Yüksek surların önünde kendini karınca gibi hisseden Shu heyecanlı bir şekilde dışarı baktı.
"Başkente geldik genç kardeşim"
Shu'nun gözünde minnet belirdi.
"Teşekkür ederim kıdemli" dedi ve arabadan indi.
Surlara doğru ilerlerken kapının önünde duran muhafızları gördü.
Shu kendini "Bunlar karşılaştığım insanlardan daha güçlü" diye düşünmekten alıkoyamadı. Kararlı ve dik bir şekilde muhafızlara doğru yürüdü. Sert bir ifadeyle ona bakan muhafıza yaklaştı.
"Velet geliş amacın nedir?"
Shu her ne kadar muhafızın tonu sert olsa da olay çıkaramamaya özen gösterdi. Shu nazik ve saygılı bir tonda:
"Jinno akademisi'nin giriş sınavları için geldim bayım"
Karşısında saygılı bir çocuk gören muhafızın içi biraz erimişti. Yine de belirti göstermedi çocuk da olsa her an her şeyi yapabilirdi. Muhafız Shu'nun suratı biraz baktıktan sonra "Geçebilirsin" dedi.
Shu memnuniyet ile ilerlerken gözlerine inanamadı. Büyük büyük binalar, sağa sola koşturan insanlar vardı ve en az kapıdaki muhafızlar kadar güçlülerdi. Shu önünde duran Mai Avcı loncasına doğru hareketlendi. Kapıdan içeri girdiğinde gözler üstüne düştü ama hiç oralı olmadı boş olan bir standa yöneldi.
"Merhaba bayım, büyülü yaratık cesedi ve haydut grubu kellesi, cübbesi ve simgelerini satmak için geldim"
Konuşan çocuğu süzen görevlinin pek inanmış gibi bir hali yoktu bunu fark eden Shu daha fazla konuşmak yerine depolama yüzüğünden malzemeleri çıkardı.
Görevli gözleri hafif bir şaşkınlık ile parlamış olsa da fazla da etkilenmiş görünmüyordu. Niyesine gelirsek Jinno akademisinde av zamanları olduğunda daha büyük şeyler görmüştü ama avamdan gelen bir çocuğun böyle bir şey yapmış olması onu biraz da olsa şaşırtmıştı.
Görevli büyülü yaratık cesetlerini kontrol edip hesap yaptıktan sonra cübbe, kelle ve simgelere baktı. İşte bu sefer gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Hey çocuk bunları senin öldürdüğüne emin misin?"
Sesi duyan Shu görevliye döndü "Bir sorun mu var?"
Shu'nun otoriter ve kararlı sesini duyan görevli zihninde Shu'nun büyük klanlardan birinden geldiğini düşündü.
"Bu öldürdüğün haydut grubu en çok aranan üçüncü grup kendilerine Mor Orcalar diyolar. Cübbe, kelle ve simgeler toplamda 480 altın ediyor"
Shu görevlinin dedikleri ile şaşırmıştı başına talih kuşu konduğunu düşünüyordu. Haksız da sayılmazdı.
Görevli parayı uzattıktan sonra depolama yüzüğüne attı. Tam arkasını dönüp gidicekti ki aklına gelen şeyle görevliye geri döndü.
"Şehrin bir haritası var mı sizde?"
Görevli Shu'nun sesini duyunca ona döndü ve masa altından hemen bir harita çıkardı ve uzattı. Haritayı alan Shu teşekkür edip binadan uzaklaştı.
Haritayı kontrol edip Jinno akademisinin olduğu yeri buldu ve akademiye doğru yola çıktı. Yolda ilerlerken insanları izliyor, konuşmalarına kulak misafiri oluyor ve etrafı inceliyordu. Sokakta oynayan çocuklar, satış yapmaya çalışan esnaf ve ara sokakların girişinde yatan dilenciler hepsi bir aradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Yolun İzi
Fantasi"İntikam!" Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı. Büyük savaş yaklaşıyordu. Kan ile çiz...
