"Çok hızlı güçlenmiş olsam da hala geride kaldığımı hissediyorum." Shu, Nish ile beyaz odada bir ağacın gölgesinde yatarken konuştu.
Beyaz odada 8 aydır gücünü kontrol etmek ve sınırlarını görebilmek için eğitim yapıyordu. Aziz Ekim yolunda fiziksel gücü muazzam seviyelere ulaşmış olsa da içsel enerjisi biraz geride kalmıştı fakat bu durum Göksel Ekim yoluna girdiği anda tam tabiri ile düzelmişti. Göksel enerjinin verdiği güç ile aziz enerjinin verdiği güç kıyaslanamayacak düzeydeydi.
"Artık içsel enerjim ile bedenimi destekleyebilirim. Bu bana büyük bir avantaj sağlıyor." kendi kendine mırıldandı Shu.
"Shu önünde gitmen gerek büyük bir yol var. En güçlü olduğun zaman unutmaman gereken iki şey var. Birincisi insan ırkının güçlü olma sebebi potansiyelinin sınırsız olmasıdır. Bizi diğer ırklardan ayıran özelliğimiz budur. İkincisi de ekim yolu sınırsızdır. Gayret ettiğin her saniye daha da güçlenirsin bunun bir sınırı yoktur..."
Shu başını salladı. Nish'in dediklerini anlayabiliyordu. Öğrenmeye aç birisi olduğu için ufkunu sürekli genişletiyor, büyük düşünmeye çalışıyordu.
"Okyanustaki bir balıkken, şimdi bir piranayım. Ve arkamdan benimle beraber gelen binlerce pirana var. Piranalar imkan olduğu sürece her şeyi yok edebilir."
Shu'nun bu sözleri açık açık neler yapacağını söylüyordu. Bu sözleri kainatın uzmanları duymuş olsa Shu'yu öldürmekten çekinmezlerdi. Sebebiyse basitti, piranaların her şeyi yok etmek gibi bir potansiyeli vardı.
"Şimdi Kurza ile buluşma zamanı." dedikten sonra beyaz odadan çıkıp gerçekliğe döndü. Gözlerini açtığında direkt olarak gökyüzüne uzanan bariyerin duvarlarını gördü.
Per, Shu'nun bilinçsiz süre boyunca bariyeri sürdürmüştü ama bu onun enerjisi nerdeyse bitirmişti.
"Yaşlı Per kusura bakma lütfen, sana biraz uğraş verdim. Bunu alın enerjinizi yenilemeye yardımcı olucaktır." Shu konuştuktan sonra Aset klanından geriye kalan bazı enerji yenilemeye yardımcı olan haplardan verdi.
Per sessizce hapı aldıktan sonra Shu'yu incelemeye başladı. Shu'da oluşan değişimleri bariz bir şekilde görüyor ve hissediyordu.
"Sıradan bir ölümlüden hiçbir farkın yok gibi. Şu an senin yanında kendimi çok güçlü hissediyorum ama işin aslı fazlasıyla farklı. Her an beni öldürebilecek bir canavar gibisin. Çok garip..." dedi Per. Shu gülümseyerek ona baktı. Per'in analizi bazı eksiklikler olsa da neredeyse tamamen doğruydu.
"Pek de haksız sayılmazsın yaşlı Per. Çıkalım mı artık?"
Per hızlıca bariyeri kaldırdı zaten biraz daha tutsa enerjisi tamamen biticekti. Uzun süre enerji bariyerini açık tutmak yüksek kondisyon ve enerji istiyordu. Per gibi yaşlı kurtlar için bir süreliğine açık tutmak hiç sorun değildi ama 6 aya yakın bir süre açık tutmak, işte bu sıkıntıydı.
Enerji bariyeri kalktıktan sonra Peleus hızlıca Shu'nun önünde belirdi.
"Genç Üstat..." Peleus eğilip selamladıktan sonra Shu'nun talimatı ile ayağa kalktı.
"Gidelim Peleus. Uğramamız gereken bir yer var." Peleus başı ile onayladıktan sonra ejderha formuna geçti.
"Yaşı Per, her şey için teşekkürler. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardınız, karşılığını fazlası ile vereceğim bundan emin olabilirsiniz."
Per yüzünde gülümseme ile Shu'ya baktı ve konuşmaya başladı.
"Benim için size hizmet etmek onurdu. Peleus size emanet!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasy"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...