Bölüm 5
EZEL
Berat’ı, Tamu’nun elini tutarken gördüğünde neredeyse şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. Ama neyse ki düşündüğü gibi değildi. Gece sıcaktan ve düşünmekten uyuyamamıştı. Şimdiyse elleri ceplerinde tek başına siteyi turlamaktaydı ama bunun da bir faydası dokunmuyordu. Dudaklarını büzerken arkasından birinin seslendiğini duyup gülümsedi. Başını çevirince Berat’ın bisikletine binmiş kendisine doğru geldiğini gördü. Çocuk kendisine gülümseyip yanında durduğunda “Gideceğin yere bırakayım yavrum.” Dediğinde Ezel başını iki yana sallayarak arka tekerin üzerindeki oturağa oturdu sırıtarak. Berat’ın belini tuttuğunda ikisi de güldüler. Yola çıktılar. “Siz daha gitmediniz mi oğlum?” diye sordu Ezel.
“Cihan’ın yüzünden! Akşam uçağıyla gidiyoruz.” Dedi Berat “Babam kriz geçiriyordu.”
Oyun sahasına geldiklerinde durdular. İkisi de inip, çimenlere doğru yürüdüler. Gölge bir yer bulup oturduklarında “Bizimkiler sizi bırakırdı.” Dedi Ezel.
Berat “Düşüncemiz o yöndeydi ama bu mal o kadar yolu bu sıcakta çekemem deyip, akşama bilet almış. İptal de ettiremiyor. Neyse ya, yapacağız bir şekil.”
Ezel “Bir sürü eşyanız var?”
“Onlar arabayla yola çıktılar. Bizimle kalacak bir abla da Kilid’den ayrılıp bir hafta sonra yanımıza taşınacak.” Diyen Berat suratını buruştururken Ezel “Üniversiteye de gitsek her zaman gözetilmek durumunda kalacağız.” Dedi.
Berat “Öyle. Ee sen burada ne yapıyorsun tek başına?” diye sordu konuyu değiştirerek.
Ezel “Hiç dolaşıyordum öyle.”
“Bu sıcakta?” diye sordu Berat.
Ezel “Evde canım sıkılıyor, okul açılana kadar biraz kafamı toplarım diyorum ama…”
“İstediklerimizin olmuyor olması ne kadar kötü değil mi?”
Ezel, göz devirdi. “Bana laf sokmana ihtiyacım yok, ayrıca dün neredeyse senin yüzünden kalp krizi geçiriyordum.” Deyip yumruk yaptığı eliyle arkadaşına vurdu. Berat, sırıttı. “Onu neden sevdiğin hakkında en ufak bir fikrim bile yok, ama sevmişsen de demek ki sevilecek bir yanını da görmüşsün demektir. Sadece… Nefal’lerin geldiği akşam ne bileyim onun yanımızda olmayışı biraz canımı sıktı. Bende gidip bir konuşayım dedim. Elini falan da destek olmak için tutmuştum, yanlış anlayacağını düşünmedim.”
Ezel, oflayarak “Bir de seninle uğraşamam” dediğinde Berat arkadaşına bakarak gülümsedi. Onun keyfini yerine getirmek istercesine “Her sevgi zamanla bitermiş derler…” dediğinde Ezel gözlerini kapatarak gülümsedi. “Bunun devamı güzel olmasına rağmen içinde bulunduğum durumu düşününce beni daha fazla hırpalayacak gibi duruyor.” Deyince Berat “İkisi eskisi gibi olacaklar” dedi. Ezel dönüp ona baktı ama Berat bakışlarını önüne çevirmişti. “İlişkiler konusunda deneyimim yok ancak dün gördüğüm kadarıyla Tamu’nun da sana karşı bir ilgisi var.”
Ezel “Berat.” Dedi uyarır gibi.
Berat “Ne görüyorsam onu söylüyorum,” dedi “Ve bunu seni umutlandırmak içinde söylemiyorum. Senden etkileniyor, hareketleri bile değişiyor. Bence sana karşı boş değil ama Menaf’la olan durumları onu bir hayli düşündürdüğünde önüne bakmayı beceremiyor.”
Ezel, hayıflanır gibi içini çekti. “Daha ne yapmam gerekiyor?”
“Bunu seçen sensin.” Dedi Berat “Ondan bir süre uzak durabilir ve önüne bakabilirsin, ya da kalır ve beklersin.”
Ezel “Beklemek ölümden beter dedikleri doğruymuş.”
Berat “Umalım da seni senelerce bekletmesin.” Bir kolunu arkadaşının omzuna atarak ona yaklaştı ve kafalarını tokuşturdular. “Ne zaman istersen gelebileceğini, arayabileceğini biliyorsun değil mi?”
Ezel “Hm evet, İzmir’de gelebileceğim bir evim olduğunu bilmek güzel. İyi hissettiriyor.”
Berat “Cihan yüzünden ölmezde sağ kalırsam aklımda bir sürü plan var.”
Ezel “Hadi bakalım.”
Berat “Demet Akalın.”
“Of salak mısın ya!” deyip arkadaşını iterek ayağa kalktı. Bisiklete bindi. “Atla da sana bisiklet nasıl sürülüyor göstereyim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)
Teen FictionOnları bir araya getiren aileleriydi ama bir arada kalmalarını sağlayan sevgileriydi. Şimdi hayat kimi için daha zor, kimi içinse daha eğlenceli olacaktı. Aşk kimine hiç beklemediği anda gelecek, kimisiyse sahip olduklarını kaybetmemek için savaşaca...