79.2
Safira saçlarını yıkamış, buklelerini belirginleştirmek için kremler sürmüş ve kendi haline kurumaya bırakmıştı. Nefal'in yanına giderken yanına bir kutu kremalı bisküvi almıştı. Ayaklarını yere sürüyerek giderken bir yandan da İklim'in ne zaman geleceğini düşünüyordu. Ortak evin bahçe kapısından içeri girerek, adımlarını hızlandırdı. Parmakları üşümüştü. Hapşırarak evin kapısından içeri girdiğinde Ayşegül Teyzesini görüp gülümsedi. "Gidiyor musun?" diye sordu.
"Konuş şu kızla Safira." Dedi Ayşegül Hanım "O oğlanın bu eve girip çıkmasını istemiyorum."
Safira "Neden? Onlar sevgililer." Diyerek omuzlarını silktiğinde kadının sinirlendiğini görebiliyordu. Ayakkabılarını ayağından çıkarıp, pofuduk ev terliklerini ayağına geçirirken "Çok fazla evham yapıyorsun" dedi "Nefal, onu seviyor. Ve inan bana o da Nefal'i seviyor. Yani neden buna bu kadar karşısın ki?" diye sorduğunda Ayşegül teyzesi "İyiyle kötünün ayrımını yapamayacak kadar küçüksünüz." Dedi.
"Evet. O yüzden son bir aydır eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyoruz değil mi?" diye soran Safira, dişlerini sıkarak kadının gözlerinin içine baktı. "Neden böylesin? Niçin böyle davranıyorsun bilmiyorum ama buna müdahale edemezsin." Dedi "Nefal, onunla mutlu ve şanslılarsa bir gelecekleri olacak. Ha bunu kabul edip etmemek sana kalmış ama senin yerinde olsaydım, böyle bir aileye ve de hayata sahipken çocuklarıma sıkı sıkı tutunurdum. Çünkü tehlikenin nereden, ne zaman geleceğini bilemiyoruz öyle değil mi? Sizin sayenizde bizim hayatımız bir savaş alanı olacak ve kendimizle savaşıncaya dek, bu şekilde devam edecek. O yüzden bence çokta başkalarına kulp bulma. Katil, piç diye adlandırdığın o adamın yanı sıra bizlerde birkaç gündür birilerini öldürüyoruz."
"Safira." Dedi teyzesi ama genç kız başını iki yana salladı. "Sonra görüşürüz." Deyip kadının yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra mutfağa doğru gitti. Tezgaha yaslanmış, kendilerini dinlediği her halinden belli olan Cesur'u gördüğünde durup ona baktı. Cesur da ona. Safira, ocağın üzerinde kaynamakta olan demlikten iki fincana da çay doldururken "İyi ki seninle ayrılmışız." Dedi "Annenin haline baksana."
Cesur'un kıkırdadığını duyunca gülümsedi. Küp şekerleri tepsinin içine gelişi güzel attıktan sonra "Açsan yemek var." Dedi Cesur.
"Canım yemek, yemek istemiyor." Dedi Safira "Tatlı ve tuzlu ne varsa silip süpürmek sonra da kusmak istiyorum." Dedikten sonra tepsiyi tek eline almak istedi ama Cesur ondan önce davrandı. "Az önce uyandı." Dedi Nefal için "Ama annemle tartıştılar."
Safira bir şey söylemedi. Yetişkinlerin neden böyle davrandıklarına dair bir açıklaması yoktu. "Annen iyi biri ama bazen sinir bozucu olabiliyor." Diye mırıldanırken merdivenleri çıkmaya başladılar. "Diyar nerede?" diye sordu Cesur.
"Baran, bana bir mesaj attı." Dedi Safira. Cesur kaşlarını çatıp "Sana mı? Ne dedi?" diye sordu.
Oflayan Safira "Bilindik şeyler." Dedi "Asmak, kesmek, kelle uçurmak, falan fistan."
Cesur kaşlarını kaldırınca kız kıkırdadı. Nefal'in odasından içeriye girdiklerinde "Seviştiniz mi?" diye sordu. Cesur, ayağına takılıp düşme tehlikesi atlatınca "Safira." Diye tısladı.
"Ama âşıklar." Dedi Safira, Cesur'a "Yani öpüşmesinler mi? Bu yatakta uyurken fofenk yapmasınlar mı? Bence yapsınlar yaaaa!"
"Nefal!" dedi Cesur ama bir yandan da elindeki tepsiyi bırakmış, Safira'nın ağzını kapatmaya çalışıyordu. "Susacak mısın artık?"
Safira hızlı hızlı başını iki yana sallayınca gülümseyen genç adam "Uyumanız lazım" diyerek kızın ağzını sıkıp bıraktı "Dinlenmeniz." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)
Novela JuvenilOnları bir araya getiren aileleriydi ama bir arada kalmalarını sağlayan sevgileriydi. Şimdi hayat kimi için daha zor, kimi içinse daha eğlenceli olacaktı. Aşk kimine hiç beklemediği anda gelecek, kimisiyse sahip olduklarını kaybetmemek için savaşaca...