Kural 13: Bu evrende rastlanan en güçlü duygudur sevgi. Sevmeyi bileni, sev.
🌍
Öğle arası molasının bitmesine 10 dakika vardı. Mert ile bugün erkenciydik. Birlikte, okuldaki kamelyalardan birinde otururken zilin çalmasını bekliyorduk. Sonra yanımıza Emre ve arkadaşları gelmişti. Ardından da Gözde.
Şu anki kalabalık üstüme üstüme gelirken derin bir nefes soludum. Birlikte ne yapacağımızı konuşuyorduk. "Bence yarın gece kuzenimin arkadaşın mekanına gidelim. Eğlencenin dibine vururuz." Sinan'ın fikrine yüzümü ekşitirken Emre, hislerime tercüman oldu. "Senin fikrin kalsın kardeşim."
"Geçen gün gittiğimiz yere gidebiliriz," dedi Hilal. "Hem Dolunay da çok sevmişti orayı."
"Aslında," diyen Gözde, Hilal'in ardından konuşmaya daldı. "Bizim evde buluşabiliriz."
Bu fikir hoşuma gitmezken, "Sana sorun olmasın şimdi, başka yer ayarlayalım." dedi Melisa.
"Ya neden sorun olsun? Aksine ben çok sevinirim. Oyun oynarız, film falan izleriz. Hem daha iyi iletişim kurabileceğimiz bir ortam olur." Gülümsedikten sonra hepimize kısa birer bakış attı. "Ne dersiniz?"
Hayır deriz.
"Bana uyar." Sinan'ın ardından Umut "Madem isteklisin, o hâlde bana da uyar." dedi. Diğerleri de onay verdiğinde mecburen ben de onlara uyum sağlamak zorunda kaldım. Keşke Mert'i gitme konusunda ikna etmemiş olsaydım.
"Süper o zaman, ben adresi atarım. Tabii önce bir grup kuralım." Gözde, rehberinde kayıtlı olmayanların numarasını aldıktan sonra bahsettiği grubu kurdu. Ardından bize döndü. "Bence cuma akşamı buluşalım. Hem, ertesi gün okul da yok. Geç saate kalmamız sorun olmaz. Uymayan var mı?"
Kimse ses çıkarmazken gülümsedi. "Bu konuda da anlaştık o hâlde." Ardından, saçlarının bir kısmını sağ taraftan sol tarafa attı. "Yemek yemeden gelin, ben ayarlarım bir şeyler."
"Bunların hepsini üstlenmene gerek yok. Biz de bir şeyler yapalım." dedim ona karşılık. Melisa bana katılırken "Evet," dedi. "Sonuçta birlikte planladık."
"Kızlar, her şeyi hallederim ben. Siz sadece gelin, o yeter."
Israrının üstüne ses çıkarmayıp susmayı tercih ettim. Aşırı hevesliydi madem, bırakalım da canı ne istiyorsa onu yapsın.
"Hatta," dedi bize bakarak. "Eğer isterseniz kalabilirsiniz de. Ev geniş, sorun olmaz. Aksine eğlenceli olur."
Gözlerimi büyüttüm. Daha yeni yeni görüşmeye başladığı insanlarla aynı evde kalmayı düşünüyordu. Delirmiş olmalıydı.
"O bizi aşar." Mert, Gözde'ye gereken cevabı verdikten sonra "Yani Dolunay'la biz kalmayız." dedi. "Diğerleri kalabilir tabii, kendi düşünceleri."
"Onun adına karar vermeyi alışkanlık haline getirmişsin." Emre, hafifçe tebessüm ederek laf sokarken şok olmuştum. Bence şu an bunu demesine hiç gerek yoktu.
Olaya müdahale etmek istemiştim. "Aslında Mert, benim adıma karar vermez. Ben kendi kararlarımı kendim verebilirim, merak etme. Sadece Mert beni, kararlarımı tahmin edebilecek kadar iyi tanıyor hepsi bu."
Benim laflarımın üstüne sustu. Tamam, onu seviyor olabilirdim ancak bu şekilde konuştuğunda da çekinmeden gerekli cevabı verirdim.
Ardından Gözde'ye döndüm. "Mert'in dediği gibi, biz kalmayız. Ama kalmak isterlerse diğerleri kalırlar."
Beni başıyla onayladıktan sonra, gözlerini gözlerimden çekti. Bu duruma bozulmuştu ancak belli etmemeye çalışıyordu. Tabii ben Dolunay Doğaner'dim. İstediği kadar belli etmemeye çalışsın, gözlerinden anlardım.
Zilin çalmak üzere olmasıyla birlikte, Emre zili bahane edip aramızdan ayrılmıştı. Az önceki laflarıma kırılmış mıydı acaba?
Bu durum beni üzerken, oturduğum yerden kalktım ve diğerlerine bir bahane uydurup yanlarından ayrıldım. Okula doğru ilerlerken Emre'ye yetişmek adına hızlı ilerliyordum.
Koridora ulaştığımda, onu merdivenleri çıkarken görmüştüm. "Emre!"
Sesimi işitince merdivenlerde duraksamış, başını bana doğru çevirmişti. Ben de fırsatı değerlendirip ona yetişmiştim. Ardından kalan birkaç basamağı daha çıkıp, koridorun köşesine yönelmiştik. Gözleri, anlatmamı beklerken derin bir nefes solumuştum. Lafı dolandırmaktan hoşlanmazdım. Bu yüzden direkt söylemek istediklerimle girmiştim söze. "Benim söylediklerime kırıldın mı?"
"Kırılmadım," dedi tebessüm ederken.
"Zaten seni kırmak için söylemedim ki. Yani o an öyle söylemem gerekiyordu işte."
"Biliyorum, belki ben haddimi aşıyorumdur bazen."
"Hayır hayır," dedim kendimi fazlasıyla kötü hissederken. "Öyle söyleme lütfen, hoş değil."
"Onunla olan arkadaşlığına saygı duyuyorum, sonradan gelip de aranızı bozmaya zaten niyetim yok. Ben sadece bazen-" dedi ve duraksadı. Ardından ofladı. "Anlasana işte onun seninle ilgili o kadar çok şey bilmesine karşılık benim bilmeyişime sinir oluyorum. Keşke seni daha önce tanıma fırsatım olsaydı diye düşünüyorum."
Ellerini saçlarına geçirdi ve gözlerini gözlerimden kaçırdı. "Onun şanslı olduğunu düşünüyorum ve bu şansı kıskanıyorum." Son kelimeyi fısıltıyla karışık söylemişti.
Beni kıskanıyordu. Beni, Mert'ten kıskanıyordu. Daha önce hareketlerinden anlasam da bunu ilk kez birebir işitmiştim.
"Ve bu his, elimde olmadan öyle laflara dönüşüyor işte." Gözlerini nihayet gözlerime çevirdiğinde mahcup bir tavırla "Kusura bakma," dedi.
Onun iyi niyetinden oldukça eminken gülümsedim. "Sorun değil."
Onun bakışları hemen arkamdaki boşluğa kayarken "Ben derse gidiyorum," dedi. Ardından gözlerime baktı ve gülümsedi. "Görüşürüz."
Başımı hafifçe arkama çevirdiğimde Mert'in ve diğerlerinin geldiğini gördüm. Ardından Emre'ye döndüm ve "Görüşürüz." dedim. Çok geçmeden Mert yanıma gelmiş, birlikte kalan merdivenleri çıkmaya başlamıştık.
Ben az önceki olayla ilgili konuşur, Emre'ye laf sokar sanmıştım ancak o konuyu açmamıştı bile. Sanki hiç yaşanmamış gibi yapıp, başka şeylerden bahsetmeye başlamıştı. Belki benim Emre'ye verdiğim cevap onu tatmin etmeye yetmişti. Belki de üzüldüğümü dile getirdiğim için artık Emre'ye ters davranmamaya karar vermişti.
Bu durumdan oldukça hoşnutken yaşanan ufak atışmanın büyümeyişi beni mutlu etmişti. Demek ki istediğimiz sürece, bu dengeyi koruyabiliyorduk. En azından şimdilik.
bölüm sonu🌑
Mertciğimin sakinliğinin nedeni ne sizce?
Diğer bölüm görüşmek üzere 💛
instagram|hayaliyazan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)
Short StorySolunu en yakın arkadaşının varlığıyla tıka basa dolduran Dolunay, kalbinde aşka yer kalmadığına emindi. Oysa aşk en çok, yanıltmayı severdi. texting #1 (24.11.2020) mizah #1 (09.12.2020) lise #1 (10.12.2020) genelkurgu #1 (11.01.2022) aşk #1 (02.09...