"Orlo Ken... Bizi çok iyi ağırladınız, teşekkür ediyorum." dedi Shu. Geceyi burda geçirmiş halk ile bol bol sohbet etmişlerdi.
"Biz teşekkür ederiz genç efendi. Yolunuz açık olsun!" Orlo Ken ilerleyen Shu ve Peleus'un arkasından seslendi.
"Şüphesiz genç efendi kehanette ki kişi..." Orlo Ken kendi kendine konuştuktan sonra arkasını dönüp ilerledi.
"Riken Klanı sandığımdan daha da büyük gibi gözüküyor. Can sıkıcı bir hal alıcak..." Shu derin bir nefes verip söylendi.
Bu sırada Riken kıtasında işler karışmıştı. "Lanet piçler!" Yuno kılıcını karşısında duran düşman ordunun komutanına geçirdi.
Diğer kıtalardan gelen seçkin ajanlar Riken kıtasına sızmıştı. Shu'nun ortalıktan kaybolması netleştikten sonra diğer kıtalar birleşip saldırı başlatmıştı.
Riken kıtası birçok kayıp vermişti fakat düşman ordusuna da ağır kayıplar verdirmişti.
"Yuno!" Nyna bağırışı ile tırpanından bir enerji dalgasını Yuno'ya doğru gönderdi. Yuno son saniyede saldırıdan kaçtı ve şok ile Nyna'ya baktı. Arkasından yere düşen cesedin tok sesini duydu. Gözlerini arka tarafına çevirdiğinde bedeni ikiye ayrılan düşman askeri gördü.
Gözlerini düşman ordusuna çevirdi sonu görünmüyordu. Yaklaşık 1 haftadır savaşıyorlardı fakat düşman ordusunun sayısı hala aynı gibi görünüyordu.
Bonset ve Pain sırt sırta vermiş birbirlerinin açıklarını tamamlayarak savaşıyorlardı. Karşılarında binlerce asker olmasına rağmen gözlerinde herhangi bir korku veya tereddüt yoktu hatta yüzlerinde eğlendiklerini belli eden bir gülümseme vardı.
"Böyle bir savaş yaşamayalı uzun zaman olmuştu, ahahah!" Bonset'in kahkahası karşısında duran binlerce kişinin kulağına ilişti.
"Al benden de o kadar ahahah!" bu sefer de Pain kahkaha atmıştı. Düşman ordusu iki aptala bakar gibi bakıyordu.
Daha fazla beklemeden düşman ordusu ikiliye doğru saldırıya geçti.
Bonset kendisine doğru gelenlere bir bakış attı. İleriye doğru bir adım attıktan sonra ortadan kayboldu. Karşısındaki rakipler onun için çerez gibiydi ama günlerdir bu şekilde savaşıyordu. Yorgunluk hat safhadaydı bu yüzden hamlelerinde açıklar vardı.
Bonset yeniden ortaya çıktığında arkasında kalan yüzlerce kişinin cansız bedeni yere düştü. "Geriye kaldı binlerce eheheh..." Bonset'in hareketinden sonra düşman ordusunun morali düşmeye başlamıştı. Karşısında duran canavar tek seferde 600den fazla askeri öldürmüştü.
Pain ise üstüne gelen orduya karşı yumruklarını her savurduğunda onlarca kişi ölüyordu.
"Gelin, sizi bok çuvalları! 1 yıl boyunca bunu yapabilirim ahahah!" Pain'in ürkütücü kahkahası ve yumrukları düşman ordusunun moraline direkt bir saldırı niteliğindeydi.
Savaş devam ederken düşman ordu tarafından bir ses yükseldi. Bazı savaş enstrümanları ile belirli bir ritimde bir şeyler çalıyorlardı.
Düşman ordusu yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Bu da Sonsuzluk ordusu ve diğer orduların moralini yükseltmişti. Büyük bir hırsla kaçan orduya doğru saldırıya geçtiler.
Naaralar atarken düşman ordusu büyük kayıplar vermeye başlamıştı. Yuno elinde tuttuğu kılıcı ile düşman ordusunun tam ortasına atıldı. Üstüne doğru gelen herkesi biçmeye başladı. İlahi bir ahenkle dans ediyor gibiydi. Yuno'nun bu girişiminin ardından Sonsuzluk ordusunun diğer komutanları da farklı bölgelere atıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasi"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...