi. Shu kapağı tamamen açıp yazıyı okumaya başladı."KANIN BEDELİ KANLA ÖDENECEK"
Shu yazıyı okuduktan sonra çığlık atmaya başladı içi titriyordu sanki ruhunu sökmeye çalışıyorlar gibiydi. Tarif edilemez bir acı vücudunda peydah oldu ama bununla kalmadı ruhu da acımaya başlamıştı. Shu çığlık atmaya devam etti. Kukak, burun, ağız ve gözlerinden kan gelmeye başladı. Hala çığlık atıyordu.
Bu sırada kulağına ilahi bir ses doldu bir kadın veya erkeğe ait olduğunu anlayamadı.
"Ben Shu Riken, ölsem de intikamımı alırım!"
Defalarca ilahi ses aynı cümleyi tekrarladı. Aynı zamanda bedeni enerji ile dolup taşıyordu. 4 yaşında bayıldığı gün birinci seviyeye giriş yapmıştı o zamandan beri hiçbir gelişim göstermemişti ama şimdi enerji merkezi dolup taşıyordu.
Acısı yavaş yavaş dinmeye başlarken bedenine dolan enerjinin farkına vardı. Bedenine dolan enerjinin yanında bir de zihnine kapakları açılmış bir barajı andıran şekilde bilgi akımı vardır.
Shu 15 dakika sonra kendine geldi. Zar zor da olsa lotus pozisyonuna geçti zihnine akan bilgiler sayesinde tam doğru bir şekilde pozisyonu yapabildi. Derin nefes alıp zihnini boşalttı düşüncelerden uzaklaştı nefes alıp vermeye devam etti.
Zihni tamamen boşalınca enerji merkezine dolan enerjiye odaklandı. Yavaş yavaş bütün vücudunda dolaştırdı. Dolaştırma sebebi enerji damarlarında dolaşan enerjiyi saflaştırıyor olması. Ne kadar çok dolaşırsa o kadar saf olurdu. Ama bu söylendiği kadar kolay değildir acı verici ve mutlak odak isteyen bir işlemdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasi"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...