Bölüm 12
TAMU
Ezel'i görmeye kendisini her ne kadar hazırlamış olsa da onun çocuklarla içeri girdiğini gördüğünde, kıpkırmızı olmuştu. Boynundan yükselerek kafatasının içini saran sıcaklıkla orada zor durmuştu. Merve'nin, Mir Ali için ağlayışını seyrederken kendisini çok kötü hissetmiş Behrem'in kızı her tersleyişinde gidip saçına yapışmamak için kendisini çok zor tutmuştu. Sonrasında da dikkati yeniden Ezel'e kaymıştı. Saruhan'ların peşinden dışarı çıktığında, Tamu da onun peşine takılmıştı. Böyle söyleyince kulağa pek iyi gelmiyordu ama doğru tabir neydi, o sırada bilmiyordu. O çantasını omzuna asmış, evinin yolunu tutmuşken ona seslenmiş ve durup kendisine bakması karşısında derin bir nefes almıştı. Ezel'in hislerini biliyordu. Onu sevdiğini söyledikten sonra Tamu ona insafsızca davranmıştı. Ama şimdi onunla yüz yüzeyken onu ve ona dair her şeyi ne kadar özlediğini fark ediyordu. Ve bunu fark ettiğinde kesinlikle söylemeyi düşünmüyordu. Ama Ezel'in öyle bir aurası vardı ki, ona olan bakışlarındaki bir şey Tamu'nun içini eziyordu ve hal böyle olunca bazen diline hâkim olamıyordu. Çocuğun açıkça böyle bir şey beklemediği o kadar belliydi ki, genç kız bununla bir süre eğlendi. Ancak sonrasında yine utanan ve sıkılan kendisi oldu. Keza Ezel de aynı durumdaydı. Halinden memnun bir halde, gözlerinin içi gülerek kendisine bakarken Tamu "Kes şunu." Diye tısladı.
Çocuk başını iki yana sallarken "Bir daha söyle bakayım." Diye mırıldandı. Tamu, her ne kadar kaşlarını çatmak istese de yapamıyordu. Ezel'in şu hali o kadar tatlıydı ki... Bir dakika, ne? İrkilerek bir adım geri çekilirken "Bir süredir görüşemediğimizin farkındayım, arkadaşlığını özledim." Diye mırıldandı. Ama bu bile çocuğun sevincini gölgeleyememişti.
Bunun yerine "Benden uzaklaşmayı seçen sendin. Bende üzerine çok düştüğümü düşünerek sana ihtiyacın olan alanı vermek istedim." Dediğinde Tamu "Fark ettim." Dedi. Yürümeye başladıklarında Tamu içini çekerek "Okul nasıl gidiyor?" diye sordu.
Ezel "Okul nasılsa öyle işte. Bir basamak yukarı çıkıyormuşum gibi geliyor ama aslında hala aynı yerdeyim. Tek fark bu sefer olmak istediğim mesleğin eğitimini alıyorum ve bu da iyi hissettiriyor. Senin?"
Tamu "Beni tanıyorsun." Dedi "İlişki kurma konusunda tam bir beceriksiz olduğum için hala oturduğum yerden sapık gibi insanları izliyorum."
Ezel "Seni rahatsız eden kimse yok mu?"
Tamu başını iki yana salladı "Yok. Varsa da henüz ortaya çıkmadı." Dediğinde Ezel'in durmasıyla kendisi de durup, ona baktı. Çocuğun kaşları çatılmıştı. Kızmış bir surat ifadesiyle gözlerinin içine bakarken "Sana karşı olan hislerimi biliyorsun öyle değil mi?" diye sorduğunda başını iki yana sallayıp "Ne olmuş?" diye sordu Tamu.
Ezel "Aramızda mesafelerin olması seni bir başkasından kıskanamayacağım anlamına gelmiyor. Eğer bundan rahatsızlık duymayacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun."
Tamu "Pekâlâ konuşma neden böyle renk değiştirdi söyler misin? Beni kıskanman ya da hesap sorman için hiçbir neden yok çünkü biz birlikte değiliz."
Ezel "Ama seni sevdiğimi biliyorsun."
"Ezel."
Ezel "Seni sevdiğimi biliyor musun Tamu?"
Genç kız, yutkundu. O böyle hiddetli bir tavırla gözlerinin içine bakıp, üstüne basa basa seni seviyorum dedikçe itiraz etmek pek de kolay olmuyordu. Bu yüzden homurtu dolu bir sesle başını salladı. İkisi de birbirlerine kaş çatarak bakarken, konuşmak o kadar da kolay değildi. Çocuk gözlerini devirip yanından geçip giderken, Tamu ayağını yere vurarak peşine takıldı. "Bu da neyin nesi şimdi?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)
Teen FictionOnları bir araya getiren aileleriydi ama bir arada kalmalarını sağlayan sevgileriydi. Şimdi hayat kimi için daha zor, kimi içinse daha eğlenceli olacaktı. Aşk kimine hiç beklemediği anda gelecek, kimisiyse sahip olduklarını kaybetmemek için savaşaca...