7. Bölüm

34K 2.1K 800
                                    

Selllammmm!

Yorumlarınızı okuyunca Gözde için yardım kampanyası başlatma kararı aldım ahshshs Buraya atılan her güzel yorum bir seni seviyorum Gözde demek ahshsh

Gözde sadece nefes alır.

Okurlarım: Üff salak gerizekalı ne biçim nefes alıyo şuna bak iğrenç kız uzak dur bizden ahshshhs

Kızımı sevin diyorum vee iyi okumalar deyip kaçıyorumm💛

Kural 4: Korkularını gizleme, onlarla yüzleşmeyi öğren.

🌍

Mert: Dolunayyyyy

Mert: Yarın cumartesi

Dolunay: Merttttt

Dolunay: Bugün de cuma

Dolunay: Ne var bunda?

Mert: Ya kızım onu mu diyorum? Gözde'nin doğum günü var yarın. Ve biz daha hediye almadık.

Dolunay: Ha o mesele

Dolunay: Gideceğimiz kesin miydi ki? Ben çok da garantilememiştim.

Mert: Gözde bana mesaj attı, yeniden davet etti. Anlaşılan gitmemiz farz oldu artık.

Püü edepsiz. Bir de çocuğa yazmış.

Dolunay: Bana yazmadı ama?

Mert: Sana söyledi ya, yeniden yazma gereksinimi hissetmemiştir.

Sana yürüyor ya, bana yazmak çok da umurunda olmamıştır.

Dolunay: Kesin öyle olmuştur

Mert: Eee hediye işi diyorum? Napacağız diyorum?

Dolunay: Üffff ne hediyeymiş ya. Yarın doğum gününe gitmeden önce biraz erken çıkar alırız bir şeyler.

Mert: Tamam o zaman

Dolunay: Tamam

Mert: Burnuma trip kokusu geliyor. Canını mı sıktım fark etmeden?

Dolunay: Yooo gayet iyiyim ben, bir şeyim yok.

Mert: Derken bile trip atıyor oluşun peki?

Mert: Bazen seni senden daha iyi tanıyor oluşumu unutuyorsun :)

Dolunay: Gerçekten sorun yok.

Mert: Peki, üstelemiyorum. Çünkü en nefret ettiğin şeydir bu.

Mert: Ama bir şey var, belli.

Ne diyecektim ki? Gözde sana aşık, sen de farkında olmadan ona fırsat veriyorsun mu? Belki de farkında olarak veriyordur fırsatı. Nereden bilecektim ki içinde olup biteni?

Sıkıntıyla ofladım. Gözde güzel kızdı, aynı zamanda iyi biriydi. Bu zamana kadar ters bir hareketini görmemiştim. Ama bütün bunlara rağmen içimde ona karşı bir nefret vardı. Ve bu, kendime kızmama neden oluyordu. Nefret nedir bilmezdim ki ben. Neden ona karşı böyle hissediyordum?

Cevabı belliydi. Mert'e olan yakınlığı beni sinir ediyordu. Ancak bunu bu kadar abartmamam gerekti. Gözde veya bir başkası... Bir gün onu başkasıyla paylaşmam gerekmeyecek miydi sanki?

Ömür boyunca yalnız kalacak hali yoktu. Elbet hayatına birisini alacaktı. O da sevecek ve sevilecekti. Sonuçta aşk başka şeydi, bir arkadaşın sevgisine benzemezdi. Benim arkadaşlığım, o boşluğu dolduramazdı ki.

Yersiz attığım tripten ötürü pişman olmuştum. İçimdeki sinir bozucu his henüz geçmese de, onu göz ardı edebilirdim.

Mert: Bak ne diycem

Mert: Her zamanki yerde, çekirdek kola mı yapsak?

Hafifçe tebessüm ettim. En sevdiğim aktivite çekirdek eşliğinde onunla sohbet etmekti. Ve şu an buna fazlasıyla ihtiyacım vardı.

Söylediği gibi, beni benden iyi tanıyordu.

Dolunay: Ennnnnn sevdiğim

Dolunay: Buna hayır dediğim nerede görülmüş?

Mert: Ben de öyle düşünmüştüm :)

Dolunay: Kola ve çekirdek işi bu sefer bende.

Mert: Tamam, beş dakikaya oradayım.

Dolunay: Bekliyorummmm

Telefonun ekranını kapatıp, ayağa kalktıktan sonra üzerime göz gezdirdim. Pijamalarımı değiştirmem gerekiyordu.

Kıyafet dolabıma doğru yöneldikten sonra, altıma siyah taytımı üzerine de mor bluzumu aldım. Seçtiklerimi hızlıca giydikten sonra, odamın köşesini süsleyen boydan aynamın önüne geçip kendime baktım. İyi görünüyordum. Uzun saçlarım tepemde topuz halindeydi. İdare eder vaziyetteydi, yeniden yapmama gerek yoktu.

Makyaj malzemelerimin yanında duran parfümü alıp sıktıktan sonra yatağıma yöneldim. Üzerine bıraktığım telefonu alıp, odamdan çıktım. Aynı zamanda gözlerimle etrafı tarıyordum. Anneme ya da babama haber vermem gerekiyordu ama ortalıkta görünmüyorlardı.

"Anne!" diyerek ilerlerken bir yandan önünden geçtiğim odalara göz atıyordum. "Mutfaktayım!" Bana seslenişiyle birlikte mutfağa yöneldiğimde meyve hazırlıyordu. Hazırladığı meyve tabağından bir parça muz aldıktan sonra buzdolabına yöneldim. "Ben Mert'le alt sokaktaki parka gidiyorum."

"Rahatlığa bak." dedi bana karşılık. "Zamanında aynısını anneme deseydim terliği yemiştim."

Gülümseyerek baktım ona. Ardından öpücük attım. "Benim annem başka."

"Hadi ordan, yalakalık yapma." dedikten sonra gülümsedi. Ben de bu sırada elime aldığım kolaları tezgahın üzerine bıraktım. "Çekirdek soldaki çekmecede." diyen annemin ikazıyla birlikte çekmeceyi açtım ve içinden çekirdek paketi çıkardım. Tam örtümü soracaktım ki soracağımı hissetmiş gibi cevap verdi. "Örtün de en alt çekmecede."

En alt çekmecedeki yeşil örtüyü de çıkarıp tezgâha koydum. Çimlerin üzerine asla direkt oturamazdım. Bu yüzden yanımda örtü götürürdüm.

"Goooolll!"

Gürültüyle birlikte annemle yerimizde sıçramıştık. Anlaşılan babamla Gökay yine maç izliyorlardı. "Bunlar yine kendinden geçti." diyen annem eline meyve tabağını alıp bana döndü. "Hadi ben içeriye geçiyorum, sen de anahtarını almayı unutma. Ayrıca şu giydiklerine bir baksana, yaz ortasında mıyız? Güzel görüneceğim derken kıçın donacak."

"Anne!" dedim ona karşılık. "Alakası yok."

"Alakası var gayet de. Sana rahatlığın her şeyden önemli olduğunu bir öğretemedim. Tek derdin güzel görünmek." Ardından kaşlarını çattı. "Kapının oradaki askıda ceketin var, onu da al çıkarken."

Onu başımla onayladıktan sonra tezgâhın üzerine koyduklarımı bir poşetin içine yerleştirdim. Poşete birkaç çikolata ve bisküviyle birlikte peçete ve ıslak mendil de koyduktan sonra mutfaktan çıkıp koridora yöneldim.

Kapıya ulaştığımda sol taraftaki küçük askıda asılı duran anahtarı alıp cebime koydum ve evden çıktım. Mert çoktan gelmiş, kapının önünde beni bekliyordu. Bense, onunla vakit geçirecek oluşumun mutluluğunu yaşıyordum.

bölüm sonu🌑

Çekirdek kola eşliğinde sohbet etmek bir terapi yöntemidir aahshhsh

Güzel yerde kestim biliyorum ahshshs Ama devam etsek çok uzun olacaktı.
Yazdığım bölüm 2K yı geçince ben de bölümü ikiye böldüm. Tşk öptüm

instagram|hayaliyazan

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin