Bella Stark'tan Mektup

612 50 15
                                    

Selam! Ben Bella Stark.

Hayatımı az çok biliyorsunuz değil mi? Ya da öyle sanıyorsunuz.

1 Ocak 2001 tarihinde mucizevi bir şekilde dünyaya geldim. Annem Pepper Potts ve babam Tony Stark. 5 yaşına kadar her şey çok güzeldi. Ta ki annem ve babam şiddetli bir tartışma içine girene kadar. Annem gittikten 2-2.5 ay sonra bir hastalığa yakalandım. Aşırı tehlikeli bir hastalık. Hastalık dönemim boyunca hiçbir şey yapamadım. Yapmadım.

Ne yemek yiyordum ne de su içiyordum. Eski tombul ben 2 ay da bir deri bir kemik kalmıştım. Bütün İntikamcılar benim için endişeleniyordu. Ben ise sadece 5 yaşındaydım ve korkuyordum. Mucizevi bir şekilde dünyaya gelişim mucizevi bir şekilde de gidişim olacaktı. Bu dönem de en çok babam yıprandı. Canını dişine taktı ve benim için her gün büyük uğraşlar verdi. Hem ruhen hem de bedenen en çok o yorulmuştu. Annem yerine koyduğum Natasha, görevlerden çok fazla uğramıyordu. Sorun ettiğim bir şey değildi. Sonuçta kurtarılacak bir sürü masum insan vardı. Sırf ilgi için onların ölmesini istemezdim. Tabii ilgi de istemiyordum. Ne zaman ilgi gösterseler kendimi ölüme o kadar yakın buluyordum. Tek istediğim o lanet hastane kokusunu burnumdan atıp oradan çıkmaktı. Peter okul dönüşleri yanıma gelir ve o gün ne yaptıklarını heyecanla anlatırdı. Bazen arkadan May Hala'ya bakar ve ağladığını görürdüm. Belki de kaderim buydu. Kaderim de varmış bu deyip kabullendim hastalığımı. Bir gece saat 2 suları odamın kapısı açıldı. Uzun turuncu sarı karışımı gibi saçları olan bir kadın geldi. Kolumda bir acı hissetmiş gibiydim. Uyku ve uyanıklık arasında olduğum için çokta anlam veremedim. Sonra başımda hayal meyan birisinin dudaklarını hissettim. Sabah uyandığımda herkes başımdaydı. Babam elimi sıkıca tutmuş beni dolu gözlerle izliyordu. Gece meğersem ölmüşüm. Ne kadar ironi değil mi?

Öteki taraf seyahatimden sonra dünyaya geri gelmişim. Doktorlar çok uğraşmış gece. Sağolsunlar. O gün hastane çıkışı herkes o mucizevi geri dönüşümü konuşuyordu. Ben ise sadece o kadının bana ne yaptığını düşünüyordum. Ve kim olduğunu.

Hastalık döneminden sonra okula başladım. Her çocuk gibi ben de reddettim. Gitmek istemedim. Kaçtım. Uçtum. Saklandım. Bazen uçurdum. Ama maalesef el mahkûm okula gittim. Babam her ne kadar zeki olsam da okula gitmemi ve normal bir çocuk olmamı tembihledi. Her sabah Steve bana çikolatalı pancake yapar ve beni okula bırakırdı.

Peter'e göre okulda geniş bir çevrem yoktu. İnsanlardan her zaman kaçtım, saklandım. Çünkü bilmemeleri gereken bir şey vardı. Bu yüzden onlara karışmazsam sorun çıkmaz diye düşündüm. Çok büyük yanılmışım. Şimdi ki aklım olsa hepsini küle çevirirdim. Ama çocuk aklı işte ne yapabilirim? Bir kız ile tanıştım. Tanışmaktan ziyade sapık gibi peşimde dolandı. Teneffüste, derste, kafeterya da, eve giderken bile! Nereye gidersem gideyim peşimden geliyor ve beni asla yalnız bırakmıyordu.

Sustum, ilgilenmezsem gider sandım. Sanırım yaptığım en büyük aptallıklardan biri de buydu ya. Susmak. Ne kadar acı. Sarı bukleli saçları ve masmavi gözleri ile bana Steve'i anımsatan bu kız. Sarah. Sonunda bir gün benimle konuştu.

"Benden neden sürekli kaçıyorsun? Sadece arkadaşın olmak istiyorum."

"Benim arkadaşa ihtiyacım yok."

Var. Hem de çok. Yalnızım. Ve bir yardım eline o kadar ihtiyacım var ki keşke anlatabilsem Sarah. Bu konuşma bizim ilk ve son konuşmamızdı. Ertesi gün okula girdiğimde peşimde dolanan bir Sarah yoktu. Beni artık bıraktığını düşünüp rahat bir nefes almıştım ta ki diğer günler okulda göremeyene kadar. Müdüre gidip Sarah'ı sordum. Talihsizlik. Sarah ölmüştü. Bunu daha ne kadar kibar bir dille söyleyebilirim bilmiyorum. Her ne kadar rahatsız olsam da peşimde dolaşması hoşuma gidiyordu. Sonrasında büyük bir boşluk oluştu hayatım da. Sanki en değer verdiğim kişiyi kaybetmiştim. Hatırlıyorum da, okula ilk geldiğim de zorbaya uğramıştım. O gelip beni savunmuştu. O koruyup kollamıştı. Üzgünüm Sarah...Sana hak ettiğin değeri veremediğim için. Her gün mezarını ziyaret edip suladım gizlice. Çiçek ektim. Hiçbir çiçeği soldurmadım. Asla aksatmadım gidişlerimi. Hâlâ daha gider geri dönmesi için yalvarırım. Acaba geri gelseydi bir daha sever miydi beni? Ben Bella Stark dünyadan güzel bir çiçeği bahçesinden koparıp soldurdum.

𝐑𝐞𝐭𝐮𝐫𝐧 𝐇𝐨𝐦𝐞 ↺ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin