Biz geldikkkk💛
Biliyorum çok hasret çok özlemmm
Ama derslerimden fırsat bulduğum ilk anda yazıyorum. Keyfi bir durum değil.
İyi okumalar 🌼
🌍
Öğle zili çaldığında kalemliğimin fermuarını çektim. Bugün öğlen annem ve babam evde olmayacaktı. Gökay da öğle yemeğini arkadaşlarıyla okulda yiyeceğini söylemişti. Haliyle ben yalnız olacaktım.
Kalemliğimi çantama koyduktan sonra kitaplarımı da yerleştirdim. Tüm eşyalarımı topladığımda Mert’e döndüm. “Hadi çıkalım.”
Çantamı omzuma takıp ceketimi kolumun üzerine attığımda Mert merakla baktı bana. “Nereye?”
Gülümsedim hafifçe. “Ne demek nereye?” Ardından kaşlarımı çattım ve duvarda asılı duran saati işaret ettim. “Öğle yemeği vakti.”
“Tamam,” dedi ciddiyetini korurken. “Biliyorum.”
“Dalga mı geçiyorsun?” diye mırıldandım.
“Yoo dalga geçmiyorum.” Sesi gayet kendinden emin çıkmıştı. “Eve gitmiyoruz ki.”
Ardından dudaklarını büzdü ve elini çenesine yerleştirdi. “Yoksa senin haberin yok muydu?”
“Eve gitmiyor muyuz?” dedim söylediğinden bir şey anlamazken. “Neden ki?”
“Bugün sizin evde kimse yokmuş işte. Ne güzel, bize vakit geçirecek imkân doğdu.”
“Burada mı kalacağız?”
“Evet.”
“Ama ben dışarıda kolay kolay yemek yemiyorum biliyorsun. Şimdi seni de yoracağım, benim yüzümden burada kalma. Eve giderim ben sorun değil.”
Tebessüm ettiğini görünce “Ne oldu?” dedim. “Neden gülüyorsun?”
Bana cevap vermek yerine ellerini sırasının altındaki bölmeye attı. Çıkardığı poşeti masanın üzerine koyduğunda şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm.
“Sabah yarım saat daha erken kalktım ve bize sandviç yaptım.”
“İnanmıyorum,” dedim ve poşetin ucunu açıp içine baktım. Ne kadar çabalasam da gülüşümü tutamamıştım. “Saklama kabına koymuşsun bir de.”
Bu çocuk her geçen gün daha başka geliyordu gözüme.
“Tabii direkt koysam ezilir diye düşündüm.”
Dudaklarımdan bir türlü silinmeyen gülüşüm, yerini minik bir tebessüme bıraktı. “Sanki seni senelerdir tanıyan ben değilmişim gibi şaşırtıyorsun.”
“Öyle mi?” diye mırıldandı.
“Öyle.”
Mavileri, iki yana açılan dudaklarının sonucunda kısılmıştı. Gün boyunca tebessümlerimizin dudaklarımızda asılı kalacağı şimdiden belliydi.
“Eee hadi, burada mı kalacağız? Acıkmadın mı yoksa?”
“Saçmalama, acıkmamış olma ihtimalim var mı sence?” Hemen poşeti elime aldım ve ayağa kalktım. “Yemek için sabırsızlanıyorum.”
Mert de benim peşimden ayağa kalkmıştı. Eline aldığı mendil paketiyle sıradan ayrıldığında sınıfın kapısına doğru ilerliyorduk. Koridora çıktığımızda birkaç kişi dışında kimse görünmüyordu. Birlikte merdivenleri inip bahçeye indiğimizde, koridordan daha sakin bir ortam karşılamıştı bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)
Short StorySolunu en yakın arkadaşının varlığıyla tıka basa dolduran Dolunay, kalbinde aşka yer kalmadığına emindi. Oysa aşk en çok, yanıltmayı severdi. texting #1 (24.11.2020) mizah #1 (09.12.2020) lise #1 (10.12.2020) genelkurgu #1 (11.01.2022) aşk #1 (02.09...