Bölüm 40-

475 54 41
                                    

BÖLÜM 40-

EZEL & TAMU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

EZEL & TAMU

Çocukların uyanmasını beklemek daha önce hiç bu kadar zor olmamıştı. Kapıdan içeriye girdiği andan beri gözünü kırpmamış, yattığı yerde bir o yana bir bu yana dönmüştü. Bir ara Cihan’ın yanına gidip ona sataşmış fakat onun tüm dikkatinin bilgisayarında ve Yağmur’unda olmasından dolayı kuyruğunu kıstırarak yatağına geri dönmüştü. Şimdiyse saat neredeyse on ikiye geliyordu ve evde çıt çıkmıyordu. Eh, en azından Şura’nın sesi dışında. Cihan’la ikisi televizyonun karşısına geçmiş, Cihan’ın kucağına almış olduğu zeytin kavanozundan zeytin yiyorlardı. Ezel ikisinden de o sırada nefret ediyordu. Dudaklarını sıkıp, başını çevirdi. Hemen ardındaki koridora bakıp kaşlarını çatınca Cihan’ın “Kalkacaklar.” Demesiyle dönüp ona baktı.

“Sanmıyorum.” Dedi Ezel.

Cihan, gözleri ekranda parmağını emerken gülümsedi. Kucağındaki kavanozun kapağını kapatarak önündeki sehpanın üzerine bıraktı. Ellerini pijamasının üzerine sildikten sonra bilgisayarını aldı. Şura yanında “Ben de oynayabilil miyim?” diye sorunca Cihan “Oyun oynamayacağım ki.” Dedi “Abileri uyandıracağım.”

Ezel dikkat kesildi ve ayağa kalkıp, arkadaşının yanına gitti. “Ne yapacaksın?” diye sordu. Cihan, siyah ekranı açınca Ezel “Lan.” Diye fısıldadı ama bir yandan da onun ne yapacağını çok merak ediyordu. “Uyanmaları gerektiğini söylemiştik.” Diyen Cihan, ekranda kırmızı yazılar gözükünce içini çekerek parmaklarını kütletti “Hepimiz aynı ağı kullandığımız için, telefonlarına gireceğim.” Deyip bir şeyler yapmaya başladı. Ezel “Bunun için telefonlarımızın seri numaralarını falan bilmen gerekmiyor mu?” diye sordu ve tereddüt dolu bir bakış atarak cebinden çıkarmış olduğu cep telefonuna baktı. Ekran kendiliğinden açıldığında “Has siktir.” Dedi. Cihan, kıkırdadı. Kaşlarını çatıp gülmeye devam ederken “Çok eğlenceli ama düşünüldüğünde çok da tehlikeli bir şey.” Dedi “Düşünsene sırf aynı ortak ağı kullanıyoruz diye ben senin tüm bilgilerine ulaşabiliyorum.” Deyip bir tuşa bastı ve üst katta aynı anda sesler yükselmeye başladı. Kızların çığlık sesi alt kata ulaşınca Şura yerinden kalkarak “Ne yaptın? Ne yaptın?” diye sordu.

“Ödlerini koparmış olabilirim.” Diyen Cihan kıkırdayarak gülerken Ezel “Ağzına sıçayım Cihan,” dedi kafasına vurarak “Yeni uyandılar, ölsünler mi istiyorsun?”

Sinirle söylene söylene yukarı çıkarken Cihan arkasından kahkahalarla gülmekteydi. Çocuklar koridora çıktıklarında Ezel onlara bakarak “İyi misiniz?” diye sordu.

“O piçin ağzını burnunu kıracağım.” Diyordu Kuzey “Kulağım çınlıyor anasını satayım.”

“Seninki çınlıyorsa iyiymiş kardeşim, benim kristallerim yerinden oynamış olabilir.” Diyen Saruhan “Seninle geliyorum.” Diyerek Kuzey’in omzuna vurunca “Ah başım.” Diye söylendi.

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin