34.Bölüm: Sonsuzluk Yıldırımı

287 29 0
                                    

"Peleus!" Shu'nun bağırması ile Peleus saklandığı yerden çıkıp önünde duran devasa boyutta ki Şeytani Dev'in ensesine saldırıya geçti.

Shu ve Peleus, 1 ay gibi bir zamandır beraber savaşıyorlardı. Aralarında ki uyum muazzam seviyeye çıkmıştı. Peleus bazen insan formuna dönüştü bazen de Yeşim Şahin olarak savaştı.

Shu, Peleus'un insan halini ilk gördüğünde oldukça şaşırmış ve etkilenmişti. Daha önce görmediği bir saç şekli vardı.

Peleus'un saçlarının ön tarafları gözüne doğru düşüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Peleus'un saçlarının ön tarafları gözüne doğru düşüyordu. Arka tarafı ise at kuyruğuydu. Yan tarafları ise oldukça kısa kesilmişti ve Shu'nun daha önce görmediği tuhaf şekilde semboller vardı. Ayrıca vücudunda da saçındaki sembollere benzeyen dövmeler vardı.

Bu sırada Peleus canavar formunda yükseğe doğru çıkmıştı. Ormanı ayağa kaldıran bir şekilde kükredi ve insan formuna dönüştü. Dik bir şekilde dalışa geçti, ellerinde duran hançerler oldukça ürkütücü duruyordu.

Şeytani Dev başını kaldırıp göğe baktı kendisine doğru dalışa geçen Peleus'u gördü. Hızlıca elini ensesine koruma olarak götürdü.

Peleus ise ellerini açıp biçmeye hazır bir şekilde dalışa geçiyordu. Şeytani Dev boşta kalan elini Peleus'a doğru savurdu. Kolunu savurması ile yerinden çıkması bir oldu.

Shu elinde tuttuğu Ölümün Nefesi ile şeytani bir şekilde gülümsedi. Daha fazla beklemeden devin ayaklarına doğru saldırıya geçti. Ölümün Nefesi ile devin ayak topuklarının üstünü kesti.

Dev daha fazla dayanamayıp ağır bir şekilde diz çöktü. Şeytani Dev'in boyu 400 metreye yakındı. Shu'nun, devin en üstüne ulaşması imkansızdı ama aynısı Peleus için geçerli değildi. Bu yüzden de Peleus yukarıdan saldırıyordu.

Peleus hançerleri ile devin ensesinde elini biçerken Shu da ayaklarına doğru saldırıyordı. Devin yere düşmesi yaklaşık 2 dakika sürmüştü. Bu da devin boyunu ve ağırlığının muazzamlığını gösteriyordu.

Peleus devin kolunu tamamen biçtikten sonra bir ağaca atıldı. Durup kısa bir nefes aldığı sırada kulaklarına devin attığı çığlık ilişti. Devin acı ile attığı çığlık bütün ormanda yankılanmıştı.

Peleus aşağıya baktı ve Shu ile göz göze geldi. Shu başı ile aşağıya doğru salladı. Peleus, Shu'nun işareti ile tekrardan devin yüzüne doğru atıldı. Bu sefer hedefi gözleriydi. Dev, Peleus'un yüzüne doğru atılmasını gördüğünde ağzını açıp ısırmaya çalıştı.

Peleus, devin ağzının ona yaklaştığını gördüğünde kendi ekseninde dönmeye başladı. Peleus şu an bıçaklı bir pervane gibiydi. Devin ağzı Peleus'a yaklaştığında paramparça olmaya başlamıştı.

Dev ağzında ki acıyı umursamadan ısırmaya devam etti. Dev yavaşça aşağıya doğru düşerken sonunda Peleus'u yutmuştu. Bu sırada Shu devin bel altında ki kısmını neredeyse tamamen yok etmişti.

Kanlı Yolun İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin