2. Kitap 3. Bölüm: Acımasız

119 14 2
                                    

Buzdan yapılmış sarayın içinde endişeli bir bekleyiş vardı. Menna ve birkaç bin asker sarayın altında özel olarak formasyon uzmanları tarafından yapılmış alanda duruyorlardı. Tavan yüksekliği elli metreden fazlaydı boydan boya ise birkaç on kilometre sürüyordu. Alanın içinde neredeyse aradığınız her şey vardı. Alanın ve sarayın etrafı ise özel bariyerler ile korunuyordu.

"Majesteleri sizce o iyi olacak mı?" diye sordu merakla Menna'nın yardımcısı.

"Endişeliyim fakat eminim ki Shu bunu halledecektir." dedi ve derin bir nefes aldı.

"Onunla ilk tanıştığım gün bazen gözlerimin önüne geliyor. Ölümden bir nefes kadar uzakken beni yeniden hayata getirmiş ve üstüme titremişti. Hiç umursamayıp gidebilirdi ya da iyileştirdikten sonra da bırakıp gidebilirdi. Fakat o öylr yapmak yerine beni yanına aldı. Zenia beni Shu'ya aşık eden neydi biliyor musun?" dedi Menna. Gözleri aşkla uzaklara daldı. Zenia isimli yardımcısının gözünden Menna'nın gözlerindeki aşk dolu nakış kaçmamıştı.

"Yakışıklı yüzü ya da muazzam gücü değildi beni etkileyen... Beni etkileyen sonuna kadar sorumluluk alabilen birisi olmasıydı."

Zenia, Menna çok küçükken yanına yardımcı olarak verilmişti. Neredeyse beraber büyümüşler, beraber yemişler, beraber içmişlerdi. Menna her zaman soğuk ve ulaşılmaz birisi olmuştu ta ki Shu ile tanışana kadar.

Shu ile tanıştığı günden itibaren yüzüne renk gelmiş, hiç olmadığı kadar gülümsemeye başlamıştı. Shu, Menna'ya rahatsızlık vermemek için kendini gizlediğinde Zenia bile bilmiyordu.

Menna'nın yaşadığı değişim Zenia'nın gözüne çarpmış ve gizli gizli izlemeye başlamıştı. Menna bir gece saraydan kaçıp Shu ile buluştuğunda Zenia kendini göstermiş ve saldırmıştı. Efendisini korumak istemiş ve düşünmeden tepki vermişti. İlk başta karşı çıksa da zamanla Shu'nun karakterini öğrenmiş ve içi ona ısınmıştı.

Bu sırada kıtanın bilinmeyen bir yerinde Shu, Li ve Emilia'nın yanına oturmuş karşısındaki manzaraya durgun gözlerle bakıyordu.

"Başkentin ortasında bir grup ayin yapmaya başladı ve aynı anda bütün İmparatorlukta saldırılar baş gösterdi. Çağırma ayini olduğu apaçık ortada fakat kafamı karıştıran şey kim, neyi çağırıyor?" dedi Shu. Li Nua'nın bunun hakkında bir fikri olduğuna adı kadar emindi.

"Abel... Dört yüzyıldan fazla oldu onu öldüreli. Ondan başka kimseyi çağıramazlar. Sadece Abel'in bedeni bunun için uygun." dedi Emlia. Li Nua hâlâ sessizliğini koruyordu.

"Abel kim ve neden onu çağırıyorlar?"

"Abel yıllar önce öldürdüğüm eski bir dost... Küçüklükten beraber büyümüştük her maceramızda beraberdik. Birçok kez ölümden döndük birçok öldürdük... Fakat zamanla onun yolu saptı, o öldürmekten zevk alıyordu ve masumları bile öldürüyordu. Onunla yollarımı ayırdıktan sonra bir tarikata katıldı ve iblis teknikleri kullanarak güçlenmeye başladı.

Tarikat yeni doğan bebekleri, bakire kız çocuklarını hatta ölümlüleri ele geçirip iblis teknikleri için kullanmaya başlamışlardı. Tarikatın parlayan dahisi Abel'di ve gelecekti tarikat müdürü olarak seçilmişti bu yüzden iblis tekniklerini onun üzerinde kullanmışlardı.

İlk tarikat müdüründen bile daha güçlü olduğu için o zamana kadar hiç kullanılmamış yasaklı bir tekniği onun için kullanmışlardı.

Kanlı Yolun İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin