BÖLÜM 76.1
EREN KERİM
Kapıdan içeri girer girmez İklim'le karşılaşmıştı. Kızın elinde büyük bir tepsi vardı. "Geciktin." Dediğinde gözlerini deviren genç adam üzerindekileri çıkarıp kızın yanından geçerken "Bizimkiler nerede?" diye sordu. Bir eli üst kata çıkan merdivenin tırabzanını kavramıştı. İklim başıyla arkasında bir yeri işaret etti "Kış evindeler."
Eren Kerim, gözlerini devirerek yukarı çıkarken kızın evin her odasına bir isim takması karşısında homurdandı. Tüm giysilerinden kurtulup banyoya gireceği sırada odanın kapısı hafifçe tıklatıldı. İklim başını içeri uzattığında "Ne oldu?" diye soran Eren Kerim, beline sardığı havluyu sıkılaştırırken genç kadın "Bant getirdim," dedi elindekini göstererek "Kolundaki yaranın ıslanmaması gerekiyor."
Eren Kerim, uzanıp bandı kızın elinden alırken başını salladı. Küçücük bir yaraydı ve önemsizdi ancak aşağıdakilere göre değildi. "Sağ ol" deyip banyoya gireceği sırada İklim'in hala odadan çıkmadığını görünce durup ona baktı. "Ne var?" diye sordu.
"Yok bir şey," dedi İklim ve gülümseyerek odadan çıktı. Eren Kerim, ılık suyun altına adım attığında "Eminim yoktur." Diye mırıldandı.
Yarım saat sonra aşağı indiğinde, daha iyi hissediyordu. Üstündeki kirlerden arınmış, tamamen ayılmıştı. Yoğun kahve ve sigara dumanının kokusunu takip ederek kendisini arkadaşlarının yanında bulduğunda kaşlarını çatarak odanın içerisinde yürümeye devam etti. Büyük camları gücünün el verdiğince açıp, içeriye buz gibi havanın girmesini sağlarken Kadir'in "Soğuk." Demesi üzerine ona ters ters bakıp ikili koltuklardan birine gidip oturdu. Ayaklarını önündeki sehpaya uzatmadan önce, uzanıp bir kase içerisinde duran çikolatalardan alıp kucağına koydu. Teker teker paketleri açıp, bir bir ağzına atıp çiğnerken Yalçın'ın "İyi görünüyorsun." Demesi üzerine ona baktı.
Başını salladı. "İyi uyudum." Dedi. Ve doğruydu da. Çocuklar uyanmış olmalarına rağmen, onu uyandırmak gibi bir çabaya girmemişlerdi. Bu hala anlayamadığı bir durumdu.
"Kahve?" Soruyu soran Bülbüldü. Eren Kerim, başını iki yana sallarken Diyar'ın içeri girdiğini gördü. Sesini çıkarmadı. Kendisi iyi uyumuş olsa da Diyar sanki gözünü bile kırpmamış gibi gözüküyordu. Kaşlarını çatan genç adam, onun onca yeri es geçip yanına gelip oturmasıyla şaşırdı. Odadaki adamların homurtuya benzer sesleri kısa bir süreliğine onlara bakmasına sebep olsa da Diyar'ın "Omzun nasıl?" diye sormasıyla yeniden bakışlarını ona çevirdi. "Omzum da kolum da iyi." Dedi "İlk defa vurulmuyorum."
Diyar başını sallayınca, Eren uzattığı bacaklarını yere indirip arkadaşına döndü. "Sorun ne?"
"Nefal'le ayrılmışlar." Dedi Kadir.
Eren Kerim'in kaşları havaya kalktı. Diyar, elindeki kâğıtlara bir şeyler karalıyordu. "Bu doğru mu? Seni terk mi etti?" diye sorduğunda Yalçın'ın "Aslında Diyar terk etmiş." Demesiyle çiğnemekte olduğu çikolataları yutup sırıttı. "Siktir!" dedi "Sen? O Deccalı terk mi ettin?"
Boşluğuna yediği dirsekle iki büklüm olsa da keyfine yerine gelmişti. Diyar, sinirle "Nefal, Deccal değil. Onun hakkında doğru konuşacaksın demiyor muyum ben sana?" diye sorduğunda Eren Kerim dudaklarını büzerek "Bana ne." Dedi "Sonuçta o, seni benden ayırdı."
"İşte başlıyoruz." Diye mırıldandı Yalçın elindeki kupayı havaya kaldırıp arkasına yaslanırken. Pis pis sırıtıyordu.
Diyar, dudaklarını sıkarak kendisine bakınca ona öpücük atan Eren Kerim, arkadaşının keyfinin gerçekten yerinde olmadığını görünce derin bir nefes alıp kendisini topladı. "Ne oldu?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)
Teen FictionOnları bir araya getiren aileleriydi ama bir arada kalmalarını sağlayan sevgileriydi. Şimdi hayat kimi için daha zor, kimi içinse daha eğlenceli olacaktı. Aşk kimine hiç beklemediği anda gelecek, kimisiyse sahip olduklarını kaybetmemek için savaşaca...