Bölüm 37

486 51 12
                                    


BÖLÜM 37

BÖLÜM 37

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




DİYAR



Toplantı odasında bir eli cebinde ileri geri yürüyor, bir taraftan da masada oturmuş temkinli bir ifadeyle kendisini izleyen kadının bakışlarına karşılık veriyordu. Diyar, bugün Bilge Han'ın karşısına sorgulamak için çıkmıştı. Kadının dosyasında yazan her şeyi ezbere biliyordu ama yine de bu kadında var olan bir şey canını sıkıyordu. Dosyadaki kadınla bu kadın arasında bariz bir fark, birbirine uymayan şeyler vardı. "Neden buradayım?" diye sormasıyla yürümeyi bırakarak durdu ve ona baktı. Nemli kirpikleri, her an ağlayacakmış gibi bakan gözleri ve ıslak burnuyla sevimli bir köpeği andırıyor olsa da Diyar bunlarla ilgilenmiyordu. Odaya girerken yanında getirdiği dosyayı kadının önüne bıraktı. "Bunlar nedir?" diye sordu.



"Aç bak." Dedi Diyar ardından eline almış olduğu kumandayla kadının karşısına geçip oturdu. Koltuğunu çapraz yanına gelecek şekilde döndürdükten sonra bacak bacak üzerine attı ve kadının kendi dosyasını okurken vereceği tepkileri izlemeye başladı. Bilge Han, kaşlarını çatıyor, dudaklarını dişleyip dururken gözlerinin irice açılması üzerine Diyar'ın bakışları da onun takıldığı, tepki verdiği yere kaydı.



"Kim o?" diye sordu.



Bilge, başını kaldırıp şok içerisinde kendisine bakarken ne diyeceğini bilmiyordu. "Bii-bilmiyorum." Derken ciddiydi.



"Bu dosya senin." Dedi Diyar işaret parmağıyla ikaz eder gibi "Nerede yalan söylüyorsun?"



Kadın gözlerini kapatarak ağlamaklı bir ses çıkardı. "Söylemiyorum. Yemin ederim, söylemiyorum." Deyince Diyar işaret parmağını alt dudağına sürterek bir süre düşündü. "Neye tepki verdin?" diye sorduğunda kadının yeniden önündeki dosyaya doğru dönmesiyle gözlerini kısarak başını çevirdi. Elindeki kumandaya basıp, duvardaki dev ekranı açtığında içeri dolan seslerle yanı başında oturmakta olan kadın yerinden sıçrayarak, korku dolu gözlerle kendisine baktı. "Kimsin sen?" diye sorduğunda Diyar o gün ilk kez gülümsedi. Boynunu bükerek ekrandaki vahşet izlerinin üzerinde bakışlarını gezdirirken "Bilmek istemezsin," diye mırıldandı. Akabinde kadına hızlı bir bakış atarak başını eğdi ve "Tabi bana gerçeği söylediğin müddetçe." Diye uyardı.



"Gerçek mi?" diye sordu. Diyar, ekrandaki görüntüleri hızla değiştirir, yanı başındaki kadının verdiği tepkilere kayıtsız kalırken onun bir yerde pes edeceğini biliyordu. Jibit, Âtıl ve diğerleri kendilerini kameralardan izliyorlardı ama hiçbiri Diyar'ın ne kadar ileri gideceğini bilmiyordu. Hoş... Diyar da henüz bilmiyordu. Sol elinin parmaklarını açıp gevşetirken, Bilge Han'ın hırıldaması üzerine ona baktı. Tepkilerini kontrol edemiyordu. Neden? Göz bebekleri büyüyor, elmacık kemikleri kızarıyordu. Korkudan mı yoksa ekrandaki vahşetin onda bıraktığı izden mi? Diyar, içinden geçen onlarca soruyla ona bakıp dururken kadının burnu kanamaya başladı.

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin