14. Bölüm

30K 1.8K 1K
                                    

Medya: Mor ve Ötesi - Gül Kendine

Kendisi bizim kitabımızın şarkısı olur💛

İyi okumalar🌼

Kural 7: Gülümsemek için en geçerli neden, sensin. Gül kendine.

🌍

Kurabiye tabağını, bahçeye serdiğim örtünün üzerine bıraktıktan sonra yaptıklarıma kısa bir bakış attım. Elbette kurabiye ile yetinmemiştim. Yanına börek ve pasta da yapmıştım. Annemler yoktu, haliyle mutfakta rahat rahat takılmıştım.

Bir eksik olmadığına karar verdiğimde bakışlarımı gelen adım seslerinin oraya çevirdim. Mert, tam vaktinde gelmişti.

Üzerine giydiği gri sweatin kapüşonunu başından çektikten sonra gülümsedi ve bana doğru yaklaştı. "Selam."

"Selam," deyip gülüşüne karşılık verdim. Mert'in bakışları çimlerin üzerine serdiğim örtüye kayarken şaşkınlığı belli etmişti kendini. "Oooo, döktürmüşsün."

"Eh biraz öyle oldu."

"Sadece kurabiye yap demiştim, neden yordun kendini?" Mavileri gözlerime karışırken omuz silktim. "Aslında sadece kurabiye yapmak için girmiştim mutfağa. Ama kendimi kaptırmışım."

Gülümsedi ve ayakkabılarını çıkarıp örtünün üzerine geçti. "Valla çok memnun oldum bu duruma."

O hevesle yiyeceklere dalmaya yeltendiğinde ona "Ellerin!" diyerek engel oldum. Hemen elini kurabiyelerden çekip "Tamam tamam, dokunmadım merak etme." dedi ve örtünün üzerinde duran dezenfektanla ellerini temizledi. "Şimdi yiyebilir miyim Dolunay Hanım?"

"Şimdi yiyebilirsin," dediğimde benden aldığı onayla birlikte kurabiye tabağına daldı. Ben de bu sırada karşısındaki boşluğa oturup bardaklara limonata doldurmaya başladım.

"Cumartesi günü sinemaya gidelim mi?" Kurabiyenin ardından böreği yemeye başladığında limonata bardağını ona doğru uzattım. Aklıma Emre ile pikniğe gidecek oluşum gelmişti. "Gidelim tabii ama o gün müsait olmayabilirim. Konuşuruz yine, olmadı pazar günü gideriz."

"Ailecek bir yere mi gideceksiniz?"

Başımı iki yana sallayıp limonatamdan bir yudum aldım. "Hayır son derste Emre ile biraz sohbet ettik demiştim ya, beni hafta sonu pikniğe davet etti."

"Başbaşa?"

"Yok, arkadaşları da olacakmış."

"Seninle ne alakası varmış ki bunun? Ne işin varmış?"

Ağzımdaki kurabiye parçasını yuttuktan sonra derin bir nefes soludum. "Emre iyi birisi, bana karşı da oldukça kibar. Birlikte vakit geçirmek istedi sanırım."

"Kısacası senden hoşlanıyor."

Elimdeki yarım kurabiyeyi bırakıp mavi gözlerine odaklandım. "Belki de yalnızca arkadaş olmak istiyordur." Bu da bir ihtimaldi sonuçta. Tamam, hoşlanıyor da olabilirdi ama sırf benimle vakit geçirmek istedi diye hoşlanıyor damgası yapıştırmak doğru olmazdı.

"Arkadaş kıtlığı yaşıyor gibi bir hali mi var?" diyen Mert, ellerini peçeteyle temizledikten sonra limonata bardağını kafasına dikti.

"Yok ama ne bileyim, ondan öyle bir yakınlık almadığım sürece benden hoşlandığını iddia edemem."

"Sana nasıl baktığını görmüyorsun çünkü."

Söylediği cümleyle birlikte kaşlarımı çattım. "Nasıl bakıyormuş?"

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin