4 Nisan'da Rdj'nin doğum günü var ve ben bunun için biraz fazla heyecanlıyım. Çünkü ben Marvel fandomuna katılalı neredeyse 7 ay falan olmuştur herhalde. İlk defa Rdj'nin dgsini kutlayıp ona bir edit yapmaya çalıştım. Edit...Pek olmadı aslında oldu gibi ama arada bir şeyler çıkıyor ve bilmiyorum beni rahatsız ediyor. Neyse çok uzatmayayım sadece şey soru cevap etkinliği yapalım mı? Bana ya da karakterler için. Ve bölüm hakkında ufakta olsa fikirlerinizi yazarsanız sevinirim. Ve şu 'betimleme' konusu, betimleme yapabilir miyim? Belkiiii. Ama benim en nefret ettiğim şey hem okurken hem de yazarken betimlemelerdir. Ama eğer çok isterseniz arttırırım neyse bölüme cidden bu sefer geçelim <3
"Sadece biraz istirahat etmesi gerekiyor Bay Stark, biraz daha burada tuttuktan sonra hastaneden çıkabilir."
Tony anlayışla başını sallarken Steve, hastane yatağının hemen yanındaki siyah deri koltukta oturup Bella'ya bakıyordu.
Doktor bir şeyi yok diyordu, peki bu kız neden 5 gündür burada yatıyordu?
Doktor odadan çıktıktan sonra Tony, eliyle yüzünü sıvazlayarak sinirle Steve'e döndü.
"Doktorun ne dediğini duydun değil mi? Sidici istirihit biy sitirk."
Steve, soğuk ve donuk bakışlarını Tony'e yöneltip derin nefes aldı.
(Bu kitapta niye bu kadar derin nefes alma ve göz devirme mevcut?!)
"Tony, doktoru duydun. Bir şeyi yok işte."
"Ah öyle mi Yüzbaşı? Söyle bakalım, benim kızım neden 5 gündür burada ve hiç uyanmıyor. Bella'yı bilirsin Steeb, o 12 saatten fazla uyuyamaz."
Steve'in bakışları Bella da idi. Tony'e hak veriyordu vermesine ama bu olaya verebilecek bir cevabı yoktu. Tek yapabildiği şey Bella'nın artık uyanması için Tanrı'ya olan dua edişleriydi.
Tony bıkkınlıkla nefes verirken Steve, yumruk yapmış elini yanağına koyup Tony'e döndü.
"Sorun ne?"
"Bella...Jarvis'i çok seviyordu."
Steve, gözlerini kırpıştırıp tekrar Bella'ya baktıktan sonra donuk maviler Tony'e döndü.
"Şey..." Steve bir an ne diyeceğini bilemedi, ne diyecekti Bella'ya? 'Ah Bella Jarvis sonsuza kadar gitti-' tamam bu kötü bir fikirdi. Küçüklükten beri Jarvis ile mükemmel dostluğu olan Bella yıkılacaktı ve evet bir de ölüm olayı vardı. "Bilmiyorum Tony, kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyorum."
Tony ayakta dikilirken içeri Clint girdi.
"Tony, Wanda iyi değil ve...Onu sakinleştiremiyoruz."
Tony, Steve'e bakarken yardım diliyordu sevgilisinden. Biz şimdi ne yapacağız?
Clint'e dönüp sevimli bir şekilde gülümseyerek yanıtladı adamı.
"Oh öyle mi Legolas? Peki bunu bana neden söylüyorsun! Ben ne yapabilirim? Söyle bana. Onu da mı hücreye tıkalım. Siz seversiniz zaten insanları hücreye tıkmayı."
Tony sinirle gidip yatağın ucuna oturduğunda Clint bir adım atıp ağzını açmıştı ki Steve girdi araya.
"Hayır Clint, Bella ne kadar tehlikeliyse Wanda da bizim için bir o kadar tehlike arz ediyor."
"İkisi de cadı, ne bekliyorsun ki Yüzbaşı?"
Steve buna göz devirirken yandan homurtuya benzer sesler duyduğunda başını sola çevirdi.
Bella kendine gelmeye başlarken hem Clint hem de Tony yatağın başına geldi.
Bella gözlerini açtığında etraf ilk başta bulanıkken yavaş yavaş netleşiyordu. Başındakileri seçtiğinde kaşlarını çatıp yatakta doğrulmaya çalışırken Steve hemen Bella'ya yardım etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐑𝐞𝐭𝐮𝐫𝐧 𝐇𝐨𝐦𝐞 ↺
Fanfiction[Uᴢᴜɴ ᴢᴀᴍᴀɴ sᴏɴʀᴀ ʏᴜᴠᴀsıɴᴀ ᴅᴏ̈ɴᴇɴ Bᴇʟʟᴀ Sᴛᴀʀᴋ] •••• "𝐵𝑖𝑧𝑖 𝑛𝑒 𝑡𝑎𝑠𝑙𝑎𝑟 𝑛𝑒 𝑇𝘩𝑎𝑛𝑜𝑠 𝑛𝑒 𝑑𝑒 𝑏𝑎𝑠𝑘𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑠𝑒𝑦....𝐵𝑖𝑧 𝑘𝑒𝑛𝑑𝑖 𝑘𝑒𝑛𝑑𝑖𝑚𝑖𝑧𝑖 𝑦𝑜𝑘 𝑒𝑡𝑡𝑖𝑘." OKUMAYIN ULA YETER