"İntikam!"
Yüksek bir platformda duran genç adamın ağzından çıkan tek bir kelime milyarlarca insanın kalbini hızlandırmaya yetmişti. Soğuk ve duygusuz bakan gözleri ile onun için gelen milyarlarca insana baktı.
Büyük savaş yaklaşıyordu.
Kan ile çiz...
"Genç Shu... Bugün sen ve arkadaşların resmi olarak akademiden mezun olacaksınız." Darvin Jinno derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Mezuniyetinize gelenlere küçük bir şov yapmanızı istiyorum. Bir de turnuva konusu var... Turnuvada olacakları daha önceden konuşmuştuk, turnuvaya giderken giyeceğiniz cübbe bu yüzüğün içinde. Turnuvada bizi temsil ediceksin."
Shu başını onaylar bir şekilde salladıktan sonra Darvin Jinno ile kısa bir sohbetin ardından, Shu odadan ayrıldı.
Shu'nun, Darvin Jinno'nun odasından evine gelmesi 3 saniye sürmüştü. Evine geldiğinde yatak odasına çıkıp uyuyan Luo'ya baktı. Gözlerinin önündeki görüntü harikaydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Shu akademi şu eğitim alanında misafirin var bir baksan iyi olabilir." Nish'in konuşmasından sonra Shu hızla şelalenin olduğu bölgeye yürüdü. "Kim gelmiş olabilir?"
Shu düşünceli şekilde yürürken çoktan bölgeye gelmişti. Şelalenin yanında ayaklarını suya uzatan bir adam gördü. Adam Shu'nun geldiğini anlamış olacak ki başını kaldırıp ona baktı, küçük bir gülümseme ile yanındaki boş yeri gösterdi.
"Kıdemlinin burda ne işi var?" Shu zihninde ki milyonlarca soruyu görmezden gelip adamın yanına gitti.
Shu adamın yanına gidip başıyla selam verdikten sonra yanına oturdu. "Yine karşılaştık genç adam." Adam Shu'ya alaycı bir gülümseme ile baktı ve devam etti.
"Uzun bir konuşma yapıcam gibi kulaklarını dört aç ve beni dinle... Bu gezegenin adı ne biliyor musun?" Adam sorusunu sorduktan sonra beklenti ile Shu'ya baktı. "Bilmiyorum kıdemli." Adam hayal kırıklığı ile başını öne çevirdi fakat yüzünde hala bir gülümseme vardı.
"Bu gezegenin adı Ejder Sırtı gezegenidir. Adını ıssız bölgede bulunan dağların şeklinden almıştır..." Shu adama baktı dediği şeyden bir anlam çıkarmaya çalıştı. Zihninde aniden beliren bir ışıkla gözlerini şaşkınlıkla açıp adama baktı. "Siz başka gezegendensiniz kıdemli!" Shu olabildiğince sesini bastırmaya çalıştı ama pek başarmış gibi değildi.
Adamın yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. Bütün hayal kırıklığı geçmiş gibiydi. "Aynen öyle genç adam. Ah kusura bakma sana adımı söylemeyi unuttum. Adım Bonset Riken..." Shu adamın adını duyduktan sonra kan kusucak duruma gelmişti.
"Riken? Kıdemli acaba akrabam olabilir misiniz?" Bu sefer de şaşırma sırası adamdaydı. "Senin adın ne genç adam?" Shu adama baktı çok garip bir ortam vardı. "Shu Riken kıdemli." Adamın gözlerindeki şaşkınlık daha da büyümüştü.
"AHAHAH! Seninle burda karşılaşacağım aklımın ucundan geçmezdi. Sen ablamın bana emanet ettiği çocuğusun..." Shu'nun gözlerinde inançsızlık vardı.
"Kıdemli acaba ailemi tanıyor olabilir misiniz?" Shu titrek sesiyle sordu. Uzun yıllardır ailesini arıyordu. Ve herhangi bir ipucu bile bulamamıştı ama şimdi karşısına duran adam, ona emanet edildiğini söylüyordu. Bonset, Shu'nun bedenini incelemeye başladı, algısını Shu'nun bedenine gönderdi. Bir şeylerden emin olmak istiyormuş gibi görünüyordu. Aradan kısa bir süre geçmişti ki adamın yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.
