32.Bölüm: Antik Ormanın İçi

289 29 0
                                    

*Kainatta bilinmeyen bir yer*

"Aset klanı piçleri! Hepiniz yok olacaksınız! Geriye ruhunuz bile kalmayacak!" Saçları siyaha çalan bir adam üstünde ki siyah cübbe ile korkutucu bir his yayıyordu.

Genç adam arkasında duran ceset dağını umursamadan yürümeye devam etti. Yüzünden sinirli olduğu fazlasıyla belli oluyordu.

"Madem 2 saniye içinde öleceksiniz, o zaman kafanızı delikten niye çıkarıyorsunuz? Lanet olası piçler!!" Genç adam kendi kendine mırıldanarak yürüdü...

×××××××××××××××××××××××××

Shu gözlerini açtığında bilmediği bir yerdeydi, etrafına göz gezdirdi. Yakın çevresinde hiçbir şey yoktu. Birkaç çukur vardı bir de uzakta görünen orman...

"Demek Antik Orman burası..." Shu derin bir nefes verip ilerlemeye devam etti. Bir yandan da etrafını inceliyordu. Gökyüzüne kızıla boyanmış önünde ise çukurlu bir çöl vardı.

Shu beklediğinden çok daha farklı bir yerde ortaya çıkmıştı. Bu yüzden şaşkındı ama bu pek de önemli değildi.

"Burası... Nedense çok garip bir his veriyor. Her saniye izleniyor gibiyim..." Shu kendi kendine mırıldanırken sağında ki çukurdan büyülü yaratık çıktı.

Shu son anda saldırıdan kurulmuştu. Bu saldırı ona Antik Ormanın ne kadar tehlikeli olduğunu ispatlamıştı. Algısı en üst düzeyde olsa bile saldıran büyülü yaratığa dair hiçbir şey hissetmemişti.

Büyülü yaratık çukurdan havaya doğru yükseldi. Büyülü yaratık bir Güneş Gözü yılanıydı ama gezegendekine oranla daha güçlüydü.

Shu biraz geri çekilip yılana baktı. Kızıl gökyüzünde yükselen yılan mitolojik bir görüntü yayıyordu. Fakat Shu için hayran olmanın zamanı değildi.

Yılan küçük bir çığlık attıktan sonra kuyruk kısmında bulunan dikenleri Shu'ya doğru fırlattı. Shu gelen dikenlerden kaçınmaya başladı.

Yaklaşık 5 dakikalık kaçışmanın ardından Shu olduğu yerde durdu ve bütün hızıyla Güneş Gözü yılanına atıldı. Yılan üstüne doğru gelen tehlikeyi fark etmiş olacak ki geri çekilmek için hareketlenmeye başladı. Fakat Shu'nun muazzam hızı karşısında kaçma çabası anlamsızdı.

Shu yılanın yakınına geldiğinde beklemediği bir şey oldu. Sol tarafından Cehennem akrebi saldırıya geçti. Shu olduğu konumdan hızlıca ayrıldı, Cehennem akrebinin zehirli kuyruğundan son saniyede kurtulmuştu.

Cehennem akrebinin kuyruğunda ki zehir, zehire karşı mutlak bağışıklığı olan kişiler haricinde herkese zarar verirdi. En iyi ihtimalle felç bırakır en kötü ihtimalle ise öldürürdü.

"Çukurda pusuya yatmış yaratıklar var. Çukurlara yaklaşmadığım sürece başka bir büyülü yaratık bana saldırmaya kalkmaz..." Shu geri çekilip düşünmeye başladı. Zihninde yaratıklar ve çukurlar için birkaç fikir türetmişti.

Shu biraz daha olduğu yerde bekledikten sonra Güneş Gözü yılanı tekrar çığlık atıp iğnelerini fırlatmayı başladı.

Shu iğnelerini kaçınırken Cehennem akrebi de saldırıya geçti. "Hmmm... Demek sadece belirli saldırıları yapabiliyorlar..." Shu biraz daha kaçarak oyalandı. İstese savaşı şimdi bitirebilirdi ama yaratıklar hakkında bilgi edinmek onun için büyük bir avantajdı.

Yaklaşık 30 dakika kadar Shu saldırılardan kaçındı. Shu kaçarken tempo ve yapılan saldırılar hep aynıydı. Bu da Shu'nun fikrinin doğruluğunu gösteriyordu.

Kanlı Yolun İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin