NEFAL & DİYAR
Yaklaşık bir ay sonra yeniden okula dönmüş olmak kendisini garip hissettirmişti. Evde ve Kilid’de o kadar fazla zaman geçirmişti ki, üniversiteye dair hiçbir şeye adapte olamıyordu. Öte yandan ara sıra denk gelip konuştuğu kişilerin, sıcak tavırları da hoşuna gitmişti. Başına gelenlerden ötürü üzgün olduklarını dile getirip, kendisiyle bir şeyler yapmak istediklerinde Nefal onları kıramamıştı. Derslere ve insanlara alışmak için elinden geleni yapıyordu. Ancak bu durumdan hala hoşlanmayanlar da vardı. Güvenlikleri söz konusu olduğunda ailesi – özellikle de annesi- burunlarını kapıdan dışarı çıkarmak bile istemiyordu. Ve bu sefer ona katılan biri daha vardı. Diyar. O da bu durumdan memnun değildi. Tehlikeye açık olduğunu dile getirip duruyor, annesinin evde başının etini yediği gibi Nefal’in canını sıkıyordu. Nefal’e göreyse, sonsuza dek kavgadan kaçamazlardı. Eninde sonunda birine dâhil olacaktı ve bundan kaçışı yoktu. Kaçmak ya da saklanmak da istemiyordu. İçini çekerek, yaslandığı yerden aşağı doğru kaydı. Toprak birkaç gün önce yağan yağmur yüzünden hala nemli ve soğuk olmasına rağmen Nefal’e iyi hissettiriyordu. Ellerini mantosunun ceplerine sokmuş, gözlerini kapatmış okulun karşısındaki parkta yerde oturmuş, Diyar’ın gelmesini bekliyordu. Sabahları evden özel korumalarıyla çıkıyor, ders bitimindeyse Diyar’ın özel korumalığında eve geri dönüyordu. Tabi aslında bunların hiçbirini de istemiyordu. Eve gidecekleri süreyi uzatabilmek için bazen hiçbir şey yapası gelmiyordu. Gözleri kapalı, kaşlarını çatmış bir vaziyette homurdanırken yaklaşan ayak sesleriyle bir gözünü açıp kimin geldiğine baktı.
Araba.
Diyar.
Bir de bu vardı. Ona ısrarla motoruna binebileceğini söylemesine rağmen birkaç gündür, kendisini arabayla alıp bırakıyordu. Nefal’in içinden çığlık atmak geliyordu. Onun bu kadar korumacılığı genç kızı sinirlendiriyordu.
“Hasta olacaksın.” Diyerek tepesinde dikilen adama gözlerini dikerken kaşları hala çatılı bir vaziyetteydi.
Nefal “Bu konuda ne yapacaksın peki?”
Ellerini ceplerinden çıkaran Diyar, karşısında yere eğilerek göz göze gelmelerini sağladı. İçini çekip “İyi olmanı istiyorum” dediğinde Nefal “Ben zaten iyiyim.” Diyerek karşılık verdi. Yayıldığı yerden bedenini doğrultup dik bir şekilde oturdu. Ellerini ceplerinden çıkarıp, avuç içlerini serin toprağa bastırdığında derin bir nefes aldı. Diyar’ın bakışları ağır ağır üzerinde gezinirken, onun karşısında verdiği tepkileri kontrol etmeye çalışmak zorlaşıyordu. “Ne?” dedi sinirle.
“Bu kadar gerilmene neden olan şeyi anlamaya çalışıyorum sadece.” Dedi Diyar. Ses tonu sakindi fakat bakışları için aynı şeyi söyleyemezdiniz. İçin için Nefal’i alıp sarsmak istiyor gibi duruyor ancak yapamadığı her an sinirleniyor gibiydi.
Nefal “Gerilmedim.” Dedi. Parmaklarını toprağa geçirirken bakışlarını bir an olsun Diyar’ın gözlerinden çekmedi. “Neden motorunla gelmedin?” diye sorduğunda onun iç geçirip “Neden olduğunu biliyorsun.” Demesi üzerine Nefal “Ne zamandan beri üzerime titremen gerektiğini düşünüyorsun?” diye sordu sinirle.
“Seni arabayla eve bırakıyor olmam, üzerine titrediğim anlamına mı geliyor?” diye sordu Diyar gülerek. Bazen Nefal’in düşüncelerine akıl sır erdiremiyordu.
“Sanki tüm bu şeyler beni korumaya yetecekmiş gibi!” diyen Nefal dişlerini sıkarak bakışlarını başka yöne çevirirken Diyar uzanıp ayak bileğine dokundu. Kız, başını çevirip ona baktığında Diyar “Neden huysuzluk ediyorsun?” diye sordu.
“Etmiyorum.” Dedi Nefal gözlerinin içine bakıp. Daha sonra “Peki tamam elimde olmadan oluyor, tamam mı?” dedi. Ayağını, adamın elinden kurtarıp ayağa kalktı. Bir elini ağacın gövdesine yaslayıp derin bir nefes alırken Diyar ona yeniden iyi olup olmadığını soracaktı ki Nefal ondan önce davranıp “Boğuluyorum.” Dedi. “Bilmiyorum bazı şeyler farklı geliyor” diye ekledi Nefal. Boşta kalan eliyle etrafını işaret ettikten hemen sonra “İnsanların ilgisinden hoşlanmıyorum. Hem onlarla zaman geçirmek hem de bunu yapmayı istememek beni sorunlu biri mi yapıyor?” diye sorduğunda “Hayır.” Dedi Diyar “Ama kendini onlarla bir şeyler yapma konusunda zorunlu hissediyorsan evet o zaman bir sorun var demektir.” Dedi.
Nefal kaşlarını çatınca da Diyar bir adım atarak ona yaklaştı. Havadaki elini yakalayıp, iki elinin arasına alırken “İstemediğin, hazır olmadığın hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin.” Dediğinde Nefal “Bana karşı çok iyiler.” Diye mırıldandı.
“Ama sen buna henüz hazır değilsin.” Diye karşılık verdi Diyar.
Nefal bakışlarını ellerine indirip “Bir ay içerisinde bu kadar değişmemem gerekiyordu. Ben insanların yanında tepkilerimi her zaman kontrol etmeyi başarmışımdır. Bunun için senelerce eğitim gördüm, çalıştım.” Dediğinde Diyar elini sıktı. Göz göze geldiklerinde “Sen insansın.” Dedi “Başına gelenlerden önce böyle davranıyor olmak kolaydı çünkü hayatındaki insanların gelip geçici olduğunu düşünüyordun. Ama şimdi… Neredeyse her gün, seninle bir şeyler yapmak istiyorlar ve anladığım kadarıyla bir art niyetleri de yok. Bu da senin, savunma duvarlarını çatlatıyor.”
Nefal “Onlar benim için yabancı ama.” Dediğinde Diyar başını kaldırdı. Çenesini havaya dikip, kıza tepeden bir bakış attı. “Bende senin için öyleyim.” Dedi.
Nefal “Ama sana güveniyorum.”
“Ve bu beni her daim şaşırtmaya devam edecek gibi gözüküyor.” Diyen Diyar, ona doğru bir adım daha attığında bir elini kızın yanağına yerleştirdi. Nefal, elinin altında titrek bir nefes verdiğinde “Bu neredeyse beni sevdiğini söylemene eş değer.” Diye mırıldandığında Nefal kaşlarını çatmış olmasına rağmen gülümsedi. “Ki henüz seni sevdiğimi söylemediğimi düşünürsek.” Dediğinde Diyar başını sallayarak onu onayladı. “İnsanlar bunu çok abartıyorlar zaten” diye konuştu.
Nefal tümden ona doğru dönmüş, elleriyle yanlarına tutunmuştu. Gözlerini kısmış “İçimden bir ses senin de bunu abarttığını söylüyor.” Deyip, kollarını uzattı. Başını Diyar’ın omzuna yaslayıp, kollarını beline sardığı zaman onun da kendisi gibi derin bir nefes aldığını hissedip gülümsedi. “Sadece kafam çok karışık.” Dedi “Tüm aksiliğim bu yüzden.”
Diyar “İyi hissetmen için elimden geleni yapacağım.” Deyip dudaklarını kızın başının tepesine bastırdığında Nefal “İyi hissediyorum.” Dedi. Başını kaldırıp Diyar’ın gözlerinin içine baktı. “Motorunla gelmediğin için sana gıcık olsam da, benim için geldiğin her seferde iyi hissediyorum. Gerçekten.” Dedi.
“Her zaman.” Dedi Diyar onu öpmeden önce “Senin için. Sadece senin için neresi olursa oraya gelirim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)
Teen FictionOnları bir araya getiren aileleriydi ama bir arada kalmalarını sağlayan sevgileriydi. Şimdi hayat kimi için daha zor, kimi içinse daha eğlenceli olacaktı. Aşk kimine hiç beklemediği anda gelecek, kimisiyse sahip olduklarını kaybetmemek için savaşaca...