Sonu görünmeyen insan ordusu saygı ile iki kardeşin önünde eğilip sadakatini gösterirken Dyan'ın yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı. Abisi ile en son görüşmesinde Riken klanından geriye bir avuç insan kalmıştı. Sonrasında ise zaten Kripto Riken, Dyan'ı savaştan uzaklaştırıp bilinmeyen bir boyuta göndermiş ve gelişimine devam etmesini söylemişti.
"Sonsuzluk ordusu, yoldaşlarım, çıraklarım... İnsanlarım! Riken Klanımı yokluğumda savunduğunuz için hepinize teşekkür ederim!"
Kripto Riken'in sesini duyanlar barındırdığı hasreti ve müteşekkiri en içten hissetmişlerdi hatta bazılarının gözleri bile dolmuştu. Kripto Riken gibi efsanevi bir figürün onlara teşekkür ediyor olması hayatlarında ki en çok onurlandıkları şeydi.
"Nud isimli hain yokluğumda size birçok eziyet çektirdi, ailenizi yok etti, çocuklarınızı öldürdü... En büyüğü de sizleri topraklarınızdan sürdü!" Kripto Riken gözlerini insanların üzerinde gezdirdi. Herkes bu durum karşısında şüphesiz öfke ve nefretle doluydu.
"Nud'un hükmü ben geldiğim anda son buldu. Bundan sonra onları bekleyen tek şey mutlak bir yok oluş. Riken Klanımı kirleten herkes gazabım ile yüzleşecek!" Kripto Riken'in ses tonu git gide öfke ile dolup sertleşirken insanların vücudundan auralar patlamaya başlamıştı.
Büyük bir heyecan ve savaş isteği bütün alana yayılırken Yuno ve diğerlerinin aklı karmaşa işe doluydu. Karşılarında duran beden Shu'nun bedeniydi fakat bedenin içinde o değil de başkası vardı ayrıca bu kişi inanılmaz güçlüydü. Sadece bu da değil ortamda ki herkesin gücü muazzam seviyelerdeydi Shu'nun arkadaşlarının hepsi bu üstün güçler karşısında kendilerini karınca gibi hissediyorlardı.
"Neler oluyor Bonset? Olan bitenden hiçbir şey anlamadım. Büyük olaylar oldu fakat ne oldu hiçbir fikrim yok." dedi Yuno şaşkınlık içinde. Nyna ve Bonset'in de bu konuda diyecek pek bir şeyleri yoktu.
Bu sırada yanlarında Kripto Riken belirtmişti. Yüzünde ki güler ifade ile Yuno ve diğerlerine baktı. Kripto Riken'in yüzüne bakanlar istemsizce gerilmişlerdi.
"Sizler Shu'nun arkadaşları olmalısınız." dedi muzip bir gülümseme ile. Yuno, Kripto Riken'in gözlerinin içine baktı ve başını sallayarak onayladı.
Kripto Riken olan bitenleri sakince anlatmaya başladı.
"Ben Kripto Riken, Riken klanının kurucusuyum. Uzun yıllar önce Riken klanını güvende bıraktığımı düşünüp kadim savaşa katıldım. Savaşta ya ölecektim ya da ölürken yanımda onları da götürecektim. Ben de ikinci seçeneği seçtim eğer ben öleceksem onlar da benimle beraber gidecekti. Fakat onların bilmediği bir şey vardı ben bunun planını zaten yapmış ve geri dönmek için hazırlıklara başlamıştım. Kadim savaş ise insan ırkının öncüsü olan ben, tanrılar ve şeytanların önde geleni ileydi. Şeytanlar ve tanrılar anlaşıp, insan ırkına savaş açmıştı. Savaşın sebebi ise insan ırkının sonsuz potansiyelinin onlara tehdit oluşturuyor olmasıydı." Kripto Riken kısa bir duraksadıktan sonra tepkilerini ölçtü. Yuno ve diğerlerinin şaşkın ve heyecanlı bakışları altındaydı. Anlayışla karşılıyordu çünkü anlattığı şeyler sıradan kişilerin yaşayacağı şeyler değildi. Kripto Riken yüzünde tebessümle yeniden kaldığı yerden konuşmasına devam etti.
"Arkamda büyük bir klan, çıraklar ve kardeşimi bırakmıştım. Benim için onları arkada bırakmak üzücüydü fakat onların yaşaması için bu yapmam gereken şeydi."
Karşısındakilerin ifadelerini gördükçe yüzünde daha büyük bir tebessüm oluşuyordu. Küçük çocukların şaşkın tavırları ona komik geliyordu.
Aradan bir saat kadar zaman geçtikten sonra Yuno ve arkadaşları şaşkın ve çok olmuş biçimde anlatılanları hazmetmeye çalışıyorlardı.
"Luo aslında Shu'nun içinde bulunan kadının ruhunun parçası, sen de Kripto Riken yani Riken klanının öncüsü aynı zamanda da Shu'nun atasısın. Bir de şu an Shu'nun bedeninde ödünç duruyorsun. Ha bir de büyük savaş falan vardı, doğru mu anladım?" diye sordu Yuno.
Kripto Riken başını onaylar biçimde yüzünde büyük bir tebessüm ama gözlerinde bir hüzünle salladı.
"Abi artık emanetlerimizi alma zamanı geldi." Dyan uzaktan seslendiğinde Kripto Riken, veda edip ortamdan uzaklaştı. Arkasında şaşkın bir grup bırakmış olsa da zamanla alışacaklarını düşünüyordu.
"Hadi bizim olanları alalım!" dedi Kripto Riken. Elini sallayarak bir portal açtı ve içine doğru sakin adımlar ile yürüdü arkasından da Dyan takip ediyordu.
Portaldan çıktıklarında önlerinde uçsuz bucaksız bir düzlük vardı. Kasvetli ve kan ile birleşmiş hava çok ağırdı. Gezegeni aydınlatmaya çalışan 9 güneşe rağmen hala etraf kasvetli ve ışıktan yoksundu.
Düz ve kızıl kumlar ile kaplı bir çölün tam ortasında harabeye dönmüş bir şehir vardı.
"Eskisinden daha kasvetli duruyor fakat her şey hala aynı gibi." dedi Kripto Riken ve büyük adımlar ile ilerlemeye başladı. Büyük adım olsa da her bir adımı en az 150 metreydi. Kripto Riken gibi figürler için evrenin bir ucundan diğerine gitmek saniye bile sürmezdi fakat burası ona farklı şeyler hissettiriyordu her adımını yaşamak ve hissetmek istiyordu.
Harabe şehrin harabeye dönmüş surlarına yaklaştı ve kapıdan içeriye beklemeden bir adım attı. Dışardan görünen kasvetli şehir kapıdan geçtiği anda değişmişti. Her yer hala yıkık döküktü fakat kasvetli hava yerine kör edici şekilde parlayan güneşler ortaya çıkmıştı.
"Kripto Riken... Ve Shu isimli çocuk..." içeriye girdiklerinde kulaklarına doluşun mistik ve ilahi ses ile hemen önlerinde iki figür belirmişti. Birisi kadın diğeri ise erkekti.
Kadının mor gözleri ve mor ile gri arasında değişen saçları dikkat çekiciydi. Fiziği ise tanrı tarafından özenle oyulmuş gibiydi. Bakışlarında ki sonsuz huzur bakanları derinden etkiliyordu.
Erkek ise kadın gibi kusursuz ötesi bir fiziği vardı. Siyah saçları arasında ki kızıl ateşi andıran saçlar öne çıkıyordu. Siyah gözleri ise bir sırtlan gibiydi. Bakışları düşmanı korkudan titretecek kadar ürkütücüyken, dosta ise güven ve şefkat veriyordu.
"Kıdemli siz Shu'yu hissediyor musunuz?" diye şaşkınlıkla sordu Kripto Riken.
Kadın ve erkeğin gözlerinde küçük bir tebessüm belirdi ve Kripto Riken'e baktılar.
"Sadece görmüyoruz aynı zamanda takip ediyoruz."
Abi ve kardeş şaşkınlık ile aynı anda konuşan kadın ve erkeğe baktı. Shu gibi birisinin bu kadar efsanevi figürler tarafından takip ediliyor olması onları fazlası ile şaşırtmıştı.
"Kıdemli sizi tekrardan gördüğümüz için mutluyuz." Kripto Riken. Şaşkınlığını üstünden atıp erken tepki vermişti, Dyan ise daha yeni üstünden atıyordu şaşkınlığını.
"Her zaman sözünü tutan birisi olmuştun. Er ya da geç geleceğini biliyorduk." dedi ikisi aynı anda. Bu durumdan memnunlar gibilerdi.
"Kıdemli size verdiğimiz emanetleri almaya geldik. Emekleriniz için teşekkür ederiz." dedi Kripto Riken.
"Bunun için teşekkür etmene gerek yok Kripto Riken ama sana bir şey söylememe izin ver." dedi kadın. Kripto Riken ilgi ile kaşlarını kaldırıp kadını dinlemeye başladı.
"Kadim Rüya denen şeyi bilir misin?" dedi erkek. Kripto Riken ve Dyan anlamamış şekilde birbirlerine baktılar. Daha önce Kadim Rüya diye bir şey duymadıkları her hallerinden belli oluyordu.
Abi ve kardeş uzun yıllar yaşamış, kainatın en derin sırlarını öğrenmiş ve sırtlanmışlardı. Omuzlarında koca bir ırkın ve kainatın sorumluluğu vardı. Bu sorumluluğun farkına oldukları için kendilerini sayısı önemsenmeyecek kadar macera ve bir o kadar da ölüm tehlikesinden dönmüşlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasy"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...