52. Bölüm

20.7K 1.4K 665
                                    

Bizzz geldikkk 🌼

Güzel geldik bence, iyi okumalar hepinizee💛

🌍

Bacaklarımı halıya uzattıktan sonra sırtımı, duvarla arama set koyan mindere yasladım. Dünkü konuşmamızın üstüne Mertlere gelmiştim. Önce biraz ödev yapmıştık. Neyse ki çabuk bitmişlerdi de rahat rahat oturabiliyorduk. "Bugün çok sessizsin," dedi. "Normalde olsa kırk kez sorardın bugünün anlamını. Oysa sabahtan beri tek kelime etmedin. Merak etmiyor musun yoksa?"

"Etmiyorum," dedim net bir ses tonuyla.

Lafımın üstüne kaşları çatıldı. "Gerçekten mi?" Büyük bir hevessizlik hakimdi ses tonuna. Geldiğimden beri hissettiğim heyecanı şu an solmuştu.

Bu haline dayanamayıp gülümsedim. "Merak etmiyorum çünkü bugünün anlamını biliyorum."

Kurmamı beklemediği bu cümle, çatılan kaşlarını gevşetmişti. "Hatırlıyorsun," dedi onaylatmak istercesine.

"Evet." Sol elimi yere koyup oradan destek aldım.

"Nasıl?" dedi merakla. "Yani hafızan kötü ya hatırlamana çok şaşırdım."

Onun merakını gidermek adına ayağa kalktım ve bilgisayar masasının önünde duran sandalyeye yöneldim. Çantamın fermuarını açtıktan sonra almak istediğim şeyi aldım ve Mert'in yanına geçtim. Sol tarafındaki boşluğa oturduktan sonra bacaklarımı uzattım. "Dün sen öyle konuşunca, bugünün özel bir gün olduğunu düşündüm. Doğum günlerimiz dışında tarih hatırlamayınca ben de günlüğe bakmaya karar verdim," dedim ve elimdeki mavi günlüğü işaret ettim. "Böyle özel bir gün ancak çocukluğumuza ait olabilirdi zaten."

Bakışları, günlüğün üzerinden sıyrılıp usulca elalarıma kaydı. Gülümsedi. Gözleriyle gülümsedi. Gülüşü yalnızca benim anlayabileceğim dildeydi.

Günlüğün kapağını kaldırdıktan sonra ilk sayfasını açtım. "Bak bu sayfa tam 7 sene öncesine ait, tarih 17 Ekim. " Gülümsedim ve günlüğü ikimizin bedenlerini ortalayacak şekilde koydum.

Yazarken sevgili günlük demem gerekiyormuş, annem öyle söyledi. Bence çok saçma, bu yüzden demeyeceğim. Bugün ne yaptığımı yazmam gerekiyormuş bir de. Ama benim yazacak şeyim yok ki. Bugün evdeydim, kalktım kahvaltı yaptım ve yattım. Sonra matematik ödevime başladım. Sorular çok zordu hiç yapamadım. Ama Mert hemencik yapabiliyor biliyor musun? Bazenleri benim ödevimi de o yapıyor. Ama hep değil okuldayken sadece. Neyse şimdi uyumam gerek görüşürüz.

Satırları okuduktan sonra gülümsedi. "İnanmıyorum ya, şu an bundan 7 sene öncesini mi okuyoruz?"

"Evet," dedim gülerek. "Daha ne satırlar var bak." Günlüğün birkaç sayfasını çevirdim ve göstermek istediğim yeri açtım.

Bugün çok kızgınım. En sevdiğim, pembe tüylü kalemimi Eren kırdı! Ben de ağladım. Şimdi çok üzgün olduğum için yazmak istemiyorum. İyi geceler değil.

Kahkahası odayı doldurmuştu. "Ya Dolunay, şu atara gidere bak."

"Sen bir de sonraki sayfayı gör bakalım," deyip arka sayfayı çevirdim.

Bugün çok mutluyum! Dün kırılan kalemimin aynısını Mert bana hediye olarak almış. Hem onunla birlikte Eren'in yanına gittik ve Eren'in en sevdiği kalemini kırdık. Annem bu davranışın yanlış olduğunu söyledi ama bence doğru. Çünkü o beni ağlattı. Neyse şimdi gitmem gerek. Annem dişlerimi fırçalamam gerektiğini söylüyor, görüşürüz.

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin