61. Bölüm

15.7K 955 420
                                    

Hepinize selamm🌼

Biz geldik, iyi okumalar 💛

🌍

"Sinan, neler oldu çabuk dökül. Daha sevgilim gelecek."

"Sana da merhaba Dolunay reis."

"E hadiiii. Ne oldu konuştunuz mu?"

"Konuştuk."

"En baştan anlat hadi."

"Ben onu seviyorum ve bundan sonra onu üzmemek için elimden geleni yapacağım."

"Şükür," dedim. "Bunu idrak edebilmişsin." Ardından derin bir nefes soludum. "Eee Hilal seni affetti mi yani?"

"Tam anlamıyla affetti diyemem. Yani bana güvenmiyor, ona olan hislerim konusunda endişeleri var. Ama yine de bir şans verecek."

"Ya Sinan, üzme şu kızı valla. Seni görmeye bile tahammülü yoktu nasıl şans verdi inan bilmiyorum, mucize gibi."

"Tanırım ben onu, bağırır çağırır sonra yelkenleri suya indirir. Konuşunca sakinleşti biraz ama dediğim gibi zamana ihtiyacımız var."

"Yalnız o her zaman işe yaramaz benden söylemesi. Yani bir gün öyle kızar ki dönüşü olmaz."

"O riski bir daha alır mıyım zannediyorsun? İlk kez onu kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya kaldım. Buna gerçekten katlanamam."

"Umarım öyle olur," dedim içten bir temenniyle. "Peki Hakan olayı?"

"Bilmiyorum sormak aklıma bile gelmedi."

"Demek ki Hakan çok da önemli bir detay değildi."

"Yok ya, yani önemliydi tabii ama zaten Hilal'le oturup bunları konuşmamız ve yüzleşmemiz gerekiyordu. Bahanemiz oldu diyelim."

"Umarım zamanla daha da iyi olursunuz."

"Umarım," dedi ve ekledi. "Bu arada teşekkür ederim Dolunay. Yani olayın hemen ardından konuşmuş olmak iyi geldi. Yoksa Hilal'i ikna edemeyebilirdim."

"Ne demek. Onu Hakan'la görünce nasıl hissettiğini gözlerinden anladım. Zaten geçen konuştuğumuzda da birini sevmekten korktuğunu dile getirmiştin. O zaman da söylemiştim sana, doğru insana olan sevginin çokluğu zarar değil. Aksine aranızdaki bağı güçlendiren bir şey. Ne demek istediğimi zamanla anlayacaksın."

"Konuştu aşk profesörü."

"Evet canım, şimdi iznin olursa bir randevum var da."

"O randevular ne zaman olmuyor ki? Fırsatçılar sizi."

"Seven fırsat yaratır Sinancım, aklında bulunsun."

"Bulunsun bakalım."

"Böyle böyle yola geleceksin," dedim gülerek. "Neyse hadi ben kaçtım."

"Hadi kaç bakalım, görüşürüz. Mert'e de selam söyle."

"Söylerim tabii, görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra gözlerimi saate çevirdim. Mert gelmek üzereydi muhtemelen, evden çıktığında yazmıştı ve baya da olmuştu.

Onu beklerken bir anda zil çaldı ve zil çalar çalmaz kapıya koştum. Bu arada ayağımdaki terlik çıktığı için düşme tehlikesi yaşasam da sapasağlam ulaşıp kapıyı açabilmiştim.

Mert'e bakıp "Hoş geldin," derken keyfim sesime yansımıştı.

"Hoş buldum."

Güzel bir tebessüm sundum ve kenara çekildim. "Geç bakalım."

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin