31.Bölüm: Antik Ormana Giriş

300 31 1
                                    

"Huff... Bütün raporlar sonunda bitti..." Shu, Saron Ay ile konuştuktan sonra yaklaşık 3 gündür aralıksız raporlara okuyordu.

Raporlar genellikle olumlu olsa da 2 kutsal kilise sıkıntı çıkarmıştı. Kutsal kilise ve Karanlık kilise kıtada ki değişimden memnun değillerdi. Sebebi ise Shu'nun halkın güvenini, sevgisini ve saygısını almasıydı.

Halk, Shu'nun yaptıkları ile köklü bir değişime uğramıştı. Artık kiliselere olan inanç çok azalmıştı, halk genel olarak Shu'yu Tanrıvari belirlemişti. Bu da diğer kiliselere sıkıntı çıkarmıştı.

Shu ise bu konuya Antik Ormandan gelene kadar geçici bir önlem almıştı. Bu önlemler ise 2 kilisenin de sinirini oldukça bozmuştu.

"Saron Ay, her şey hazır mı?" Shu boşluğa konuştuktan sonra önünde bir duman belirdi. Duman dağıldıktan sonra önünde eğilen Saron Ay gözüne ilişti. "Her şey hazır Genç Üstat sizi bekliyoruz..." dedi.

Shu başını salladıktan sonra Saron Ay'a eliyle ayrılmasını işaret etti. Saron Ay tekrar selam verdikten sonra duman olup uzaklaştı.

"Nish, Antik Orman hakkında biraz bilgi verir misin?" Shu sorusunda 'biraz' ifadesini kullansa da açıkça hayatta kalmasını sağlayacak bilgiler istiyordu.

"Antik Orman... Benim zamanımda bile bilinmeyen, gizemli bir yerdi. Böyle bir gezegende devam etmesine şaşırdım açıkçası... Antik Ormana hiç girmedim ama birkaç önemli bilgiye sahibim." Nish derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.

"Antik Ormana girenlerin dediğine göre orada hayatta kalma ihtimali oldukça düşük. Ayrıca antik ormanın iç bölgesinde gizemli bir yeraltı adası olduğu söyleniyor. Duyduklarıma göre o yeraltı adasına giren istediği bir şeyi elde edebiliyormuş. Kadim bir varlık olduğu söyleniyor. Fakat bu bilgiler kulaktan dolma ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum. Tüm bildiğim bu daha fazlası yok..."

Nish'in konuşmasından sonra Shu derin bir nefes verdi en azından hayatta kalmak için bir bilgi bekliyordu. Ama yeraltı adası oldukça ilgisini çekmişti bu yüzden yeraltı adasını çoktan hedef haline getirmişti.

"Gidip ordu ve akademiye görünsem iyi olur..." Shu konuştuktan sonra ortadan kayboldu.

Tekrar ortaya çıktığında büyük bir volkan dağının yanındaydı. Yüksekten ordusuna baktı, ordunun yaydığı gücü hissedebiliyordu. Bu kadar kısa zamanda ordunun bu denli gelişmesi onu oldukça memnun etmişti.

Orduda ki en zayıf kişi 9. seviye ortasındayken en güçlüsü Gök seviye ortasındaydı. Orduda bulunan çoğu kişinin eğitime sonradan başladığı düşünülürse, şu an geldikleri seviye ordunun gücünü ve yeteneğini anlatmak için fazlasıyla yetiyordu. 

Shu yüksekten aşağıya yavaşça süzüldü. Ordudan birkaç kişi Shu'nun geldiğini görünce saygıyla eğildi. Diğerleri de Shu'yu fark edip eğildiğinde 1000 askerin başında duran Bonset neler olduğunu anlamaya çalıştı.

Hemen arkasına baktığında Shu'nun süzülüşünü gördü hızlıca saygıyla eğildi. "Genç Üstat..." Bütün ordu anlaşmış gibi tek bir ağızdan selam verdi.

Shu yüzünde ki büyük gülümseme ile aşağıya indiğinde ordusuna bir göz gezdirdi. Yüzünde ki ifadeden oldukça memnun olduğu anlaşılıyordu.

Shu, ordusunu ve klanını kendi elleriyle kurmuştu. Şimdi klanı bir imparatorluk haline gelmişti, ordusu ise düşmanın ruhunu söken bir orduya dönüşmüştü.

"Direkt olarak konuya gireceğim. Öyle süslü cümleler kurmayı bilmem. Buraya da size cesaret vermek için gelmedim, zaten yeterince cesaretiniz olmasa Sonsuzluk Ordumda olamazdınız..." Shu konuşmasından sonra askerlerinin ruh halini süzdü. Askerlerin hepsi Shu'nun konuşması ile heyecanlanmıştı.

Kanlı Yolun İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin