Bölüm 58

269 44 13
                                    

BÖLÜM 58

NEFAL

Eve geldiklerinde sessizlik o kadar rahatsız edici bir boyuttaydı ki Nefal’in bakışları onay almak istercesine Safira’ya çevrilip duruyordu. Onun kendisine göre daha rahat olması bir nebze içini rahatlatırken annesinin bu buhranı yaşıyor olmasının nedenini aklı bir türlü almıyordu.

“Ben geldim.” Diyerek içeri girdikleri salonda, şöminenin hemen yanındaki tekli koltukta oturmakta olan annesini gördü. Elinde bir mendil, burnunun üzerine kapatmış, çatılı kaşları ve ıslak gözleriyle öylece yanmakta olan ateşe bakıyordu. Kerem ile Cesur, mutfaktan çıktıklarında Nefal’in bakışları ikisine doğru dönerek yeniden annesini buldu. “İyi misin anne?” dedi.

Ayşegül Hanım’ın tüm hisleri karman çormandı. Şu anda kendisini hem çok üzgün hem de çok sinirli hissediyordu ve bunun sebebini de ‘İyi misin anne’ diye soran kızına bağlıyordu. Gözleri ağlamaktan o kadar acıyordu ki Nefal’e bakmak için bakışlarını yukarı kaldırmak işkence gibi gelmişti. “Sebep olduğun onca şeyden sonra bir de iyi miyim diye mi soruyorsun?” dedi. Kızının asi hallerini çoğu zaman çok sevmişti, yapısal olarak kendisine benzemediği için gurur duymuştu. Ama bir anne olarak ilişkilerine karışma hakkı olduğunu düşündüğü ve buna göre hareket etmeye başladığında, aralarındaki pamuk ipliğine bağlı o ilişki kopma noktasına gelmişti. Hoş, hala kopmamış mıydı emin değildi.

“Burada olanların ana kaynağı sensin, ben değil.” Diyen Nefal ikili koltuklardan birine gidip oturarak derin bir nefes aldı. Kerem usulca yanına geldiğinde başını çevirerek ona bakan Nefal, gülümseyip bir koluyla kardeşinin beline sarıldı. Çocuğun gözleri üzgündü ve her an ağlayacakmış gibi bakıyordu.

Kerem “Yine hasta olmadın değil mi?” diye sorduğunda parmağının ucuyla yüzündeki iyileşmeye yüz tutan yaraya dokundu. Nefal gülümsedi. Kardeşinin elini tutarak avuç içine bir öpücük kondurduktan sonra “İyiyim.” Dedi “Sadece Kilid’deydim.”

“Ben orayı hiç sevmiyorum.” Dedi Kerem “Çok garip çocuklar var.”

Nefal, onu kucağına çekerek kollarını etrafına doladığında “Yemek yedin mi?” diye sordu. Çocuk başını salladı. “Abim bana sucuklu tost yaptı.” Dedi sessizce. Başını geriye atarak ablasının gözlerinin içine baktı. “Annemin haberi yok.” Dediğinde onları sessizce izleyen Cesur’un öksürür gibi güldüğünü, Safira’nınsa kıkırtısını duydu.

“Sırrın benimle güvende.” Diyen Nefal kardeşinin şakağına bir öpücük kondurarak ona sıkıca sarıldıktan sonra “Neden benim odama gidip beni beklemiyorsun?” diye sordu.

Kerem “Sahi mi?”

“Evet” diyerek başını sallayan genç kız “Birlikte uyuyacağımızı söylemiştim.” Diye eklediğinde çocuğun sevinçten gözleri parladı. Ablasının boynuna atılıp, yanaklarına birer öpücük kondurduktan sonra “Sol tarafta ben yatabilir miyim?” diye sordu. Nefal’in bakışları şüpheci bir şekilde kısılırken Kerem alelacele “Tamam, tamam. Ben sağ tarafta yatarım” diyerek kollarının arasından çıktı ve merdivenleri neredeyse uçarak çıktı. Onun peşinden bakan Nefal “Babam nerede?” diye sorarak ayağa kalktığında Cesur’un “ Ebu Bekir amcayla çalışma odasındalar” dediğini duyarak başını salladı.

“Ben bir duş alacağım.” Dedi. Bakışları yeniden annesine döndüğünde kendisine şokla baktığını görerek durdu ve sordu “Ne oldu?”

“Tüm bu olanların suçu seninken kalkıp duş almaktan, hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan mı bahsediyorsun? Nefal sen ne zaman bu kadar kayıtsız oldun?” diye soran annesinin gözlerinin içine bakarken derin bir nefes alan genç kız “Bu yaşananların tek suçlusu sensin” dedi kızarak. “Kim sana dedi, Jibit’e hakaret etmeni ya da vurmanı.”

ARKADAŞKÇA -2 (KİLİD)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin