Biz yine fennnaa bir bölümle karşınızdayız ashshs
İyi okumalar🌼
🌍
Bugün sabah kendimi biraz kötü hissettiğim için okula gelememiştim. Üzerimde hastalık öncesi oluşan o kırgınlık hissi vardı. Galiba dün sahilde biraz fazla üşümüştüm. Neyse ki dinlenmek bana iyi gelmişti. Öğleden sonra okula gidebileceğim kadar iyi hissetmiştim kendimi.
Üzerimdeki mor yağmurluğun ceplerine, ellerimi yerleştirirken okulun girişine doğru ilerliyordum. Ben okula girmeden, beni yakalayan yağmur taneleri usulca dökülürken bir tanesi kirpiklerimin üzerine düşüvermişti.
Hafifçe gözlerimi kırpıştırdıktan sonra son kalan basamağı da çıkıp içeriye girdim. Adımlarım direkt olarak sınıfa doğruydu. Yürüyüşümün hızlı olması nedeniyle nefes nefese kalmıştım.
Nihayet sınıfa ulaştığımda, kapıyı açıp içeriye girdim. Saat erken olduğu için yalnızca birkaç kişi vardı. Mert'e geleceğimi söylememiştim haliyle şu an nerede olduğunu bilmiyordum. Muhtemelen yemek yiyordu, kantindeydi ya da masa tenisi oynuyordu.
Sıramı güzelce temizledikten sonra çantamı, ardından da nemli olan yağmurluğumu koydum ve sınıftan çıktım. Telefonumu yanıma almamıştım, haliyle Mert'i okulu gezerek bulacaktım.
Koridorda ağır adımlarla ilerliyorken, bir yandan da yağmurdan nasibini alan saçlarımı yatıştırmaya çalışıyordum. Adımlarım direkt merdivenlere doğru olsa da, işittiğim sesle birlikte olduğum yerde duraksadım.
Mert'in sesiydi. Başımı, yavaşça yan tarafa doğru çevirdim. Koridorun en başındaki boş sınıftan geliyordu ses. Önce, telefonla konuştuğunu zannettim. Ancak sonradan konuştuğu kişiyi işittim ve o kişinin Gözde olduğunu anladım.
Adımlarımı usulca oraya doğru çevirdim. Kapı hafif aralık kalmıştı. Bedenimi, onların görmeyeceği şekilde kapının arkasına gizledim. Gizli bir şey konuşup konuşmadıklarını anlamak adına kulağımı kapıya doğru yaklaştırdım. Ona göre içeriye dalacaktım.
"Gözde," demişti Mert. "Ben sana o gözle bakmadım, bakamam da."
Gözlerimi büyüttüm. Üç beş saat okula gelmedim, olanlara da bakın. Ya öğleden sonra gelmesem neler olurdu kim bilir?
Buraya gelmenin ne de mantıklı bir tercih olduğunu bir kez daha hissederken onları dinlemeye devam ettim.
"Nedeni ne?" Gözde'nin sesi oldukça sakin çıkmıştı. "Onu söyle bari, bileyim."
Çünkü sinsisin.
Göz devirip, yeniden sözlerine kulak kesildim. "İlla bir nedeni mi olmalı? Sana arkadaş olarak bakıyorum işte. Başka bir nedene ihtiyaç duymuyorum."
"Sana olan hislerimi fark etmediğine inanmıyorum. Elimden geldiği kadar hissettirdim Mert, bana karşı koyamazsın diye düşündüm. Ne bileyim, hangi erkek ilgiden hoşlanmaz ki?"
"İlgiye ihtiyacı olmayanlar mesela."
Helal be.
"Peki sevgi?" dedi Gözde. "Hangi insan sevgiye boyun eğmez ki? En azından bir şans verir, değil mi?"
"Belki benim sevgiye de ihtiyacım yoktur Gözde."
"Belki de başkasına olan sevgine öyle güçlü tutunmuşsundur ki, kendini unutmuşsundur Mert."
"Ne demek istiyorsun?"
Gözde lafı daha fazla dolandırmadı. "Başkasına mı aşıksın? Bunu demek istiyorum Mert. Sevgilin yok, onu hepimiz biliyoruz. Ancak bu aşık olmadığın anlamına gelmez. Biri mi var, bilmediğimiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)
NouvellesSolunu en yakın arkadaşının varlığıyla tıka basa dolduran Dolunay, kalbinde aşka yer kalmadığına emindi. Oysa aşk en çok, yanıltmayı severdi. texting #1 (24.11.2020) mizah #1 (09.12.2020) lise #1 (10.12.2020) genelkurgu #1 (11.01.2022) aşk #1 (02.09...