Günler günleri kovaladı Shu ve arkadaşlarının eğitime gidişinin üzerinden 5 yıl geçmişti. Shu ve arkadaşları eğitim yaparken Jinno krallığında işler karışıktı.
Geçen yıllarda Jinno krallığına yapılan baskı artmıştı. Diğer imparatorluklar Jinno krallığının bölgesini ele geçirmek için birleşmiş ve baskı yapıyordu.Darvin Jinno odasında şarabını yudumlarken karşısında duran adama baktı.
"Demek birleşip üstüme gelmek istiyorlar... 2 yıl daha oyalamamız lazım savaşı hemen bitirmek istemiyorum. Shu'nun gerçek bir savaş görmesini istiyorum..." Darvin Jinno'nun baskıdan etkilenmiş gibi bir hali yoktu. Hatta daha çok çocuk parkında oynuyormuş gibi görünüyordu."Efendim emin misiniz? Sınırlarda bulunan köyleri yağmalamaya çalışıyorlar. Her ne kadar başarısız olsalar da köylerdeki insanlar rahatsız oluyor." Darvin Jinno karşısındaki adamın konuşması bitince kaşları çatık bir şekilde adama baktı. Karşısında duran adam dizlerinin bağı çözülmüş gibi yere düşmüştü. Üstündeki baskıya dayanabilecek ne cesareti vardı ne de gücü.
"Sence savaş başlatıp bütün kıtayı avucuma almayı bilmiyor muyum? Ne zamandan beri emirlerimi sorgulamaya başladınız?" Darvin Jinno soğuk bir sesle söyledi. Dizlerinin üstüne çökmüş olan adam duyduğu sesle ürpermişti. Ölüm tanrısı ona fısıldamış gibi hissediyordu.
"Shu'nun dönmesini beklicez. O gelmeden savaş olmayacak!"
Darvin Jinno emir verdikten sonra karşısındaki adam olduğu yerden kayboldu.
Darvin Jinno şarabını yudumlarken keyifli bir kahkaha attı. Ayaklarını masaya uzattıktan sonra keyifli bir şekilde arkasına yaslandı ve gözlerini kapattı.Bu sırada Shu karşısında duran canavara son vuruşu yapmıştı. Gözlerinde artık bir parıldama yoktu. Artık öldürmek onun için nefes almak veya göz kırpmak gibiydi. 5 yıl boyunca sürekli öldürmüştü. Her ne kadar büyülü yaratık olsa da insan psikolojisi üstünde etki bırakıyordu.
Aradan geçen zamanda Shu büyük bir atılım yapmıştı. İçsel enerjisi çoktan Eznet alemine girmiş hatta orta aşamaya kadar çıkmıştı. Fiziksel gücü ise 10000 kiloyu geçmek üzereydi. Son 2 yıldır o kadar çok çalışıp savaşmıştı ki fiziksel gücü en sonunda büyük atılımlar yapmıştı.
Şu an bulunduğu konum tehlikenin ta kendisiydi. 3 saat uyuyor, uyurken de bir gözü her zaman açıktı. Buraya ilk geldiği zamanlar rahat bir zamanlar rahat bir şekilde uyumaya çalışmıştı. Fakat sonucunda ölümden Nish'in yardımıyla kurtulmuştu.
Mutasyonlu Kan Örümceği uyurken Shu'nun üstüne atılmıştı. Shu son saniyede saldırıyı hissetse de ağır bir yara almıştı. Örümceği hızlı bir şekilde öldürdükten sonra içindeki zehiri boşaltmaya çalıştı fakat zehir çoktan bütün bedenine doğru yayılmıştı.
Ölümün kıyısından Nish'in kendi enerjisini kullanması sayesinde kurtulmuştu. Her ne kadar vücudundan zehir çıkmış olsa da 2 ay hareket edememişti, bu yüzden bir çok mutasyonlu canavar ona saldırmaya kalkmıştı ama Nish sayesinde yaklaşamadan ölmüşlerdi.
Shu 2 ayın sonunda ayağa kalktığında artık en ufak bir hatanın hayatına maal olacağını anlamıştı. Bu yüzden nerdeyse uyumuyor her saniye savaşıyor, her saniye gelişmeye devam ediyordu.
Shu'nun duygusuz yüzüne bakan kadınların etkilenmeme şansı yoktu. Artık genç bir adam olmuştu. Boyu 2 yılda oldukça uzamış 1.87 olmuştu. Yüz hatlarında her hangi bir değişiklik yoktu. Gözleri eskisinden bile duygusuzdu sanki hiç parıldamayacak gibiydi fakat yeşim rengi gözleri cam gibiydi.
Duygusuz yüzünde herhangi bir ifade belirtisi yoktu. Mutlu, üzgün veya sinirli olduğu anlaşılmıyordu. Artık eski heyecanlı aksiyon seven çocuk yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasy"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...