Bölüm 50

253 49 31
                                    


**

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**

SUDE NAZ

Gözlerini açtığında – ki açmamış olmayı diliyordu- boğazındaki zorlanma karşısında paniğe kapılmıştı. Yatağın içinde tekmeler savurarak boynundaki şeyden kurtulmaya çalışırken bir yandan da ağlıyordu. Babasının ve annesinin sesini duyduğunda, başını sese doğru çevirmişti. E ama gözleri açıktı ve neden hala onları göremiyordu?

"Korkma bebeğim, biz buradayız." Diyen babasının ellerinden öpmesiyle içini çekerken bir eliyle yeniden boynuna dokunmak istedi.

"Doktorlar boyunluk taktılar" dedi annesi. Sesi kısık ve çatallı geliyordu. "Boynun zedelenmiş."

Boynu mu zedelenmişti?

Naz, neler olduğunu hatırlamakta güçlük çekiyordu. Gözlerini kapatarak sakinleşmeye çalıştığında babasının "Doktoru çağırıp geliyorum" dediğini duydu. Derin bir nefes aldı. Yeniden gözlerini açtığında, bakışları odanın bir köşesinde sessizce oturan Berat'ı buldu. Yüzü asık, solgun ve de yorgun gözüküyordu. Birkaç kere gözlerini kapatıp açtı. Ardından başını çevirerek, gözlerini tavana dikti. Sanki kafasının içindeki sis perdesini böyle aralayabilecekti. Odanın içerisinde yeniden hareketlenme oldu. Kapı açılıp kapandı ve beyaz önlüklü bir kadının kendisine yaklaştığını gördü. Babası da hemen arkasındaydı. Yanına gelen doktor gözlerine ışık tuttuğunda kaşlarını çattı. "Pupiller iyi." Dediğinde, onun ne dediğini anlamadı ancak babasına "Göz bebekleri ışığa tepkili." Dediğini duyduktan sonra "Kalbin durmuş hayatım" dediğini duydu.

Kalbi mi durmuştu?

"Bu yüzden kendini yorgun hissetmen çok normal. Aşırı dumandan zehirlenmeni de hesaba katarsak bir süre maske ve boyunlukla idare edeceksin. Ayrıca bu gece seni burada tutacağız. Her ihtimale karşı, durumunu izliyoruz" dediğinde Naz konuşmaya çabaladı ancak boğazındaki acı buna izin vermiyordu. Gözleri sulanmaya başladığında doktorun ailesiyle konuşmak için dışarı çıktıklarını işitti. Kalbinin üzerinde kocaman bir ağırlık varmış gibi hissediyordu. Ağır bir nefes verirken, boştaki elini havaya kaldırarak yüzüne doğru uzandı.

Berat da o sırada hareket etti.

Elinin üzerine elini koyup, hareketi engellediğinde göz göze geldiler. "Doktorun dediğini duymadın mı?" diye sordu çocuk.

Naz ağlamaya benzer bir ses çıkardı. Berat bir süre kararsız kalarak gözlerinin içine baktı ancak "Sadece birkaç saniye" diye şart koştuktan sonra maskeyi yüzünden aşağı çekti.

"Ne oldu?" diye sordu Naz.

Berat "Hatırlamıyor musun?"

Başını sallamakta güçlük çektiği için genç kız kaşlarını havaya kaldırdı. "Bilge Han sandığımız o kadınla kavga ettiniz. Rol icabı ama şaka kaka oldu." Diyen Berat kaşlarını çatarak oksijen maskesini yeniden yerine koyduğunda "Birkaç saniyen doldu" dedi. Elini uzatarak kızın kaşındaki yaraya dokundu. "Senin bundan daha güçlü olduğunu düşünürdüm" dedi. "Kalbin durmuş Naz, kalbin. Bunun ne kadar korkutucu olduğunun farkında mısın sen?"

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin