S2 E13

438 39 4
                                    

Natasha en sonunda çalan telefonu duvara fırlatarak susturdu, bu sefer aşağı kattaki telefon çalmaya başlayınca yandaki yastığı alıp yüzüne kapatarak çığlık atmaya başladı. "Aşağıdaki telefonu da parçalamak ister misin?"

Carol'un sorusu ile Natasha elindeki yastığı ona fırlatıp kafasını koltukta geri atıp tavana bakmaya başladı.

"Bir şeyler yapmalıyız."

"Evet Vis, mesela önce Bella'nın nerede olduğunu öğrenmek gibi."

"Bu çok anlamsız, birden kayboldu ve hiçbir yerde yok."

Bruce konuştuğunda herkes ona bakıp hak verdi. Tek başına nereye gitmiş olabilirdi?

"En azından New York içinde olduğunu biliyoruz değil mi?"

Quill'in sorusu ile herkes onay mırıltıları çıkarırken Bucky öne atladı. "Madem hâlâ New York dışına çıkmadı, onu bulabiliriz. Mesela gideceği yerleri liste hâline getirerek grup grup gideriz ona bakmaya."

"Bucky," Natasha yüzünü sıvazlayıp konuştuğunda Bucky bu ses tonundan hoşlanmamıştı. "bütün New York şehrinin şu an bize düşman olduğunun farkındasındır umarım. Ross onları bize karşı kışkırtıyor. New York şehri, İntikamcıların yok olmasını istiyor. Bella'yı çok önceden insanlara yapılan bir şekilde giyotinle kafasını kesmek istiyorlar ve ben...Ne yapacağımı bilmiyorum çocuklar. Korkuyorlar. Bu Bella'nın ilk birisini öldürüşü değil. Kendilerine zarar gelecek diye korkuyorlar ve o kadar haklılar ki...Ama Bella'yı eski bir yöntem ile etkisiz hâle getirmek...Berbat ötesi bir durum. Büyük ihtimalle dışarı çıktığımız gibi halk bizi ezmek için her şeyi yapacak."

Natasha konuşmasını bitirdiğinde ellerini birleştirerek başını eğip zemini izlemeye başladı. Tony ve Steve'in burada olması için her şeyini verir hâldeydi. İçeri giren Thor ile herkes başını o tarafa çevirdi. Kutlamadan beri Asgard da takılıyordu. Haberleri duymuş olmalıydı. "Dostlarım Bella nerede?"

"Bilmiyoruz Thor. Dün geceden beri yok."

"Gazetecilere Bella'nın yaptığı fedakârlıkları anlattım ama dinlemiyorlar. Gerçekten çok sinirliler. Yalnız bırakılmaya gelmiyorsunuz."

"Ne yani? Bizim mi yüzümüzden oldu tüm bunlar?!" Carol'un bağırması ile Thor ona döndü. "Engel olabilirdiniz."

"Nasıl olmamızı bekliyordun Thor, hepimizden daha güçlü olan birine karşı ne yapabilirdik orada? Carol yüzünden hücreye sokulan kızı, bir daha tasma takarak hücreye mi tıksaydık yeniden? Bu mu? Daha da sinirlendirip Bella'nın hayatını mahvetmek mi? Tony öldü diye ona istediğiniz şekilde davranamazsınız." Wanda içindekilerini döktüğünde gittikçe sinirleniyordu. Carol bunun üzerine ayağa kalkıp Wanda'nın üstüne doğru yürümeye başladı. "Neden bir anda her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyorsun? Madem bu kadar zoruna gidiyordu onu hücreye tıkıp tasma takmak, neden zamanında sende buna destek çıkıp imzalayıp onun karşısında savaştın?!"

Wanda daha da öfkelenirken o da Carol'un üzerine doğru yürümeye başladı. "Hatalıydım, belki de yapmamam gerekiyordu. Fakat ne kadar güçlü olduğumu unutup birilerin tehdidini umursamış gibiydim. Hatırlıyorsun öyle değil mi? Kendini hep üstün görüyorsun, görevlerde yalnız takılıp başına buyruk hareketlerin. Biz bir takımız, takım olarak devam etmeliyiz. Kendi kafamıza göre karar veremeyiz. Belki de seni içeri attırmak için imza toplamalıydık."

"Ne için? Başıma buyruk takıldığım için mi?"

"Hastasın."

Wanda son sözünü söyleyip giderken Vision da peşinden gitti. Carol sinirle koltuğa oturduğunda Bucky, omzunu sıktı. "Herkes agresif, ne dediğini bilmiyor. Umursama." Carol, Bucky'nin elini ittirip gözlerini kısarak yüzüne baktı. "Sence umrumda gibi mi?"

𝐑𝐞𝐭𝐮𝐫𝐧 𝐇𝐨𝐦𝐞 ↺ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin